03.05.2017 - 10:06 | Son Güncellenme:
DEHB ve suç konusunda konuşma yapan Prof. Dr. Bengi Semerci, “Tüm dünyada çocuk ve ergenlerde yasal sorunlar artıyor.Bu artışta sosyal ve klinik etkenler var. Çeşitli sosyal nedenlerin yanı sıra özellikle de tedavi edilmemiş DEHB bu artışı etkilemektedir.” dedi. Prof. Dr. Bengi Semerci ebeveynleri yakından ilgilendiren DEHB ve suç ilişkisi konusunda detaylı bilgiler verdi.
Tüm yaşamı etkileyen bir sorun
DEHB (Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) oldukça sık görülen bir durumdur.Soruna dikkat eksikliğine, algı bozukluğu ve genellikle aşırı hareketlilik eşlik edebilir.Okul öncesi dönemden başlayıp tedavi edilmediği takdirde erişkin dönemde de tüm yaşamı etkileyebilir. Buna karşın DEHB kolay tanınabilir olup, doğru yaklaşımla ele alındığında başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
Tutuklamalarda önemli bir etken
Dürtüsellik, aşırı hareketlilik, huzursuzluk, düşünmeden harekete geçme, planlamada sorunlar, kontrol azlığı, risk alma ve sonuçları tahmin etme yetersizliği, suç davranışı ile bağlantılıdır.
Kopenhag Ebeveyn Projesi’nde aşırı hareketlilik, huzursuzluk ve dikkat azlığının 11-13 yaş arasından yapılan şiddet nedeniyle tutuklamalarda önemli bir etken olduğu gösterilmiştir.
Pitsburg araştırmasına göre ise DEHB+davranım bozukluğu olan grupta, tek başına DEHB ya da DEHBvekarşıt gelme bozukluğu olanlara göre daha çok sorun varlığı gözlemlenmiştir. Çalışma aynı zamanda tedavi olması gereken çocukların uygun tedaviyi almadıklarını da göstermiştir.
Psikiyatrik faktörler arasında DEHB ve davranım bozukluğu tanıları olan ergenlerin şiddeti daha yüksek, ciddi suçlar işlediğini gösterilmiştir. DEHB tanılı olgularda suç şiddetinin daha yüksek olması yargılamalarının zayıf olması ve dürtü kontröllerindeki zayıflık, davranım bozukluğunda ise empati eksikliği, duygusuz ve duyarsızlık özellikleri ile ilişkili olabilir.
Psikiyatri ve adalet sistemi arasında güçlü bir ilişki var
Tedavi edilmemiş DEHB, davranım bozukluğu eş tanısı, suça yönelik davranışlar için bilinen bir risk faktörüdür. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir.
Psikiyatri ve adalet sistemi arasında güçlü bir ilişki vardır.Özellikle suça yönlendirilmiş çocuk ve gençler farklı klinik tanılar almaktadır. DEHB ve davranış bozukluğu bunların en önemlilerindendir.Bu nedenle psikiyatristler de kliniğe başvuran çocuk ve gençlere tanı koyma ve tedavi etmenin yanı sıra onları suçtan korumak için de çaba sarf edilmelidir.
Dr. Susan Young “Yaşam sürelerini kısaltan davranışlar”
DEHB konusunda uzun yıllar araştırmalar yapan ve globalde bu konuda pek çok çalışma yürütenImperialCollegeLondon Tıp Fakültesi, Akıl ve Ruh Sağlığı bölümü, Adli Klinik Psikoloji uzmanı Dr. Susan Young ise “DEHB; sonradan öğrenilmiş bir davranış biçimi, yaramazlık ya da kötü çocuk yetiştirmenin bir sonucu değildir.
DEHB olan çocuklar, doğru yaklaşım ile tedavi edilmediğinde yetişkin olduklarında, yaş ile birlikte hareketliliklerinde azalma olsa da farklı şekilde sorunun devam ettiği görülmektedir. Özellikle ergenlikten yetişkinliğe geçişte tedavi edilmemiş DEHB bu bireylerin suça karışma hatta yaşam sürelerini kısaltıcı yanlış davranışlar göstermelerine neden olmaktadır.
Yetişkin bireylerde, risk alımı, alınan kararların sonunun düşünülmeden hareket edilmesi, kötü bütçe yönetimi, aldığı sorumluluğu eksiksiz ve düzgün yerine getirememesi, sosyal iletişim problemleri gibi durumlara yol açmaktadır. Bunların sonucu olarak suça karışma, trafik veya iş kazası nedeniyle can kaybı, maddi riskler sonucu kendilerine ve aileye verilen zarar gibi pek çok olumsuz duruma rastlanmaktadır. Dolayısıyla DEHB, bireyin yaşam süresini de etkilemekte, kazalar nedeniyle erken ölümlere yol açabilmektedir. Oysa çocukluk döneminde bu çocukların tedavisi doğru ve iyi bir şekilde yapılarak tüm bu riskler minimuma çekilebilir. Bu sebeple DEHB’in erken tanımlanması ve tedavisi birey, aile ve toplum için çok önemlidir.” dedi.
Haber: Serap Torun