Sezen Aksu ön balayına çıktı

Efendim, aslında bugün sizlere Bodrum ve Çeşme dedikodularını aktaracaktım. Ama kısmet İstanbul’a imiş. Ayağımın tozu ile daldım İstanbul eğlence yaşamının içine. Sevgili Can Tanrıyar ve Petek Dinçöz ile birlikte New Yorker Summer’da çok keyifli bir yemek yemiştik. Ardından bir dostum aradı, "Yahu şu New Yorker’a
bir de beni götür, sushi yiyelim" dedi. Çaresiz, ayağımın tozu ile New Yorker’a gittik. Hafta arası olmasına rağmen New Yorker, bar ve Bamboo Restaurant tıklım tıklımdı. Mekanın ortağı sevgili Mehmet Kurşuncu ile sohbet ettik. Kışa büyük projeleri var, yine benden duyacaksınız. Aşçıbaşı Cemal Başturan, sushi ve tepenyaki ustası June Junichi, Uzak Doğu yemekleri ustası Jaydii Terrachi, servis şefi Raşit Kır, müdür Namık Yıldırım’ın keyifli yemeğimize müthiş katkıları oldu. Mehmet, New Yorker’da müzik dolu gecelerin devam edeceğini söyledi. Arkadaşım sushi yedi, ben vejetaryen salata ve levrek ızgara aldım. Çıkışta konuğumu bırakmak üzere Hilton İstanbul’a gittim. Birer kahve içtik. Otelin giriş katında yer alan, yeşilliklerle dolu iç bahçeye bakan Lobby Lounge’ın mönüsü tamamen yenilenmiş. Enerji veren yüksek kalorili çeşitlerin yanı sıra vejetaryenlere, düşük kalorili besin almaya özen gösterenlere özel mönüler yapılmış. Salatalar, iştah açıcılar, çorbalar... Türk ve Akdeniz mutfağı ağırlıkta olan mönüden benim önerimi sorarsanız; kızarmış piliç, yeşillik, domates, yumurta, sarmısaklı mayonez, patates kızartması ile yapılan Hilton Kulüp wrapper. Her gün 06.00-24.00 arasında servis veriliyor. Telefon numarası (0212) 315 60 00. Bir dostum Fethiye İskelesi karşısındaki Otel Dedeoğlu’nun teras katında bulunan Ayışığı Restaurant&Bar’dan söz etti. Yolum o tarafa düştüğünde mutlaka uğrayacağım. Yemeklerin fiyatı pek makulmuş. Oturduğunuz yerden denizi, ormanı, antik tiyatroyu görüyormuşsunuz. Yani doyulmaz bir manzarası varmış. İlgilenenler için telefon numarası (0252) 614 28 97.

Daha önce de yazdığım gibi artık eşime, dostuma pek balıkçı beğendiremiyorum. Kimi Çatana’ya götürdüysem çıkmaz oldu. Aslında bunda mezelerin lezzeti, servisin muhteşemliği kadar patron Hasan Gökpınar’ın da önemli rolü var. Antalya Ticaret Odası Başkanı olan genç iş adamı Menderes Türel’i götürdüğümde hayran kalmıştı. Geçtiğimiz gün Menderes müşterek bir dostumuzun düğününe geldi. Yanında da Antalya’nın en güzel balıkçısı ‘7 Memetler’in sahibi Hakkı Ağabey vardı. Hakkı Ağabey balık ve meze konusunda bir ordinaryustur. Hastadır diyebilirim. Sabahın köründe hale iner, her şeyin en iyisini alır. Çatana’nın ismini Menderes’den duyunca düğüne gitmeden Reina’ya uğramışlar. Yetmemiş, ertesi gün de Reina’nın içinde yer alan Çatana’ya gitmişler. Kısacası patron Hasan Gökpınar eseriyle övünebilir. Tabii işletmeci Seyfettin Taştan, şefler Musa Karataş, Sadri Alkan, aşçıbaşı Zabit Arslan da öyle. Ben de geçen gün iki arkadaşımla gittim. Masaya
o gün garson Fikret Akçı, komiler Aytaç Kara ve Burhan baktı. O gün şansıma, mevsimi olmamasına rağmen Boğaz kalkanı getirdiler. Hem ızgara hem tava. Konuklarım soğuk meze ve ara sıcaklarla yetindi. Lakerda, deniz börülcesi, levrek marine, balık kokoreç, kalamar ızgara, levrek tadım, balık köftesi, fener çöp şiş, fırında deniz mahsulleri, deniz mahsulleri pazı sarma ve levrekten yapılan balık simidi mutlaka deneyin. Sohbet ağırlıklı, keyifli bir yemekti.
