25.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
ORKUN BULUT
Matbaanın bulunuşundan sonraki en büyük değişim yaşanıyor belki de... O kadar büyük çapta gibi görünmese de, modern bir reformdan geçiyor insanlık. Medya hızlı bir dönüşüm sürecinde... Gazeteler tarih olacak gibi bir öngörü varken yapılan araştırmalar, basılı medyanın bir kurumun güvenilirliği için en önemli unsur olma özelliğini kaybetmediğini gösteriyor.
İnsanoğlu DNA’sından miras ‘parşömen’ güvenini önemsiyor. Bilinçaltında basılı kaynağı olmayan medyaya tam güvenmiyor; düzenlenip, silinme ihtimalini biliyor. Peki görsel medya, hatta edebiyat? En büyük değişim orada, icra edenler tarafından değil, bunu izleyenler tarafından yaşanıyor.
Dönemin Arthur Conan Doyle, Scott Fitzgerald ve Edgar Alan Poe gibi büyük yazarları yok. Yenilerin çoğu da çeşitli rakamlarla mental gelişim dolandırıcılığına evriliyor. Bahsettiğim reform belki de normal insanın değil, edebiyatla uğraşanların da hayal gücünü çaldı. İyi yazarlar ve hikayeciler yerine süper kahraman edebiyatı bayrak taşıyor. Bu dönem Peter Parker’ın Örümcek Adam’a dönüşmesi, Bruce Wayne ile Tony Stark gibi karakterlerin para ve teknolojiyle süper kahraman olup, her filmde dünyayı kurtarmasıyla modern bir mitoloji tanımlanıyor. Stan Lee çizgisi bir nevi Homeros olurken, Marvel türevleri İlyada gibi hikayelerin yerini dolduruyor.
Fenomenler gerçeği...
Televizyonlar en büyük değişimi yaşıyor. Amerika’da PayTV’yle başlayan yayın akışı bağımlılığından kurtulma yerini artık Netflix türevlerine bırakıyor. Bir dönem “Yerli dizi yersiz uzun” diye eleştirilen Türk dizi sektörüne benzer, ‘arkası yarın’ tadında bir yığın iş, fenomen olmuş durumda!
Bunların izleyici kitlesiyse televizyonda bir dizi izler gibi değil;
Larousse okuma tadında çevresiyle ve sosyal medyasında üst perdeden paylaşım yapıyor.
“Arkadaşlar...” diye konuşmaya başlayan tipler de, ‘o diziyi sevenler buna bayılacaktır’ tadında önerilerle çevresini yönlendiriyor.
Bir de YouTube ve bu platformun fenomenleri gerçeği var. Burada herkese ve her kültüre göre harika şeyler var. Ama genelde izlenilen konular komplo teorisyenleri... Türkçe izlenen bir video yapmak istiyorsanız, mutlaka bir tarafını dünyayı yöneten o aileye bağlayacaksınız. Hiçbir konuda derin düşünmenize gerek yok; hemen konuyu oraya getirebiliyorsunuz.
Hikayeler zayıfladı
Senaryolar zayıflayınca özgün işler azalıyor. Gişeler bu modern mitolojinin kahramanlarının düet filmleriyle taşıyor. Bu Marvel filmleri Harvard Business Review’a başarı hikayesi olarak gösteriliyor. Modern mitoloji popüler, hikaye
uyarlamaları zayıf kalınca ‘yaşanmış hikayeler’ üzerinden senaryolar evrimleştiriliyor. O biyografilerde mükemmel insanlar kusurlarıyla öne çıkarılırken, kapitalizm figürleri idol gibi yansıtılıyor.
Hikaye eski Sovyet düzeninde geçiyorsa mesajı tahmin ediyorsunuz. Çernobil’deki, Kursk’taki ihmalleri tüm sosyal hayat üzerinden bir komünizm kötülemesi
üzerinden çekme geleneği bitmiyor. Televizyonlarsa tam anlamıyla bir reality şov çöplüğüne evrilmek üzere... Dizilerin yerini, yemek bahanesiyle bağırış çağırış
programlar alıyor.
Beyaz yakalar doğaya!
“Şu dönem grupla yapılacak trendleri büyük şirket İK’ları belirliyor” desek abartmış sayılmayız. Geçenlerde beyaz yaka arkadaşım hafta sonu kalabalık bir grup Kaz Dağları’na zeytin hasadına gitme deneyimlerini anlattı. Küre bölgesinde 65 kişi Ramada Kazdağları’nda kuzey Ege otları eğitimi, kümesten yumurta toplama, keçiden süt sağma, zeytin ağacı ekme gibi etkinlikler gerçekleştirmişler.