14.05.2014 - 15:31 | Son Güncellenme:
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Sorunlarını Araştırma Merkezi (DİKASUM) ile ortaklaşa gerçekleştirilen proje kapsamında, kentin kenar semtlerinde erken yaşta evlendirilen 300 kadın ile bire bir görüşerek erken yaşta evlilik konusunda çalışma yapan Dicle Üniversitese Tıp Fakültesi Psikyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Remzi Oto, çalışmasının sonuçlarını açıkladı. Prof. Dr. Oto, çalışma sonucunda çarpıcı sonuçlar elde ettiklerini ifade ederek şunları söyledi:
"Özellikle 15 yaş altı zorla yaptırılmış evliliklerde sadece çocuğun ’çocuk gelin’ olarak gönderilmesi değil, aynı zamanda çocuğun ailesi tarafından istismar edilmesi, ailesi tarafından bir başka aileye, damat denilen ve kendisinden daha büyük, bazen çok yaşlı, bazen orta yaşlarda, bazen de genç olan bireyler tarafından yaşam boyu istismar edilen bireyler olarak gönderildiklerini acı da olsa görmüş olduk. Bu kişiler şimdi yaşam boyu bu travmanın etkisi altında sürekli hastalıklarla, psikyatrik sorunlarla, kendileri çocuk oldukları için yetiştirdikleri çocukların sorunlarıyla uğraşmış oluyorlar ve bütün yaşam boyu bir istismar kurbanı bireylerle maalesef ciddi bir sayıda bireyle karşılaşmış oluyoruz."
’BAZI KÜÇÜK GELİNLER AİLESİ İLE 2- 3 YIL GÖRÜŞTÜRÜLMÜYOR’
Prof. Dr. Remzi Oto, çocuk yaşta evlendirilmenin ciddi bir mağduriyetin ve ciddi bir istismarın başlangıcı olduğunu vurgulayarak açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Çocuk dışarıda oyun oynarken, evine geldiğinde arkadaşlarından ayrıldığında, ya da evine çağrıldığında herhangi bir şekilde gelinlik adı altında bir elbise giydirilerek, o anda bir arabaya bindirilerek bir başka eve gelin olarak götürülüyor. Ve bazılarında ilginçtir 2-3 yıl kendi anne ve babası veya ebeveynleriyle görüştürülmeyerek, o ailede belki esir şeklinde istismar mağduru çocuklarla karşılaşıyoruz. Herhangi bir şekilde, her hangi bir yerde çalıştırılıyor, evin içerisinde çalıştırılıyor. Geniş bir ailenin içerisinde hepsine hizmet edeceği şekilde çalıştırılıyor. Korkuyorlar, acılarla başa çıkmak için bütün yaşamları travmatik oluyor. Bütün yaşamları acılarla dolu bireyleri, maalesef ailelerinin istismarı sonucu görmüş oluyoruz."
’BÖLGEDE 15 YAŞ ALTI EVLİLİKLER VAR’
Türkiye ortalaması kabul edilen her 3 evlilikten birinin çocuk yaşta yapılan evlilik olduğunu, bunun bölgedeki oranının ise yüzde 50’nin üzerinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Oto, şunları kaydetti:
"18 yaş altı yapılmış evliliklere çocuk evliliği diyoruz. Bu tür damat ve gelinlere çocuk gelin, çocuk damat diyoruz. Fakat, bölgemizde çarpıcı olan şu. Çocuk yaşta yapılan evliliklerin oranı çok yüksek, yüzde 50’nin üzerinde. Ama aynı zamanda bizim üzerinde çok durmayı düşündüğümüz ve gerçekten onunla ilgili yasal ve sosyal yaptırımların eğitimlerin aile ve sosyal politikalar bakanlığının mutlaka müdahale etmesi gereken, 15 yaş ve altı evliliklerdir. 15 yaş ve altı evlilikler bizim bölgemizde, özellikle kırsal ve yoksul yerlerde, çok çocuklu ailelerde, parçalanmış ailelerde, sorunlu ailelerde, herhangi bir gelenek ve dini bir şeyle yapılmış oluyor. Özellikle bu grup çok büyük bir travma yaşamış oluyor yaşamı boyunca."
’KIZ ÇOCUKLARIN DEVAMSIZLIK TAKİBİ YAPILMALIDIR’
Çocuk yaşta evliliklerin önüne geçilmesi için alınacak n önlemleri de sıralayan Prof. Dr. Remzi Oto, şöyle konuştu:
"Kent merkezi ve ilçelerinde küçük yaşta evlendirilen kız çocukları için çok basit bir önlem var. Milli eğitim, öğretmenler, okul idarecileri, kız çocukların takibini, devam takibini yaparlarsa, önemli bir oranda kız çocuklarının küçük yaştaki evliliğini engellemiş olacaklar. Yani okullar, kız çocukların devam sorununu ciddiye alacak, takip edecek, evine kadar gidecek. Sosyal hizmet uzmanları veya psikolojik danışman hocalarımız var, evlerine kadar gidecekler. Muhtarlara, din adamlarına sorumluluk verilecek. Bölgede resmi olmayan din adamları, çocuğun adına, hatta çocuk olmadan vekalet alarak nikah kıyıyor. Kanuna karşı hile dediğimiz bir yöntem söz konusu oluyor. Çocuk olmadan onun adına nikah yapmış oluyor. Bu konuda yaptırımlar çok zayıf, yasal yaptırımlar çok zayıf. Yasal yaptırımları takip etmek çok kolay değil. Resmi nikahtan önce dini nikah yapmış bir din adamını bulmak çok kolay değil. Onu Kader olayında da gördük. Onun için mahalle bazında, kadın bazında, öğretmen bazında ve karakol bazında mutlaka ciddi bir eğitim koruyucu önleyici ve bilgilendirici bir eğitim yapılmasını zorunlu görüyoruz. Bu konuda bu yılın ortalarında Diyarbakır’da bir eğitime başlayacağız."
’ÇOCUKKEN ÇOCUK DOĞURUYORLAR’
Prof. Dr. Remzi Oto, 12 yaşında evlendirilen kız çocuklarının da olduğunu, bunlara çocuk gelin demeye karşı olduklarını ifade ederek şöyle devam etti:
"Çocuk yaşta zorla yaptırılmış evlilikler diyeceğiz. Bunların hamile kalması durumunda kendileri çocuk oldukları için hamile kalma durumunu kavrayamıyorlar. Bu nedenle de olan çocuğuna sağlıklı bakması mümkün değil. Hatta bunların önemli bir oranında düşükler çok yüksek oluyor, ölümler çok yüksek oranda. Ve o çocuklar doğarken, sağlık sorunu yaşayan çocuklar olduğunu hepimiz biliyoruz. Kendi yaşamını riske atan, bebeğinin yaşamını riske atan, çocukken çocuk doğurmuş oluyor. Ve maalesef bunun sonucunda hastalık, erken doğum, düşük doğum, bunlar erken yaşlarda evlendirildikleri için yasal sorunlarla karşılaşılmamak için hastaneyede götürülmüyorlar."