CaddeSertab'ın gecesi 45 milyar

Sertab'ın gecesi 45 milyar

01.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Sabah Sabah Seda Sayan'da yıldızlar geçidi

Sertabın gecesi 45 milyar





Evet, İstanbul kazan, ben kepçe yine arşınladım tüm sokak ve caddeleri. Kışlıklar yavaş yavaş açıldığı için hareket başladı eğlence yaşamında. Bakalım bu sezon nasıl geçecek. Yine en doğru haberleri, dedikoduları tabii ki benden alacaksınız. Tarafsız bir şekilde ve Şenay Düdek farkıyla. Antalya dedikodularını, Hillside Su Otel'i ve Beach Park'ı anlatmak istiyorum öncelikle. Ben oradayken Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu Antalya 29'da bir yemek verdi.Yemeğin nedeni 'STAGE Projesi, 3. Bakanlar Kolokyumu' idi. Yani Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan turizm bakanlarının katılımıyla gerçekleşen bir toplantıydı. Bu, zaman zaman tekrarlanacak toplantıların üçüncüsüydü. İşte o yemeğe katılanlar çok şıktı. Mönü de pek zengindi; zeytinyağlı tabağı, balık köftesi, kalamar tava, bahçe salatası, ıspanak yatağında çipura, çikolata soslu parfe. Bakanlar ve üst düzey bürokratlar yemekten sonra eğlenmek için Su Oteli'nin beach barını tercih ettiler. Yemekte gayet ağır takılan beyler, Tarkan'ın 'Dudu Dudu'su ve İbrahim Tatlıses'in 'Tek Tek'iyle ceketleri, kravatları fora edip kendilerini piste attılar. En güzel dans edeni de bizim yakışıklı bakanımız Erkan Mumcu'ydu. Dün de anlattığım gibi üç gün boyunca Antalya'daki Hillside Su Otel'de kaldım. Çok meşhur ya, herkesin dilinde. E ben de meraklı turşucuyum, eksik kalmamam lazım. Otelin mimarı Eren Talu'yu kutlamam gerekir. Çünkü çok enteresan bir yapı ortaya koymuş. Bu arada dünya güzeli eşi, haber spikeri Defne Samyeli'nin ikinci kez anneliğini de buradan kutluyorum. Su Otel aşıklar için ideal. Balkonlarda bile sevişmeniz için özel yataklar bulunuyor. Lounge bölümü harika. Başta otelin Genel Müdürü Aydın Samanu ve buranın işletmesini üstlenen Alarko Grup Koordinatörü Edip İlkbahar'a da teşekkürlerimi iletiyorum. O ne personel öyle. Hepsi seçilmiş, özel insanlar. Odanızı temizleyen görevliden tutun da size servis yapan garsona varıncaya kadar otelin her kademesinde görev yapan tüm personel güleryüzlü, nazik ve işinin ehli. Muhasebede görevli olan Umut Günday biraz geç anlıyor ama o kadar kusur kadı kızında da olur. Restoran ve barlar şefi Mehmet Atak ise benim Paper Moon'dan tanıdığım başarılı bir isim zaten. Otelde de kusursuzdu. Servisi yapan Ferhat, Özkan, ne zaman ne tür müzik yapacaklarını çok iyi ayarlayan DJ Serkan Çanak ve Gökhan Işık müthiş çocuklar. Genç, bireysel, kentli, enerjik ve kışkırtıcı bir dünya var Hillside Su'da. Bir Alke Turizm yatırımı olan otel, Antalya-Konyaaltı'nda. Şehrin merkezinde, bu yüzden ulaşımı da kolay. Isıtılmış kapalı havuzunun yanı sıra, su altında müzik yayını yapılan açık yüzme havuzu ve özel dekore edilmiş SPA'sı yıkılıyor. Balo ve kongre salonları, 8 adet workshop alanı ve en ileri teknolojiyle donatılmış business center'ı ile Hillside Su, mükemmel bir donanıma sahip. Burada kalmasanız bile mutlaka gidin, gezin ya da sushi restoranında sushi yiyin. Acayip lezzetli, fiyatlar da çok uygun. Biz 7 kişiydik ve nasıl yedik anlatamam, toplam 200 milyon ödedik. Aynı yemeği Mori ya da Benihana'da yeseydik herhalde 350-400 milyon filan öderdik. Hele mix sushi ve California mi-su set'i var ki... Üç gece üç gün çok güzel geçti ama tatil değildi, özellikle belirteyim. Bakalım elimde teybim, çantamda fotoğraf makinam olmadan, yani sadece tatil niyetine ne zaman bir yerlere gideceğim. Bu arada havuz kenarında eğlence dünyasıyla yakından ilgilenen bir arkadaşıma rastladım. Bana Tarkan ve Sezen Aksu'nun portatif kulislerinden söz etti. Muhteşem şeylermiş. Kocaman bir kutudan ibaretmiş kulis. İçinde, üzerinde boy aynası olan bir dolap, mini buzdolabı, açılıp kapanan bir koltuk, sandalye ve minik alafranga tuvalet varmış. İki