Cumartesi“Başarının sırrı hikayede gizli”

“Başarının sırrı hikayede gizli”

03.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

54 milyon kişi tarafından izlenen müzikal “Mamma Mia!” tekrar İstanbul’da. Müzikalin yıldızları ve yapımcısı sırrın hikayede gizli olduğunu söylüyor: “Duygulara hitap ediyor, herkes bağ kurabiliyor”

“Başarının sırrı hikayede gizli”

Dünyanın en ünlü müzikallerinden “Mamma Mia!” bir kez daha İstanbul’da. Geçtiğimiz hafta içinde gösterimlerine başlanan müzikal bugün saat 15.30 ve 20.30’da, yarın 14.30 ve 19.30’da Zorlu Center PSM’de sahnelenecek. Açılış gösterisinin ardından, İsveçli ünlü topluluk ABBA’nın müziklerinden uyarlanan müzikalin üç yıldızı Niamh Perry, Sara Poyzer, Richard Standing ve yapımcı Mark Hilton ile buluştuk.

“Bu şovda olacağım aklıma gelmezdi”

NIamh Perry
(Sophie Sheridan rolünde)

-Türk seyircisini nasıl buldunuz?

Çok çok iyilerdi. Şovdan keyif aldıklarını sahneden görebildik. Doğru zamanlarda güldüler. Bu iyiye işarettir her zaman. Çok da kibarlardı. Uluslararası bir turneye çıktığınız zaman her ülkede seyirci tepkisi farklıdır. İstanbul’da bunun doğruluğunu olumlu anlamda tekrar anladık.

-Gürültü yaptılar mı?

Hiç! Buradan önce Tel Aviv’deydik. Ben gürültü diye ona derim. Buradaki gösterimizde izleyiciler daha sessiz ve saygılıydı.

“Turnede hayat çok garip”

-İstanbul’a ilk defa mı geldiniz?

Evet. Uzun zamandır gelmek istiyordum. Çok sevindim.

-Şehre vakit ayırabilecek misiniz?

Evet. Röportajdan sonra Kapalıçarşı’ya gideceğiz.

-Uluslararası bir turneye çıkmak nasıl hissettiriyor? Herkesin söylediği gibi harika mı yoksa yorucu mu? Ya da evinizi çok özlüyor musunuz?

Çok garip bir hayatınız oluyor uluslararası bir turneye çıktığınız zaman. Ben sadece 1.5 yıldır turnedeyim ve yaptığım hiçbir işe benzemiyor. Gün geçtikçe gösterideki insanlarla çok yakın arkadaş oluyorsunuz. Yarı zamanlı bir aile gibi neredeyse. Neyse ki programı bize zaman kalacak şekilde ayarlıyorlar ve eve gidip ailemizi de görebiliyoruz.

“Herkes ABBA’yla dans etmiştir, tabii ki ben de”

-ABBA’yla aranız şova başlamadan önce nasıldı?

Şimdi her gün şarkılarını söylüyorum ama eskiden de çok dinlerdim. Hatta onları dinleyerek büyüdüm diyebilirim. 2004’te Dublin’de “Mamma Mia!”nın ilk gösterimlerinden birini de izlemiştim. İrlandalıyım bu arada. O zamanlar bir gün bu sahnede olacağımı hiç tahmin etmezdim.

-ABBA müzikleriyle dans ettiniz o zaman...

Herkes etmiştir. Bir düğüne ya da partiye gittiğinizde kesin çalarlar çünkü.

-Bu rolü nasıl aldınız?

Bu rolü ben Londra’da West End’de oynamıştım. 18 yaşındaydım ve seçmelere girerek rolü aldım. 1.5 yıl önce ise bir telefon geldi ve uluslararası turneye çıkmam istendi.

“Eşim de rolü alınca şampanya patlattık”

Sara Poyzer
(Donna Sheridan rolünde)

-İstanbul’daki ilk gösteriniz nasıl geçti?

Açılış gösterileri farklıdır çünkü ünlüler ve davetliler gelir. İlk gösteri daha sessiz geçer. Fakat burada seyircinin heyecanlı olduğunu fark ettik. İyi zaman geçirdikleri belliydi.

-Uluslararası bir turneye çıkmak sizin için yorucu mu?

Yorucu. Yeni bir ülkede olmak her zaman zorlayıcıdır. Yemek gibi en basit şeyleri bulabilmek bile zor olur bazen. Evinizin rahatlığını da bulamazsınız. Fakat ben bunları da seviyorum galiba. Her şeyin yeni olması fikri benim hoşuma gidiyor. Turnenin en iyi yanlarından biri dünyayı görmek zaten.

“54 milyon seyirci... Kulağa çılgınca geliyor”

-Türkiye’ye ilk kez mi geldiniz?

Evet. Programımız çok yoğun değil. Üç günlük bir boşluk var. Umarım şehri de gezeceğiz. Ama havanın güzel olduğu bir zaman sadece tatil için Türkiye’ye gelmek istiyorum.

-Türkiye’nin ardından Yunanistan’da da sahneleyeceksiniz “Mamma Mia!”yı. İlginç olan, hikayenin Yunanistan’da geçmesi...

Evet. Üstelik şov ilk kez Yunanistan’da sahnelenecek. Yunanistan en iyi zamanlarını yaşamıyor. Bu neşeli şovu şimdi sahneleyecek olmamız da önemli.

-Rolünüzü nasıl aldınız? Seçmelere mi katıldınız?

Evet. West End’deki gösteri için seçmelere katılmıştım. Uluslararası turne için de seçmelere katıldım. Biraz zor bir süreçti. Dört ya da beş kez gidip gelmem gerekti. Daha sonra kocam (Richard Standing) da rolü alınca çok sevindik. Şampanya patlattık hatta.