Daha sonra büyük patron
Mehmet Koçarslan ile Reina’nın barında çene çaldık. Memo kış projelerinden söz etti. Malum, Çatana’nın merkezi Anadolu Yakası’ndaki Suadiye’de. Yaz için Reina’nın içinde yer almışlardı ama kışın da devam edeceklermiş. Çatana’nın telefon numarası (0212) 327 07 07.

Ben daha önce sırdaşım İsmail Akkaya ile uğramıştım, ardından da İzmir’den gelen bir arkadaşım merak ettiği için İş Kuleleri’ne götürdüm. Karnımız acıkınca Chinese in Town’a oturduk. Ataşehir ve Suadiye’de de şubeleri var. Eve servis yapıyorlar, öğle yemeklerinde set mönüleri mevcut. Zaten öğle saatlerinde daha kalabalık oluyormuş. Biz gittiğimizde üç masa vardı. Fiyatlar diğer Çin restoranlarına oranla ucuz. İkimiz de içimiz ısınsın diye birer acılı-ekşili çorba içtik. Ardından da soya filizli salata, karışık sebzeli tavuk, köri soslu dana eti, yumurtalı pilav söyledik. Tatlı olarak da kızarmış ceviz yedik. Gerçekten makul bir hesap ödedim. Yalnız burada, Pekin ördeğinde aradığım lezzeti bulamadım. İnşallah bir dahaki sefer Dragon ve Merit Dynasty’de yediğim gibi olur. Ama Chinese in Town’ı herkese öneririm. Önünüze gelen mönüden hangi yemeğe kaç para ödeyeceğinizi görüyorsunuz. Hesabınızı, kitabınızı yapıp keyifle karnınızı doyurabilirsiniz. Telefon numarası (0212) 279 32 22. Lobby Uluslararası Halkla İlişkiler Tanıtım Organizasyon’un patronu Ünal Uzun’a sözüm vardı. Oğlu Ömer şirkete Genel Müdür oldu. Kızı Özge de İspanya’da eğitim görüp döndükten sonra şirkete katıldı. Aramızda kutlama yapacaktık. Ofise yakın olan, Esentepe’deki Caretta’da buluşmaya karar verdik. Caretta, Prof. Muzaffer Bayhan’ın karısı ve oğlu için açtığı üç katlı, çok şirin bir villadan meydana geliyor. Daha önce de gitmiştim. Ama yazlık bahçesinde ilk kez keyifli bir öğle yemeği yedik. Mönü Akdeniz mutfağı ağırlıklı. İş çıkışları sevimli barında yüzde 30 indirimle içkinizi alabilirsiniz. Fiyatlar normal. Çorbalar 3, salata çeşitleri 3 ila 11.5, hamur işleri ve risotto çeşitleri 6 ila 11.5 milyon. Her çeşit soğuk ve sıcak başlangıçlar var. Öğle yemeği alışkanlığım olmadığı için sebzeli dana emense ve acıbadem likörlü tiramisu aldım. Ünal Ağabey buranın tavada susamlı somon balığı ile levrek buğulamasını ve deniz mahsulleri panesini çok methetti.