sanatçı nereye giderse gitsin, tüm bunlar yarım saat içinde kuruluyormuş. Sonuç; çok şık bir kulis. Bayıldım. Bakalım iki öncüden sonra kimler bu taşınabilir kulislerden edinecek. Yine havuz kenarında Çapa okulundan yetişmiş Özcan adlı garson arkadaşa rasladım. Can dostum İzzet Çapa'nın mekanlarından tanıdığım şef Barış Arslan'ın İzmir'e yerleştiğini ve Alsancak'ta Fame Organizasyon adlı bir şirket kurduğunu söyledi. Barış catering, kokteyl, açılış, davet, düğün organizasyonları yapıyormuş. Telefon numarası (0532) 452 11 24. Antalya'da kaldığım sürece sırdaşım İsmail Akkaya ile otelin 100 metre uzağında olan Beach Park'dan çıkmadık. İlk gün önce güzel bir yürüyüş, ardından kahvaltı yaptık. Tahmin edeceğiniz gibi Antalya'da yine 1.5 kilo almışım. Benimle meşhurrrr diyetisyen Taylan Kümeli bile başa çıkamaz. Simit, börek, tatlı, ne bulduysam götürdüm, sonra da dövünüp durdum. Neyse, kendimi ramazana saklıyorum, o zaman nasıl olsa veririm. Beach Park Antalyalılar için bence nimet. Buranın da inşaatını Menzioğlu ve Kemaloğlu Aileleri'nin sahip olduğu Alke Turizm yapmış. Beach Park'ta herkesin kesesine ve keyfine uygun eğlence, bar, restoran var. Ben kaldığım sürece Beach Park'ın keyfini çıkardım. Deniz, güneş... Şehrin stresinden uzak ama şehir içinde bir yer ancak bu kadar keyifli olabilir. Alışveriş için çok şık mağazalar da bulunuyor. İslander, Sav, Yiğit, Sobe, Sima, HyDe, Murphy's, Yaso, Aydın ve İnan olmak üzere tam 9 tane beach var. Tıpkı Nice ve Cannes sahilleri gibi. Aklınıza gelen her türlü yiyecek, içecek satan restoranlar da cabası; Rafet Usta, Öz Doyum, Kukla Kebap, Düet Bistro, Dost ve Ahtapot Balık, Hayyam Şarapevi, Muhabbet, Taraça Kebap, Salsa Meksika, La Primara, Sanat Cafe, Karadeniz Pideevi. Bir de fast food ve barlar bulunuyor; Üst Geçit Kafeterya, Varyant Büfe, Miss Smith, Batı Kanadı, Kumru Sandviç, Ekin Tavuk Döner, Saladhouse, Waffle House, Patates Evi, Simitçi Cafe, Özsüt, Beyzade Nargile. Bu mekanların çoğu hafta sonu doluydu. Bir başka gün ise kahvaltıyı İsmail ile Batı Kanadı'nda yaptık. Enfes zeytinli, peynirli poğaçalar, taze ve lezzetli simitler vardı. İki kişi patlayıncaya kadar yedik, 15 milyon ödedik. Bir başka gün tek başıma Düet Bistro'ya gittim. Hemen karşısındaki pideci de aynı patronların. 24 saat açık, paket servisi de var. Tertemiz. Telefon numarası (0242) 238 03 78. Bir tarafta Karadeniz yemekleri ağırlıkta. Gözleme, pide ve lahmacun çeşitlerini saymaya kalksam, sayfa almaz. Beach Park'ta 5 milyona rahatlıkla karın doyurabilirsiniz. Öz Doyum da bunlardan biri. Bir gün de öğleden sonra güneşi, denizi bırakıp İsmail ile Beach Park'ın içinde yer alan yunusların şovunu izledik. Bayıldık. Giriş 14 milyon. Yunuslarla yüzmek ve fotoğraf çektirmek istiyorsanız 80 milyonu gözden çıkaracaksınız. Beach Park'ın ekibi seçilmiş, hepsi çok yardımcı ve kibar. Satış ve Pazarlama Müdürü Nihan Özbakır ile tanıştım. Başarılı ve nazik bir hanım. Aqua Park'ta da cumartesi ve pazar yerli, yabancı turistler üst üsteydi. Demek ki kaliteli ve dürüst yerlerin alıcısı var. Bir akşam da methini sevgili Yazgülü Aldoğan'dan duyduğum, Beach Park'ın içinde yer alan Buzul Club'a uğradık. Dekorasyonu çok şık. İşletme Müdürü Fatoş Olgun. Gündüz Buzul'da kahvaltı 7 milyon, her çeşit omlet 2-3.5, çorbalar 3.5, kızartma çeşitleri, sigara böreği, sosis, patates tava 2-3.5 milyon lira arasında. Ana yemeklerde de şinitzel, dana bonfile, ızgara sebzeler, her çeşit içecek ve tatlı var. Buzul'un telefon numarası (0242) 238 38 05. Efendim, Eurovision birincimiz ve gururumuz Sertab Erener düne kadar iş beklerken şimdi dur durak bilmiyormuş. Hatta artık iş seçiyormuş. Sertab'ın gecesi 45 milyarmış. Hayır, yanlış duymadınız. Ama bana göre hakkı. Çok sabretti. Helal olsun. Bu fiyata, ses, ışık, orkestra ve teknik ekip dahilmiş. Ha bir de Sertab, her gittiği işe eski eşi Levent Yüksel'i de istiyormuş. Valla vefalı kızmış.

