Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Erkin Baba’nın şarkıları statlarda söylendi, dillerde dolaştı... Hep ‘aykırı’ durdu. Hayat felsefesi böyleydi. Baba, bugün Kanada’da. 30 yıl sonra sanırım değişen fazla bir şey olmadı

O zamanlar TV 2 var... Şimdiki TRT 2 diyelim. Butik müzik programları yayınlardı. ‘Bir Avuç Rüzgâr’ da onlardan biri. Ekranda yayınlanmadan önce Erkin Koray ile söyleşi yapmışım. Sisli hatıralar. Erkin Baba’nın evi Mecidiyeköy’deydi. Hatırladığım kadarıyla kasvetli bir salonu vardı. “70’li yıllarda yaptıklarıma baktığımda müzik olarak daha geriye gittiğimi görüyorum. Yapmak istediğimin anlaşılamayacağı endişesini taşıyorum. Diğer taraftan kendi müziğim olarak kabul etmediğim tarzda yaptığım kasetler de maddi açıdan istenilen düzeye ulaşmıyor. Ne Erkin’i rockçı olarak görmek isteyenlerden ne de diğer taraftan kabul görmedim” demiş. “Erkin Koray kimi zaman Ortaköy’de köhne bir barda çalıyor kimi zaman sokak konserlerine çıkıyor. Şimdi Bilsak’ta sahneye çıkıyor. TV’yi, adını renkli sayfalarda gündemde tutmayı hiçbir zaman düşünmemiş” diye yorum yapmışım. “Benim için dünyevi şeylerin önemi yok. Çok büyük para getirecek bir konser önemli olmayabilir. Sokakta ya da Bilsak’ta çalmak benim için daha önemli”... Bugün Bilsak yok. Bizim de ilk konserimizi (Bulutsuzluk Özlemi) verdiğimiz mekândı Bilsak. Ve ne tesadüf o yıllarda Erkin Baba’yla aynı programda biz de varız Bilsak’ta. Erkin Baba’nın şarkıları statlarda söylendi, dillerde dolaştı... Hep ‘aykırı’ durdu. Hayat felsefesi böyleydi. Baba, bugün Kanada’da. 30 yıl sonra sanırım değişen fazla bir şey olmadı. (Cumhuriyet 25.11.1990)

Haberin Devamı

Erkin Baba ile 30 yıl önce

Açlara yardım konserini toklar yapar

Müzik üzerine grup söyleşilerim, epey eskiye dayanır. Bakayım dedim arşive. Yıl 1989 Cumhuriyet gazetesi yılları. Çeşme Kalesi’nde bir konser söyleşisi. Zoanet Come gelmiş. Fildişi Sahili’nden gittiği Paris’te ünlenmiş bir reggea üstadı. 32 sene olmuş o söyleşiyi yapalı. Baktım hayatta müzisyen abimiz. “Diyebiliriz ki Türkiye’de şimdiye kadar yapılmış en uçuk konserlerden biri oldu. Sarılan sigaralar, bira, şarap aşk ve dans” demişim. Bugünlerde pek öyle yorumlu durumlardan bahsetmek mümkün değil tabii ki. Sonra da oturup müzik, batının sömürüsü üzerine konuşmuşuz..

Haberin Devamı

Değişen bir şey yok o günden bugüne. “Biz müzisyenler yaşadığımız ülkenin sorunlarına sahip çıkmak istesek bile önümüzdeki engelleri şimdiye kadar yıkamadık. Ancak Batılı bir sanatçı buna uyandığı zaman dünyanın gözü açılıyor” diyor Zoanet Come. O zamanlar Sting, Amazonlar’a gitmiş. “Sting gelince gündeme geldi. Açlık çekenler için konserleri kim yaptı? Açlık çekmeyen insanlar yaptı.” Eh bugün sorunlar aynı. Mültecilere yardım konseri olsa kim yapacak?

“Reggea müziğini dünyaya İsland Plak şirketi duyurdu. Fildişi’nde, Jamaika’ da yıllardır sokaklarda insanlar, bu müziği yapıyordu. Biz kendimiz bunu duyuramadık” diye yakınmış sanatçı. Türkiye’ye geliş de bu zincirin devamı. “Türkiye’ye doğrudan Türk halkı ile temas ederek gelmek isterdik. Ama bu imkânsız”. Nitekim grubu bir sigara markası getirmişti o yıllarda! “Sonunda biz kazanacağız” diye eklemiş söyleşide. 32 yıl sonra kim kazandı bilemeyeceğim.