25.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
ilk başladığım yılları hatırlıyorum, ne güzel tatil yapardık. Gazeteciler Cemiyeti özel Bayram Gazetesi çıkarırdı, şimdi çalışıyoruz. Eee, ekmek parası. Neyse. Yine bir değişiklik yapalım dedik ve sevgili sırdaşım İsmail Akkaya ile The Ritz-Carltonun yönetiminde olan Cam Restauranta gittik. Daha önce can dostum İzzet Çapa gitmiş. Otelin Loungeunu işleten sevgili Esra Çavuşoğluna sözüm vardı ama modanın duayeni Yıldırım Mayruk ve ortağı Barbaros Şansal isteyince Cama girdik. Restoranın otelin dışında tasarlanmış olması avantaj. Tavanı ve ön cephesi tamamem cam, adı da buradan geliyor zaten. Lobiden geçmeden otoparktan çıkabilirsiniz. Ama saat 23.00den sonra sipariş alınmıyor, bilesiniz. Pazar ve pazartesi geceleri kapalı. Mekan, 70-75 kişi alıyor. Ayrıca 6şar kişilik 2 ve 12 kişilik bir özel yemek bölümü bulunuyor. Minik kutlamalar için yapılmış. Executive Şefi Paul Pairet, Fransız. 35 yaşlarında. Mönü zengin. Bize önce Grog Champ sundular. Ne mi? Whipper adı verilen bir aletle küçük kadehe şampanya köpüğü püskürtülüyor. Sıcak su, bal, cardammon, rezene tohumu, lapsang souchong çayı, tane karabiber, limon ve portakal kabuğu ile karanfil gibi çeşitli baharatlardan karışım yapılıyor. Grog adı verilen bu karışım cam demlikten kadehe dökülüyor. Bir yılbaşı sabahı Miamideki Bedde içmiştim. Amerika ve Avrupanın ünlü restoranlarında, barlarında alkollü gecelerin sabahında damak tadını değiştirmek için verilir, Camda başlangıç olarak sunuluyor. Ben ızgara sevdiğim halde değişiklik olsun diye kalkan yedim. Tavada pişirilmiş. Zeytin, domates, fesleğen, kapari çiçeği karışımı olan, tapenade dedikleri özel bir sos eşliğinde geldi. Nefisti. İsmail, karamelize teriyaki kaburga yedi. O da saatlerce pişiriliyor, polenta ve soya sirkesi ile servis yapılıyor. Finalde limon tartı seçtik. Hesabı İsmail ödedi, ısrarıma rağmen söylemedi. Telefon numarası (0212) 334 44 44. Hafta arası olduğu için tenhaydı, hoş bir yer, görülmeye değer. Çıkışta otelin içinden geçtik. Pazar brunchları başlamış, canlı müzik eşliğinde. Salata büfesi, kahvaltılıklar, sıcak çikolatalı pastalar, tatlı büfesi, hatta sushi ve deniz ürünleri bile varmış. Kişi başı 44 milyon. Sınırsız şampanya da içebilirsiniz, 58 milyon lira. Parası olan ve isteyen bu bayram değişiklik olsun diye gidebilir. Sonra Taksim Divan Otelinin barına gittik. İsmail ile eski günleri andık. Rahmetli Demir Çalarkan ve MOSun dev ismi Muammer Yaprakgül bir zamanlar Divanın içinde dükkan açmışlardı. İsmail, Demir Ağabeye giderdi. Ben de Muammere. Rahmetli Mine Mutlu getirmişti beni Divandaki Muammere. Divan Publarda makarna günleri başlamış. Makarnaya bayılırım. Başka bir akşam Arnavutköydeki Divan Puba gittik. Müthişti ama yediklerimi eritmek için bir saat koşu bandında ter döktüm. Aman, ne çeşitler vardı! Piliçli linguine, soya soslu, cevizli pappardelle, beyaz peynir soslu karidesli spagetti, siyah zeytin ve istridye sos eşliğinde kestaneli mantarlı tagliatelle... En pahalısı 6.5 milyondu. İki kişi 18 milyona çıktık, üstelik içecek dahil. Bence bayramda ailece gidip müthiş keyif alabileceğiniz bir yer. Kalamış Divan Puba da uğrayabilirsiniz. Bayramınız nasıl geçiyor efendim? Eski bayramların tadı yok artık. Mesleğe Ecede yemekler, eğlence ve Pakize şahane Aynalı Meyhanesinde mönü çok özel. Çünkü patroniçe Ece işi çok iyi biliyor, özellikle de ot yemeklerini. Mönü standart; 10 çeşit soğuk meze