Cuma akşamı da kırk kapının zilini çaldım; Avangarde, Paper Moon, Akademi 14, Club Türk, Etiler Şamdan... Her taraf yıkılıyordu. Biraz da havanın serin ve yağmurlu olması nedeniyle Şamdan tıklım tıklımdı. İnanır mısınız Şef Mustafa Balcı ve işletmeci Selma Şeşbeş o kalabalığı yararak beni bir masaya oturttular, sağolsunlar. İki kavalyem de yanımdaydı; eğlence sektörünün başarılı ismi Ali Sayar ve tekstilci sırdaşım İsmail Akkaya. O kalabalıkta bir daraldım ki sormayın. Bu arada İsmail pek yakışıklı oldu. Özellikle yeni saçı yıkılıyo. Havasını, saç doktorum Veysel Şenel'in kardeşi İsa'ya borçlu. O gece Avangarde'da yediklerimizi, içtiklerimizi sonra nakledeceğim size. POSTA'nın Yazı İşleri Müdürü, benim 'prenses' lakabını taktığım Betül Kabahasanoğlu ve Yazgülü Aldoğan ile Akademi 14'deki maceramızı da biraz merak edeceksiniz. O da haftaya. Ama bir parantez açıp Avangarde'da Seda ile yaptığım minik sohbeti yazacağım. Masada Seda'nın hayat arkadaşı Gökhan Şükür, en sevdiğim Galatasaraylı futbolcu Suat Kaya ve güzel eşi vardı. Gökhan o kaza olayından sonra 3 kilo vermiş. Hani geçtiğimiz hafta Gökhan, E-5'te, Bahçelievler'de yaya geçidinden geçmek yerine önüne fırlayan yaşlı adamı ezmişti ya. O korkunç ölümden sonra geceleri uykusundan sıçrayarak uyanıyormuş. Onu iyi tanırım; Çok merhametlidir. Bir süre yemekten, içmekten kesilmiş, yeni yeni kendine geliyormuş. Bu arada 'Sabah Sabah Seda Sayan' programının yayın saati değişti, yarından itibaren saat 10.30'da başlayacak. 12.30'da da bitecek. Yarınki bölümün ilk konukları Oya Başar, Levent Kırca ve Yıldız Tilbe. Mülayim yine esprileriyle renk katacak programa. 'Magazin' adlı bölümde de Seda minik dedikoduları iletecek. Tabii yine değerli armağanlar dağıtılacak, yaşlılar, hastalar kollanacak, telefonlar kilitlenecek. Salı günkü programda da Süheyl-Behzat Uygur kardeşler ile Ceylan var. Çarşamba günü ise Nurseli İdiz tiyatrocu sevgilisi Levent Ulukut ile ilk kez onun programında yer alacak. Programda bir de Rober Hatemo olacak. Haydi bakalım ekran başına. 'Sabah Sabah Seda' kaçmaz. O gün Seda'ya, Mehmet Ali Erbil ile yazın yaptığı şov programının devam edip etmeyeceğini sordum. "Allah göstermesin. Mehmet Ali kendine başka partner bulsun. Benim işim değil. Ben kış sezonu haftanın yedi günü halkımla, sevenlerimle buluşacağım. Bundan sonra da yaz aylarında tatil yapıp Gökhan ile sefamı süreceğim" dedi.

