24.05.2011 - 23:23 | Son Güncellenme:
GÜLÜM DAĞLI gulum.dagli@milliyet.com.tr
* Piyano çalmaya beş yaşında başladınız ve küçük yaşlarda birçok ödül kazandınız. Bu yoğun dönem çocukluk yaşantınızı nasıl etkiledi? Sosyal bir çocuk olabildiniz mi?
Açıkçası çocukluğumun büyük kısmı piyano başında geçti, bu yüzden de sosyal bir çocukluk geçirdiğimi söyleyemem. Küçük yaşlardan itibaren ‘dahi’ olarak kabul görmek elbette harika bir duyguydu. Sürekli yarışmalara katıldım, ödüller kazandım. Yani en yakın arkadaşım hep piyano oldu.
* Rachmaninoff’un 3. Piyano Konçertosu sizin için ne ifade ediyor? Bu parçayı dinlerken ve çalarken ne hissediyorsunuz?
Bu konçertoyu çalarken kaç kişinin karşısında olursam olayım, piyanoyla bütünleştiğimi ve başka bir zamana geçiş yaptığımı hissediyorum. Notalar arasında kayboluyorum, kutsanmış hissediyorum.
* Peki şimdi Rachmaninoff’la tanışma fırsatınız olsaydı ona ne söylerdiniz?
Bir ‘dahi’ olduğunu...
* Shine filmini ilk kez izlerken ne hissetmiştiniz? Filmin ne kadarı sizi yansıtıyor?
Benim dünya çapında tanınmamı sağlayan bir film oldu Shine. Filmden dolayı mutluyum, beni çok doğru yansıttığını düşünüyorum. Böylesi önemli bir rahatsızlıkla hayatı boyunca mücadele eden birinin enstrümanı ve müzik sayesinde hayata yeniden tutunması, eminim birçok insan için ilham verici olmuştur. İzlerken çok duygulandım, kendimle ve geldiğim pozisyonla da gurur duydum.
* Kız kardeşiniz Margaret Helfgott ‘Shine’ filmden sonra bir kitap yazıp filmde anlatılanların doğru olmadığını, babanızın o kadar baskıcı biri olmadığını iddia etmişti. Kitapta anlatılanlar mı gerçek, filmde anlatılanlar mı?
Kız kardeşim babamın o kadar da tutucu olmadığını hatırladığını yazmıştı. Ama babam müzisyen olmam konusunda çok baskıcıydı. Bugün kız kardeşlerim ve ailemle ilişkilerim hiç olmadığı kadar iyi. Yılda birkaç kez bir araya gelmeye çalışıyoruz.
* Hastalığınızla ilgili babanızı sorumlu tutuyor musunuz? Onu affedip geçmişinizle barışabildiniz mi?
Babamın tutucu davranışları hastalığımı tetiklemiş olabilir ama geçmişle ilgili kötü anılarımı hatırlamak ve onları konuşmak istemiyorum. Filmden sonra babamla barıştım.
“İdil Biret’in hayranıyım”
* En yüksek mutlulukları ve en trajik mutsuzlukları yaşamış biri olarak, hayat sizin için şu anda ne ifade ediyor? Yaşam felsefeniz nedir?
Hayatın her anından hoşnutluk duymaya çalışıyorum ve sürekli sahip olduklarım için şükrediyorum. Müziğimle insanların kalbine dokunmak en büyük amacım.
* Dünyaca ünlü bir piyanist olarak siz kimleri dinlemeyi tercih ediyorsunuz?
Ülkenizin yetiştirdiği en önemli piyanistlerden İdil Biret’in hayranım.
* Sizin gibi yetenekli insanların genellikle kırılgan ve duygusal olduğu bilinir. Siz bu karakter özelliklerini kendinizde buluyor musunuz?
Duygusal ve hassasım. Kimsenin kimseyi yargılamadığı bir dünyada yaşamak istiyorum. Sadece herkesin herkesi sevmesini istiyorum.
* Sıradan bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz?
Eşim Gillian’la vakit geçirmeyi çok seviyorum. O beni yeniden hayata bağlayan bir insan. Sürekli bana bir şeyler okur. Yolculuğa çıkmayı, yeni insanlar tanımayı çok seviyoruz. Onun dışında her gün bol bol piyano çalıyorum. Vakit buldukça da yüzüyorum. Satranç ve tenis de oynarım.
* Günde kaç saat piyano çalıyorsunuz?
Günden güne değişiyor. Bazen kendimi kaptırıp 4-5 saat çaldığım oluyor.
* Herkes size ‘dahi’ yakıştırmasını yapıyor. Siz kendinizi ayrıcalıklı buluyor musunuz?
Müzikle hayatımı kazandığım için kendimi şanslı ve ayrıcalıklı hissediyorum. Hayatımda bundan büyük mutluluk yok. Özel yetenekler-imin farkındayım.
“KUTU KUTU TÜRK LOKUMU ALDIM”
* Geçen yıl İstanbul’da büyük bir kitleye hitap ettiniz ve herkesi çok etkilediniz, defalarca sahneye çağırıldınız. İstanbul seyircisi sizi çok seviyor. Burayı gezme fırsatı buldunuz mu hiç?
Her gelişim ayrı yoğunlukta geçiyor, bu yüzden çok fazla gezme şansım olmadı. Ancak yemeklerinizin tadını sonuna kadar çıkardım! Çarşılarınızı, tarihi camilerinizi ve Boğaz’ın güzelliğini unutamıyorum. Eşim Gillian ile her geldiğimizde bol bol alışveriş yapıyoruz. Kutu kutu lokum ve evimiz için Türk halıları satın almayı ihmal etmiyoruz.
* Tekrar tekrar İstanbul’a gelmeniz dinleyicilerinizi çok mutlu ediyor. Sizin için İstanbul’un özel bir önemi var mı?
İstanbul’da gerçekleştirdiğim tüm konserlerin biletleri günler önceden tükendi. Binlerce kilometre uzaklıkta daha önce sadece adını duyduğum bir ülkedeki bu ilgi beni inanılmaz şaşırttı ve gururlandırdı. Türk müzikseverler her zaman beni çılgınca bir ilgiyle izledi, konser bitimindeyse dakikalarca ayakta alkışlandım. Bu benim için çok duygusal bir andı. Kulise dönünce uzun süre gözyaşlarımı tutamadım. Bu kez sadece İstanbul’da değil, 5 farklı şehirde 7 konser vereceğim. Yeni yeni insanlar ve şehirler tanıyacağım için heyecanlıyım. Ayrıca eşimle çok methini duyduğumuz Mavi Yolculuk’u da ilk fırsatta gerçekleştirmek istiyoruz.
David Helfgott
29 Mayıs Pazar akşamı Lütfi Kırdar UKSS’de konser verecek. Ardından Ankara, Antalya, Adana ve İzmir’i kapsayan minik bir Türkiye turuna çıkacak. İstanbul konserinin biletleri 75-300 TL arasında, Biletix’te...