Toprak Sergen: Amacım beklenenden ötesini sergileyebilmek

SERCAN KISMET  - Toprak Sergen, 12 yıl ara verdikten sonra dönem dizisi ‘Alparslan: Büyük Selçuklu’yla ekrana döndü. O dönemde Dalyan’da uluslararası organik sertifikalı bir çiftlik ve bir yaşam alanı kuran oyuncu, tango öğrenip, özel tutkularına zaman ayırdığını söyledi. Sergen’le projesini, spor tutkusunu ve ara verdiği dönemi konuştuk.

- 12 yıl aradan sonra TRT 1’de yayınlanan ‘Alparslan: Büyük Selçuklu’ dizisiyle ekrana döndünüz. Neden bu kadar ara verdiniz?

İlk 6-7 yıl kadar gerçekten kendimi çok başka yerlerde ve başka şeyler yaparken görmek istedim. Kişisel zevklerime odaklanma lüksüm oldu. Çok iyi geldiğini söyleyebilirim. Sonrasında ise 3.5 yıl önce kendi filmimi çektim ‘Bir Türk Masalı’... Filmin bir de iki bölümlük bir çizgi dizisi var. Proje doğru zamanda vizyona girecek, çizgi dizi de yine doğru zamanlamayla televizyonda izlenecek. Ardından setlere dönmeye karar verdim. Son iki yıldır en doğrusunu bulmaya çalıştık. Çünkü herhangi bir yerde herhangi bir rol oynamak değildi beklentim. Etkileyici, şaşırtıcı ve akılda kalıcı bir rol olmalı ki performansını doğru gösterebilesin diye düşünüyorum. O yüzden bu zamana kadar geldik.

Aslında ben ona pek inziva demiyorum, kendimi geliştirdiğim özel zevklerime ve tutkularıma odaklandığım bir süreçti. Çünkü o periyotta Dalyan’da uluslararası organik sertifikalı bir çiftlik ve bir yaşam alanı oluşturdum. İnşaatından sertifikalarına kadar her şeyiyle ilgilendim. Çok öğrenmek istediğim ve içinde olmak istediğim organik dünyayı öğrenmiş ve görmüş oldum. Kendime “En çok neyi seviyorsun?” diye sordum ve tango öğrenmeye başladım. Bilenler bilir, bu dansı iyi öğrenmek de en az üç yıl sürüyor. Zaten bir şeyi layığıyla yapabilmek için gereken süre bu. Bol bol gezdim, dünyayı dolaştım, görmek istediğim ülkeleri gördüm. Aslında kendimi doldurdum.

- Dönem dizisinde oynamak nasıl, rolünüze nasıl hazırlandınız?

Aslında her birini bizim zeytinyağlı yemeklerimiz gibi görüyorum. Romantik komedi, dönem dizisi vb… Önemli olan her yemeği lezzetli kılabilmek. Her biri için çalışmak gerekiyor. Rolün ve karakterin özelliklerini yakalamak ve dizinin gerektirdiklerini tam anlamıyla yerine getirmek gerekiyor. Yaklaşık 40 gün kadar iki saat at binip hemen ardından iki saat ya yakın dövüş ya koreografi ve kombinasyonlar ya da cross fit çalışıyorduk. Bu da başlı başına çok ciddi bir dayanıklılık testi. Ondan sonra da zaten dizi başladı.

- Alparslan’ın düşmanı Bizans komutanı Kekavmenos’u canlandırıyorsunuz, geri dönüşler nasıl?

Şunu başarmak büyük mutluluk; hem kötü adamı oynayıp hem de insanların bunu sevmesini sağlamak. Esas büyülü nokta bu bence. Bütün dünyadan bilgiler, mesajlar, videolar, reels’lar geliyor. Belki epik dizilerde eğlenceli karakter pek olmuyor ama ben ısrarla olmasını sağlamaya çalıştım. Bu da başka bir renk katıyor.

- Son zamanlarda dönem dizileri çok arttı. Bunun sebebi sizce ne?

Aslında yapımcıların ve kanal idarecilerinin cevap vermesi gereken bir soru bu. Ben konuya, tam anlamıyla uluslararası bir işte çalışmanın mutluluğu olarak bakıyorum. Akli Film’in Yapımcısı Emre Konuk’un kurduğu bu dünya da tam bu standartlardadır. Yaptığım işin ve içinde bulunduğum projenin uluslararası standartlarda olmasını önemsiyorum. Elbette hangi tür olursa olsun elimden geldiğince en iyi performansımı göstermeye çalışıyorum. Amacım, sahaya oyuncu olarak çıktığımda benden beklenenden ötesini sergileyebilmek.

‘Dört farklı disipline odaklandım’

- Fit kalmak için spor yapıyorsunuz. Tercih ettiğiniz spor dalları neler, haftanın kaç saatini hangi spora ayırıyorsunuz?

Spor aslında tam anlamıyla bir yaşam biçimine dönüştü bende. Son 20 yıldır aynı spor salonundayım. Dört farklı disipline odaklandım: muay tai, klasik boks, kali ve kempo. Aynı zamanda cross fit ve zaman zaman dayanıklılık çalışıyorum. Tabii şimdi dizi seti de olduğundan spor saatlerimi buna göre planlıyorum. Hâlâ iyi durumda olduğumu görüyorum. O yüzden de mutluyum. Spor yapınca bir de mutluluk hormonları dopamin ve serotonin salgılıyoruz. Bundan daha güzel ne olabilir...

- Popüler olmanıza rağmen hiç ortalarda görünmüyorsunuz, bunun sebebi ne?

Aslında o biraz da nerelerde durduğumuzla doğru orantılı. Herkesin ortasında durursan bir şekilde seni görmeye başlarlar. Ama ben daha çok doğayı tercih ediyorum çünkü çok seviyorum. Doğada olmak enerjimi de dengeliyor. Doğa candır!