var. Cevizli, zeytinli, biberli ekmekler orada yapılıyor. Salatalıklı ezme patates salatası, cevizli ve kayısılı pırasa, biber borani, pilaki, zeytinyağlı Ege dolması, çerkez tavuğu, humus, turşu, portakallı hamsi, domatesli ançuez, süzme yoğurtlu cevizli turp... Ara sıcaklarda da Aynalı börek, arnavut ciğeri, içli köfte var. Günün taze balığı da sepette geliyor. Anlayacağınız yok, yok. Her şey bir lezzetli ki sormayın. Şefler Halil İbrahim Karagül ve İbrahim Aktan 17 yıldır Ecedeler. Barda Barbaros ve Dilek Güven var. Pako bizi görmesin diye sotaya oturduk ama gözünden kaçmadı. Alem kadın valla. Sahnede adeta uçuyor; kah şarkı söylüyor, kah stand-up yapıyor. Espriler tabanca gibi patlıyor. Bence Pakize Sudaya iyi bir müzikal müthiş gider. Ne çare ki tembel. Kendisi söyledi; film çalışmaları sırasında sabah sete gitmemek için evde telefonların fişini çeker, kapı zilini bozarmış. Uykuya ölüyor Pako. Yoksa o fizikle, o beyinle nerelere gelirdi, kim tutardı onu? Saz gencecik, konservatuvar mezunu çocuklardan kurulmuş. Klarnetteki Selim çok profesyonel bir isim. O gece ünlü söz yazarı Zeynep Talunun 35. doğumgünü daveti vardı. Zeynep Talunun masasında kimler vardı, kimler. Yazılarını hayranlıkla okuduğum Deniz Gökçe, Pırıl Güleşçi, bir ayağı Amerikada, diğeri Bodrumda olan Universalin eski basın direktörü sevgili Sevil, Reyhan Can... Pakonun her kesimden müşterisi vardır. Güler Sabancıdan Sevgi Gönüle, Radikal Gazetesi Yayın Yönetmeni İsmet Berkandan Güler Kazmacıya... Aileler bile çocuklarıyla gelirler. Salı akşamı da İzmirliler Derneğinin yemeği vardı, 10 dakika uğradım. Dernek Başkanı Ali Kocatepe ve eşi Aysun, Ayşenur Yazıcı, TRT prodüktörü Sebla Özveren, Serdar Yanaşan, Beykoz Kaymakamı Coşkun Ertürk ve Yelda Temizocak, Gönül Yazar vardı. Ali-Aysun Kocatepe, Gönül Yazar ve Ayşenur Yazıcı fasıl heyeti kurmuş, eğleniyorlardı. Pako dünün ve bugünün popüler şarkılarıyla coşturuyor. Dönülmez Akşamın Ufkundayızı da seyirciyle birlikte okuyor. Program sonrası Pako ile sohbet ettik; 14 kilo vermiş, dal gibi olmuş. İç mimar olan kızkardeşi Nurhan da öyle. O kiloları, diyet uzmanına gitmeden, porsiyonları küçülterek vermiş. Bir de ekmeği, böreği, tatlıyı kesmiş, protein ile karbonhidratı karıştırmadan beslenmiş. Kıyafetlerini Cemil İpekçi ile Güzide dikiyormuş. Saç ve makyajını kendisi yapıyor. Kuaföre sadece boya için gider zaten, çünkü saçları sorunsuzdur. Pako müşteri kalitesinin ve eğlence dünyasının değişmediğine inanıyor. "Eskiden olduğu gibi yine aileler geliyor beni dinlemeye. Bir de yazılarımdan dolayı beni merak edenler çoğunlukta. Cuma, cumartesi sahne alıyorum. Kendim de müşteriler de eğleniyoruz" diyor. Pakize Sudayı keyifle izledim, kısmetse bir daha gideceğim. Siz de gidecekseniz bir hafta önceden yer ayırtmalısınız. Ecenin telefon numarası (0212) 265 96 01. Bu sezon Kuruçeşmedeki Eceye uğramamıştım bile. Üstelik orada sahne alan Pakize Suda hemşerim. Haydi onu da bırakın, çok severim Pakoyu. Bir de meslektaşım zaten, aslanlar gibi yazıyor. Gazeteciliğe başladığım yıllarda babası, rahmetli Orhan Suda hocamdı. Sonunda yüzümüzü kızartıp gittik. Kiminle mi? Gece alemindeki kader arkadaşım, sırdaşım İsmail ile tabii. Tıklım tıklımdı. İnsanlar keyifle eğleniyorlardı. Anladım ki Ece klasikleşmiş. Reklama filan ihtiyacı yok. Zaten Ecenin Efendyde bir ilk, Fulya Terime özel doğum günü her pazartesi gerçekleştirilecek Dinner Theaterın galasındaydım. Sitedeki komşularım Aşkım Sağıroğlu ve Filiz