Avangarde çıkışı soluğu bizim okul (!) Şamdan'da aldık. Dediğim gibi çok kalabalıktan nefes alamayınca alt salona indik, yarım saat sonra kayıp olduğu ilan edilen yapımcı Erol Köse geldi. Ebru Gündeş, Hande Yener, Nilüfer, Nez, Mahsun Kırmızıgül ve Mustafa Sandal'ın müzik prodüktörü olan Erol Köse'nin yanında, Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğu çifti ve Petek Dinçöz'ün avukatı Osman Hacıbekiroğlu ile 'Televole'nin yaratıcısı Can Tanrıyar vardı. Daha sonra Ebru Gündeş'in eski eşi avukat Ömer Durak, sosyetik işadamı Kaan Topuz, Ferhat Vatandost, emekli manken Funda Güngör, Hande Yener, Elif Güvendik bize katıldılar. Yani masada gay lisanıyla 'gullum', muhabbet acayip iyiydi. Erol'a "Oğlum ortalıkta yokmuşsun. Herkes seni arıyormuş." dedim. Aman, söylemez olaydım, haklı olarak öfkelendi. "Yahu Şenay, işte buradayım. Hemen her gece dışardayım. Biraz önce Avangarde'da Can ve Osman ile yemek yedik. Buraya da Hande'yi görmeye geldim. Dün Ebru (Gündeş) ile görüştüm. Albümü 750 binde. İkinci klibi çekeceğiz" dedi. Gerçekten de Erol Köse iki dirhem bir çekirdek dolaşıyor ortalarda. Hande'yi (Yener) görünce, şaşırdım. 6 ayda 16 kilo vermiş. Levent Camii'nin karşısındaki Sculpture Güzellik ve Estetik Merkezi'ne gidiyormuş. Buranın adını daha önce duymuştum. Ünlülerin menajeri olan dünya güzeli insan Ayşe Barım, Seda Sayan ve Gülben Ergen de buranın müşterileriymiş. Gülben, Seda ve Hande LPG yöntemi ile zayıflamışlar. Bu sistem, son teknoloji harikasıbir şey. Fazla kilolar gidiyor, selülitler yok oluyor. Ama Hande'nin bir de sihirli formülü var: Diyet. Sabah 1 dilim kepek ekmeği, 1 ince dilim kaşar peyniri, istediği kadar domates ve salatalık yiyor. Saat 11.00'de 1 şeftali ya da 6 mürdüm eriği yiyor. Öğle yemeği ton balıklı salata veya 8 kaşık sebze yemeği, yanında light yoğurttan ibaret. İkindi de 1 paket diyet bisküvi. Akşam ise 400 gram balık ya da et, yanında salatayla yetiniyor. Günde 12-13 bardak su, bir diyet kola ve 2 bardak da kahve içebiliyormuş. Aynı diyeti bu aralar menajer Ayşe Barım ve güleryüzlü sunucu Elif Güvendik de uyguluyormuş.