-“Mamma Mia!”nın sırrı nedir sizce; insanlar neden bu kadar heyecanlanıyor bu şov için?

54 milyonda seyirci... Kulağa çılgınca geliyor değil mi? Bence “Mamma Mia!”nın sırrı duygulara hitap etmesi. Böylece herkes bağ kurabiliyor. Aşk, arkadaşlık, kıskançlık, yanlış anlaşılma... ABBA’nın müziğini de unutmayalım. Onların müziğinde olağanüstü bir şey var. 50 yıl sonra bile insanlar gelip görmek istiyor bu şovu.

“Yoruluyorum diyemem, ailemde madenciler vardı”

RIchard StandIng
(Sam Carmichael rolünde)

-İstanbul’u nasıl buldunuz?

Çok güzel. Şovu sahnelenediğimiz salonu çok beğendim. Salonları her zaman tercih ederim. Seyircileri görebilirsiniz, ne hissediklerini anlarsınız. Kendinizi de rahatlıkla duyarsınız. İlk geceler biraz zordur. Çünkü biz de seyirci de gergin oluruz.

-Yorgunluk da vardı sanırım ilk şovda...

Sana bir sır vereyim: Ben çok bir şey yapmıyorum. Eşim Sara ile Niamh yoruluyor. Ailemde madenciler vardı. Ben yoruluyorum diyemem. Sevdiğim işi yapıyorum ve iyi ödeme yapıyorlar. Neden şikayet edebilirim ki?

-Eşinizle birlikte turnede olmak nasıl bir şey?

Cehennem gibi. Hayır, şaka yapıyorum. Çok güzel. Üç şovda beraber rol aldık. Biz bu işte tanıştık zaten. Yani önce meslektaştık. Sonra arkadaş, daha sonra arkadaştan fazlası olduk. Ben çok mutluyum. Başka birinin onu öpmesine gerek kalmıyor.

-Çocuklarınız var mı? Evinizi özlüyor musunuz?

Var. Ama ikisi de yetişkin. Sadece para veriyorum onlara. Her gün görmeme gerek kalmıyor. Biri dilbilimci. Diğeri moda dünyasında.
Bu pantolonu da o seçti. Bana pijama gibi geliyor ama bir bildiği vardır.

“Sting’i en güzel yerlere götürmüşler İstanbul’da”

-Gençliğinizde ABBA’nın müzikleriyle dans etmiş miydiniz?

Hayır. Ben gençken punk-rock dinliyordum. Depresif bir gençtim. Ama yaşlandıkça ABBA’nın ne kadar iyi olduğunu anlıyorsunuz.

-İstanbul’u ilk defa görüyorsunuz, değil mi?

Evet. Daha önce gelmediğime inanamıyorum. Aslında İngiltere’de çok popüler bir tatil rotasıdır Türkiye. Fakat ben bir işçi ailesinden geliyorum ve ülke dışına çok fazla çıkmadım. İstanbul hakkında çok iyi hikayeler duydum. Arkadaşım The Police ile İstanbul’a gelmişti. Çok iyi parti mekanları olduğunu söyledi. Sting’i en güzel yerlere götürmüşler.

“Bu şovda aşk da var, arkadaşlık da...”

MARK HILTON (Yapımcı)

-İlk gösteri nasıl geçti, sizi tatmin etti mi?

Harikaydı. İnsanlar da çok sıcak karşıladı bizi. Seyircinin salonu doldurması bizi heyecanlandırdı. Bu heyecan sahnede de hissediliyordu.

-Yedi sene önce de gelmiştiniz...

Çok farklı bir ekiple gelmiştik. Farklı bir salonda sahnelemiştik.
Yeni salonumuz çok daha güzel.

-Size “Mamma Mia!”nın sırrını sormak istiyorum. Onlarca ülkede sahnelendi, İstanbul’a ikinci kez geliyor ama insanları yeniden heyecanlandırabiliyor.

Önemli olan hikaye. İnsanlar bağ kurabiliyor çünkü içinde aşk var,
hem de yitirilip tekrar bulunan bir aşk.Arkadaşlık var. Ve harika müzikler.... Çoğu kişi bu müzikleri zaten biliyor. Böylece insanlar bu hikayeyi kendi hayatlarında da bulabiliyor. “Mamma Mia!”nın sırrı budur.

“37 ülkede 14 dilde sahnelendi”

-54 milyon insan bu şovu izlemiş.

Doğru. 37 ülkede 54 milyondan fazla insan izledi. 14 dile çevrildi şov. Bizim yapımımız İngilizce sadece.

-Peki bu şovu hayata geçirmenin en zor tarafı nedir?

Her ülkede şovu oranın insanlarına nasıl daha yakın hale getirebiliriz diye düşünüyoruz. Bunun dışında çok zor bir yanı yok çünkü çok iyi kurgulanmış bir şov bu. Bir paket gibi. Belki bürokrasiyle uğraşmak zorluk yaratıyordur çünkü bu canavarı hareket ettirmek gerekiyor. Fakat harika bir menajerimiz var.

-Türkiye’nin bürokrasisi sizi uğraştırdı mı?

Hayır. Hiç. En zor şey trafikti.

-Kaç TIR’a ihtiyacınız oluyor “canavarı hareket ettirmeniz” için?

Tam sayıyı bilmiyorum. Yaklaşık 10 TIR kullanılıyor. Her şey bizimle hareket ediyor. Sahne, ışıklar, ses sistemleri, kostümler, peruklar...