O gün Ünal Ağabey’in anıları ile yemeğin nasıl geçtiğinin farkına bile varmadık. Allah herkese Ömer ve Özge gibi evlatlar versin. Caretta’nın telefon numarası (0212) 288 65 93. Efendim, yıllardır kalitesinden ödün vermeyen Levent’teki Set Kebap’ı bilmeyeniniz yoktur sanırım. Patron Kemal Evirgen; Biges ve Polo Restoranları’nın da mülk sahibi. İşini iyi bilir. Set Restaurant Grubu Genel Müdürü Abdullah Perçin "Uzun süredir bizi ihmal ettiniz" deyince Set’e uğradım. Erken olmasına rağmen bahçe tıklım tıklımdı. Bu
yıl bir de teras cafe&bar açmışlar. Happy Hours’da 17.00-20.00 saatleri arasında içecekler yüzde 50 indirimli. Evlere, iş yerlerine paket servisleri, 500 kişilik bir de catering hizmetleri var. O saatte yemek yiyemeyeceğim için paket servisinden yararlandım. Fındık lahmacun 500, normali 900 bin lira. Kebap fiyatları da 3-7 milyon lira arasında değişiyor. Bir de set kebap çeşitleri var ki içinde yok yok. Aileler için bence en ekonomik olanı da bu. Kuşbaşı, kıymalı, karışık ve kaşarlı pideler, salatalar... Hele o tatlılar
yok mu? Kemal Evirgen’in adamları bu işi çok iyi biliyorlar. Eee Kemal Ağabey de Elazığlı. Yemeklerin tadına önce kendisi bakıyor. Etiler, Levent, Ulus semtinde oturanlar, Set’in
paket servisinden yararlanın, memnun kalacaksınız. Telefon numarası (0212) 264 52 66.

Efendim, çarşamba gecesi Hammam’ın davet bölümünde Sezen Aksu’nun konseri vardı. Bu konuyla ilgili medyada pek çok fotoğraf ve yazı çıkmış olabilir ama ben size Şenay Düdek farklılığıyla perde arkasını, o akşam yaşananları aktaracağım. Sanat, sosyete,
medya dünyasından ne kadar ünlü isim varsa oradaydı. Bendeniz de Polo 13’lerin ve Darüşşafaka Spor Tesisleri’nin ortağı sevgili Neco (Necdet Göral), Aprido Mayoları
ve Sezar Otelleri’nin sahibi Ergun Berksoy Ağabeyimiz, dünyaca
ünlü koreograf Uğurkan Erez ile birlikteydim. Yan masamızda sevgili Nurdan Gür, Yüzbaşıoğlu Ailesi’ne görücüye çıktığı
için çok heyecanlıydı. Nurdan, 5 yıldır genç iş adamı Gökhan Yüzbaşıoğlu ile birlikte. O gece Gökhan’ın ablası Nurdan, Niğde eski milletvekili olan babası Rıfat Yüzbaşıoğlu, annesi Müşerref Hanım ve kardeşi Neslihan ile tanıştı. Müthiş heyecanlıydı. Onların arkasındaki masada ise sevgili Rifat Ababay’ın zevceleri Süheyla, POSTA Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Betül Kabahasanoğlu ve dostları vardı. Alaturkayı pek sevmediklerini bilirim ama keyifle eğleniyorlardı. Aslında bütün İstanbul Hammam’a taşınmıştı sanki. İşin güzel yanı; candostum İzzet Çapa sosyete ile halkı kaynaştırmak istemişti. İyi de oldu, çünkü biletli girişlerde halk ağırlıktaydı ve müthiş eğlendi. Ama önde oturan sosyetik beleş takımı Sezen’in ne esprilerine güldü, ne de şarkılarını alkışladı. Hayranlıklarından mı kıskançlıklarından mı bilemem.