Şu sushi'yi çok seviyorum yaaa. Antalya dönüşü canım yine sushi istedi. Attım sırtıma kalın bir hırka, taktım koluma yine Ali Sayar'ı, gittim Reina'ya. Ali, sushi sevmediğinden Benihana'da oturmak istemedi. Reina'nın ortağı sevgili Ali Ünal, Ali Sayar'ın siparişlerini Benihana'ya getirtebileceğini söyleyince soya soslu tavuk ve salata Reina'nın mutfağından geldi. Ben de Benihana'da doya doya sushi yedim. F&B'nin genç sahipleri Zeynep-Mehmet Sabancı'nın Çırağan Sarayı'nın içinde, şubesini de Reina'da açtıkları Benihana, teppanyaki restoran zincirinin halkası. Kullanılan deniz mahsulleri günlük, kırmızı etler doğal yöntemlerle elde edilmiş, mantarların kolesterolü düşürülmüş. Osmanlı ve Japon kültürünün bir sentezi olan Benihana'da o gece önce gözüm doysun istedim. Ortaya mevsim salatalarıyla teppan usulü tavuk söyledim. Daha sonra somon, yılan balığı, levrek ve tuna balığından sushi çeşitleri istedim. Hepsini de afiyetle yedim. Sabah kahvaltısında bile yiyebilirim sushiyi. Çırağan Benihana'nın telefon numarası (0212) 227 71 71. Bir akşam da sessiz, sakin bir yerde yemek yemek hem de eski arkadaşlarımla konuşmak istedim. Ve Zincirlikuya'daki La Pergola'yı seçtim. Uzun süredir gitmemiştim. Meslektaşlarım sevgili Uğur Güneri, Dursun Karadağ, La Pergola'nın patronu Necdet Göral ile eskilere gidip bir güzel kaynattık. Çok da keyifli bir yemek yedik. Uğur ahtapot carpaccio, Dursun da içinde avokado, kuşkonmaz, enginar ve mısır bulunan bir salata yediler. Ben ise parmezan peynir sepeti içinde karides, enginar ve mantarlı salatayı tercih ettim. Dursun ve Uğur balık diye tutturdular. İkisi de taze baharatlı, risotto eşliğinde tavada levrek aldı. Ben de karidesli, sübye mürekkebiyle renklendirilmiş tagliatelle yedim. İnanmazsınız; o kadar karşı koydum, beni dinlemeyip ortaya sıcak kestaneli sufle ve portakallı krem karameli getirdiler. Yemesem ayıp olacaktı, yedim. Garson olarak bize Sadık Sarıdağ ve Ali Ballıkaya baktı. La Pergola kış sezonunda da iddialı. Patron Neco (Necdet Göral) tamamını aldığı La Pergola'da yarın akşam büyük bir davet veriyor. Sanat, sosyete, iş ve siyaset dünyasından ünlülerin katılacağı davette Necdet, mekanın yeni işletmecisi Muzaffer Demir'i tanıtacak. Bu davet için La Pergola'nın şefleri Turan Yaman, Nurettin Deveci ve Faruk Kep büyük hazırlık içindeler. Evet, bu pazar da bu kadar. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun efendim, kalın sağlıcakla.

Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr



MAGAZİN


Meltem'in hatırı Pınar'ı kurtardı
Magazinde gerçekler zamanla anlaşılır!
Ayşe aslında muhtar kızı
Alişan, Erbil'e damat olacak
Mahsun geldi Siren kaçtı
Sertab'ın gecesi 45 milyar