‘Seyirci beni özlemiş’

Behzat Uygur, yer aldığı her projeyi sahiplenenlerden... ‘Yaşım Kaç?’la karşımıza çıkan Uygur, “Farklı ve sıcak bir iş. Katkımın olabileceğini düşündüm. Babamızdan, ustamızdan öğrendiğimiz hiçbir işi baştan savma yapmıyoruz” diyor. Sunucuyla, projelerini, mutlu evliliğini ve kardeşi Süheyl Uygur’a düşkünlüğünü konuştuk.

- Uzun süredir program yapmıyordunuz. ‘Yaşım Kaç?’ta sizi çeken ne oldu?

İlgimi çeken bir format gelmiyordu, içime sinmeyen bir işi de yapmadım. ‘Yaşım Kaç?’, farklı ve sıcak bir iş. Seyircilerin ailece ekran başında izleyebilecekleri, keyifli bir program.

- Sunduğunuz programlar genelde uzun soluklu oluyor, sırrınız ne?

Çalıştığımız ekipleri iyi seçiyoruz. Babamızdan, ustamızdan öğrendiğimiz, hiçbir işi baştan savma yapmıyoruz. Sarılıyoruz ve sahipleniyoruz. Sanırım seyircimiz de bizleri seviyor ve güveniyor, o yüzden de uzun soluklu işler çıkıyor. ‘Yaşım Kaç?’ın ilk bölümünde izleyicimizin gösterdiği ilgi de çok mutlu etti. Beni gerçekten özlemişler, ben de onları...

- Siz yaşınızla barışık mısınız?

Barışığım tabii, herhangi bir yaşımın olduğunu düşünmüyorum. İçimden geldiği gibi davranan bir insanım. Tiyatrocuysanız zaten bu şekilde olmanız gerekiyor. O yüzden hem yaşımla hem de kendimle barışığım.

- Hayatınızın bu dönemini nasıl anlatırsınız?

Olgunluk dönemi diyebilirim. Hem tiyatrodaki oyunlarımızla hem de bu sezon ‘Yeşilçam Sahnede’ diye bir konser yapmaya başladık, o da olgunluk döneminin meyvelerinden biri. Şarkı söylüyoruz ama insanlara sadece parça dinletmiyoruz, aynı zamanda eğlendiriyoruz. Bunlar tabii olgunlaştıkça, tecrübe edindikçe, daha çok kafanızda şekillendiğinden seyirciye geçmesi kolay oluyor.

- Keşkeleriniz var mı?

İki keşkem var. Birincisi, Altan Erbulak çok değerli bir ustaydı, gençlik çağımda ‘Gel, benim asistanlığımı yap’ demişti ve ben o yaşta bir zıpırlık yapıp teklifini kabul etmemiştim. Keşke ‘Evet’ deseydim. O ustanın yanında olmayı çok isterdim. İkincisini
söylemeyeyim...

‘Nejat iyi işler yapacak’

- Çiğdem Uygur’la evliliğinizin 28’inci yılını Maldivler’de kutladınız. Eşinize olan aşkınızı nasıl anlatırsınız?

Aşkımı anlatmak tercih ettiğim bir şey değil, zaten kendisine her fırsatta bunu gösteriyorum. Anlatmaktan ziyade, göstermenin önemli olduğuna inanıyorum.

- Uzun ve mutlu bir evliliğin sırrı ne?

Sahici olmak ve koşulsuz sevmek. Mantık evliliğine inanmıyorum, mantık bir yerde biter ama sevgi ve aşk bitmez.

- Oğlunuz Nejat da oyunculuğu seçti. Baba-oğul ilişkiniz nasıl?

Nejat, emin adımlarla ilerliyor, çok daha iyi işler yapacak. Baba-oğul olarak ilişkimiz hem Nejat’la hem Behzat’la son derece iyi. Biz geleneklerimizi unutmayan, bunlara bağlı olan ama tabii ki çağdaş düşünceyi de beraberinde taşıyan bir aileyiz.

‘Süheyl, kader ortağım’

- Oyunlarınız yeni sezonda devam edecek mi?

‘Marco Paşa Müzikali’, dör-düncü sezonunu bitirdi, beşinci sezonu oynuyoruz. ‘Hasta Etme Adamı’, sekizinci sezonunu bitirdi, dokuzdayız. Biz sıkıldık artık oynamaktan ama seyirci sıkılmadı galiba. Uluslararası festivallere de katılıyor, en son Frankfurt Tiyatro Festivalin’deydi. ‘Yeşilçam Sahnede’ devam edecek. ‘Süt Kardeşler Müzikali’ni sahneleyeceğiz. Daha önce babamın da oynadığı, ‘Alo Orası Tımarhane Mi?’, güncelleyerek, tiyatro sahnesine taşımak da bizim için heyecanlı bir proje.

- Süheyl Uygur’la aranızda tatlı rekabet yaşandı mı hiç?

Hiçbir zaman yaşanmadı. Süheyl, kardeşim değil, kader ortağım ve partnerim. Hayatımızda çok önemli işlere birlikte imza attık, hem tiyatro sahnesinde hem televizyonda... Aramızda hiç rekabet olmadı, hep birbirimizin eksiğini, açığını tamamladık. O yüzden farklı işler yaptığımızda da birbirimize destek oluruz. O başarılı olduysa, ikimiz de bundan keyif alır, mutluluk duyarız.

- ‘Yerli Richard Gere’ benzetmesine ne diyeceksiniz?

Richard Gere, çok beğendiğim, dünyada birçok hayranı olan bir oyuncu. Herhalde saçlarımız ‘kır’ olduğu için benzettiler. Bana biraz ‘yerli domates’ gibi geliyor. Yani Richard Gere gibi herkesin beğendiği bir oyuncuya benzetilmek keyif verir.