Para verselerdi böyle olmazdı bence. Uzun süredir ortalıkta görünmeyen İnci-Erol Aksoy, Yasemin-Sedat Aloğlu, Mustafa Taviloğlu, Selma Bezmen aynı masayı paylaşmışlardı. Başka bir masada Hammam’ın büyük patronu Celal Çapa ve her zaman güzel, şık olan eşi Şebnem, Maria-Necmettin Eliyeşil çifti vardı. Başka kimler mi vardı? Bahar-Ozan Şer, Can Çobanoğlu, Hayri Yazıcı, Aydan Şener, Binnaz Avcı, Çağla Şıkel, Şehnaz Çehreli, genç modacı Cengiz Abazoğlu, Nihal-Memet Cansun, Gül Dürüst ve güzel kızları, Murat Alemdar, Derin ve Yosun Mermerci, Mehmet Mutlu, Ralf Tezman, Tilda-Erol Tezman, Nişantaşı’nda süsleme sanatının merkezi White House’un sahibi olan güzel sosyetik Seyhan Sapmaz, kızı ve damadı, Ahu Tuğbay, antikacı Erhan Veziroğlu... Mönü zengindi. Sezen ise harikaydı. Sezen Aksu menajerlik işini, teyze kızı Zehruş’a (Zehra Eti) bıraktı. Bunu da ilk kez ben yazmıştım. Üçümüz çocukluk arkadaşıyız. Zehra birkaç kez yanıma geldi, en az Sezen kadar heyecanlıydı. Yeniden Sezen’le çalışmaya başlayan Ozan Doğulu orkestranın şefiydi. Levent Yüksel de gruptaydı tabii. Tam 28 parça orkestra ve üç vokal ile çıktı Sezen. Beni koparan şarkısı ‘Sarı Odalar’ ile programını açtı. Arada ‘Çıtır Kızlar’ dediği vokalleri Nurcan Eren, Zeynep Casalina, Bahar Şimşek ve Levent Yüksel’e de birer şarkı söyletti. Kemanda dünya güzeli Ayda Tunç muhteşemdi. Onno Tunç’un şarkısı ‘Bir Zamanlar Deli Gönlüm’ü yeni düzenlemesiyle çok beğendim. Vokal ve perküsyonda yine güzel bir ses; Cihan Okan vardı. Sezen’in bütün şarkıları tabanca gibi patladı. ‘Halimim’, ‘Dansöz Dünya’, ‘İstanbul İstanbul Olalı’, ‘Şarkı Söylemek Lazım’, ‘Keskin Bıçak’, ‘Rakkas’ ve daha neler neler. Saat 24.00’de aldığı sahneyi 02.30’da keyifle bıraktı Sezen. Ardından da tüm grup Hammam’ın
o büyüleyici havası içinde, deniz kenarındaki kocaman minderler üzerinde sabahladı.
Olağanüstü bir organizasyondu ve başta İzzet olmak üzere sağ kolu Aykut Gündüz, işletme müdürü Tolga Sezgin, Kraliçe Rose Kar çok mutluydu. İzzet bir ara DJ kabinine geçip en güzel Sezen şarkılarını çalınca sahnedeki tüm yırtıklığına ve esprilerine rağmen utangaç bir yapıya sahip olan
Minik Serçe mest oldu. Ama bunca güzelliğin ardından candostum resti çekti ve Hammam’dan ayrıldı. Yani Çapa&Çapa ortaklığı bitti. Bu arada bugün Sezen Aksu, yeniden barıştığı sevgilisi iş adamı Önder Fırat ile birlikte güneye gidiyor. Kardeşi
Nihat Yıldırım’ın teknesiyle koyları gezecek. Ön balayı niteliğini taşıyan gezi, Göcek’e kadar uzanacak ve Sezen uzun sahne maratonunun stresini atacak. Hammam’dan sonra bizim gruba Sedef Bozok, sırdaşım İsmail Akkaya ve Feyza Kırca katıldılar. Hep birlikte Beşiktaş’daki Garden Makara’ya, sevgili Arto’yu izlemeye gittik. Kapıda çok eski arkadaşım Nizam ile karşılaştım, buraya ortakmış. Hammam’da genç jenerasyondan kim varsa oradaydı. Arka masamızda çok eski bir dost; Selma Bezmen (Türkeş), Derin ve Yosun Mermerci, Ralf Tezman, Serhat Aloğlu oturuyorlardı. En çok da eğlenen onlardı. Bir ara Selma aşka geldi ve ‘Bir Teselli Ver’ adlı şarkıyı okudu. Nuri Kösem, manken nişanlısı Tanya, Gatto’nun patronu Raşit Karakuş, işletmecisi Ergun Yıldız, THY’nin güzel kabin amiri Banu Ozansoy, Arto’nun şovuyla eğlenenler arasıydaydı. Eve geldiğimde saat 06.00’ydı valla. 11.30’da işimin başındaydım. Bugün saat 16.30’da Radyo D’de Hakan Eren’in hazırladığı ‘Bir Zamanlar’ adlı radyo programını kaçırmayın. Türk Pop Müziği’nin Süper Star’ı Ajda Pekkan konuk. Efendim, bu pazar da bu kadar, kalın sağlıcakla. Güzel renkler hayatınızdan eksik olmasın.

Yazara e-mail: