25.09.2014 - 11:38 | Son Güncellenme:
Yeni bir eğitim – öğretim yılına girdik. Sadece çocuklar değil ebeveynler de büyük bir heyecan içinde. Keyifli ve özgürlük içinde geçen bir yaz tatilinden sonra kapalı bir alanda, bir öğretmenle birlikte dersler görecek olmak çocuklarda gerginlik yaratabiliyor. Gelecek sınavları da hesaba kattığımızda çocuklar kötü bir psikolojiye girebiliyor. Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, ebeveynlere büyük görev düştüğünü belirterek “Çocuklar üzerinde stres yaratmayın ve hep pozitif yanlarına odaklanın. Çocuklarınızı arkadaşlarıyla kıyaslayıp yarıştaymış hissi vermeyin. Onların kendilerine güvenmeleri yönünde telkinlerde bulunun ve ‘Aferin’ sözünü esirgemeyin” uyarısında bulundu.
Çocuklar, hangi sınıfta olursa olsunlar sürekli bir eğitim telaşı ve yarışı içindeler. İlkokula başladıkları günden itibaren okul ödevleri, özel dersler, haftasonu etütleriyle çevrelenen çocuklarda stres, anksiyete, korku, içe kapanıklık gibi istenmeyen birçok psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Okula giderken anneden ayrılmamak için eline sarılmak, sınıfa girerken yüksek sesle ağlamak benzeri dikkat çekmek isteyen hareketler de görülebilir.
Spiritiüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, çocukların çok hassas olduklarını belirterek “Her zaman olumlu telkinlerde bulunun. Çocuğunuzun pozitif yönlerine odaklanın. Pozitif çoğaldıkça negatif eksiye gider” dedi.
İlkokula yeni başlayan çocukların ebeveynlerini daha anlayışlı olmaları gerektiğinin altını çizen Gülnur Ünal, “Çocuk ilk günden ayrılmak istemediği için elinizden geldiğince ilk günlerde yanında olun. Olabildiğince sevgi dolu olun. Kırgınlık ve kızgınlığınızı uzatmayın” ifadelerini kullandı. “Sabah çocuğunuzu okula yollarken kucaklayın, öpün ve başarılar dileyin” önerisinde bulunan Ünal, “Tehdit, azar ve kırgınlık çocuğunuzun sizden uzaklaşmasına neden olur. Sabah kalkmakta zorlanırsa kızmak yerine severek uyandırın” dedi.
Derslerinden kötü notlar alan çocuklarına ebeveynlerin, kesinlikle kızmaması gerektiğine vurgu yapan Spiritüel Gelişim Danışmanı Ünal şöyle devam etti: “Çocuğunuza ne kodlarsanız, kendisinde bu duygusunun büyümesine neden olursunuz. Örneğin sürekli ‘Tembel, sorumsuz’ dediğinizde, bu sözler davranışlara dönüşür. Kendisine olumlamalarda bulunun. ‘Bir dahakine daha iyi not alırsın’ sözünü söyleyin. Bilinçaltı saf olduğu için, olumlu sözler bilinçaltına yerleşecektir. ‘Şımarır’ korkusuyla iyi sözlerden ve övgüden kaçınmayın. Çocuğunuza aferin demekte cömert olun.”
“Çocuğunuza ne söylediğinizden çok çocuğunuza nasıl söylediğiniz önemlidir” diyen Gülnur Ünal, “Çocuklarınızla sevgi dolu kelimelerle konuşun. Her konuda sık sık fikrini sorun. Örneğin sabah okula giderken hangi ayakkabıyı veya giysiyi istediğini sorun. Onların duygu ve düşüncelerini ifade etmesine izin verin ve hepsine saygı duyun. Çocuklarla anlaşmanın en iyi yolu iyi niyetle yaklaşmaktır” şeklinde konuştu.