Yolaçan ile gittik. Robert Redford ile Brad Pittin başrollerini paylaştıkları Spy Gamei izledik. Film öncesi Chefs Restaurantın hazırladığı mönüyü servis yaptılar; domates & mozzarella dilimleri, Milano usulü tavuk ya da acılı biftek ve taze meyve. Film sırasında da tabaklar dolusu patlamış mısır verdiler. Biz geç gittiğimiz için son dönemin en kral popçusu Kenan Doğuluyu, Cem Özeri, Doğuşu, Göksel Sunter ve kız arkadaşı Gülşahı görebildim. Efendynin halkla ilişkilerini yürüten İlgi Gövsa çok başarılı. Film arasında Baltalimanı Şaziyenin işletmecisi sevgili Nedim Binler, Efendynin ortakları Aykut Kutluel ve Ahmet San ile sohbet ettik. Bu yaz Nedim, Kenan ile İstanbulda kalmak istiyor. Efendyde Sezen Aksu Show 17 Marta kadar devam ediyor. Neyse, film şölenine dönelim. Pazartesi geceleri içkinizi yudumlayıp sigaranızı tüttürüp nefis yemekler yiyerek vizyon filmlerini Efendyde izleyebilirsiniz. Yemek ve limitsiz yerli içki kişi başı 40 milyon. Gece kulübünde ise yerli ve yabancı ilk içki, kişi başı 25 milyon lira. Efendy personeli çok efendi. Personel Müdürü Yavuz Coşar, salon şefleri Birol Göç, Ali Öztürk, Turan Yaman, Faruk Kep, Nurettin Deveci ve bizim masaya servis yapan Mehmet Şahin arı gibiydiler. Efendynin telefon numarası (0212) 329 29 29. Yazımı yazarken, bayramlaşmak için sevgili Kenan Erçetingöz aradı. Sahibi olduğu www.gecce.com 1 yaşında. Kenan, 5 Mart Salı gecesi Günayda doğum günü partisi düzenliyor. Efendim, perşembe geceleri çıkmam ama Beyoğlunda önemli bir işim vardı. Sosyetenin trendy mekanı Zarifiye uğradım. Sevgili Fatih Terimin dünya güzeli karısı Fulya Terime sürpriz bir doğum günü partisi düzenlenmiş. Kimler mi vardı? Güzel kızları Merve ile Buse, Fulyanın ablası ve eniştesi, kısacası ailece kutlanılan mini bir partiydi. Efendim, Türkiyenin eğlence yaşamına yepyeni bir boyut kazandıran Maslakdaki Efendy Show Theatreda sinema günleri başladı. Türk sinema sektörünün güçlü kuruluşu Fida Film organizasyonu ile Arabeskin kralından dev konserler dizisi ile görüşememiştik. Ben İstinyede oturuyorum, o da Baltalimanında. Bir çay içimine uğradım. Yılların sanatçısı olan Orhan Ağabeyi ilk kez bu kadar heyecanlı gördüm. Sizin Seçtikleriniz-Orhan Gencebay Klasikleri adını verdiği kaset ve CDleri müzik marketlerde. 1966dan 1993e, 2. Albüm, 2. Yaşam sloganıyla hareket eden Orhan Ağabey acayip özenmiş. En güzel şarkılarını gönül dostları olan sizler için seslendirmiş. Orhan Ağabeyin bana söylediklerini sizlerle paylaşıyorum. "Şenaycığım, şu kiralık dünyada hepimiz birer kontratsız kiracıyız. Onu kimse uzatamaz, yargılayamaz. Bu süreyi sadece yüce Yaratan bilir. Allah bana ikinci kez yaşam şansı verdi. Ben de bu şansı şu an piyasada olan albümüm sayesinde gönül dostlarımla paylaşmak istedim. İlk kez sana anlatıyorum; yakında sahne çalışmam başlayacak. Daha doğrusu halk konserleri vereceğim. Almanyadan ve Türkiyeden teklifler var. Bir takım sponsor firmalar araya girebilir. Görüşmeler sürüyor. Hedefim dünya ve Türkiye konserleri. Biliyorsun Şenay, ben bu zamana kadar sahneye çıkmadım. Ancak iyi sunuş, iyi promosyon, iyi para olursa güzel bir çalışma ortaya çıkar. Eğer bu ortam sağlanamazsa, ki sağlamak için çok çalışıyoruz, çıkmam. Kafamızda Michael Jackson formatı var, ona benzer birşeyler yakalamaya çalışıyoruz. Kasete gelince; Birinci klasiklerden sonra bu ikinci klasikler albümü oldu. Piyasaya çıkalı 3-4 gün olmasına rağmen satışları çok iyi". Evet efendim, bu pazar da bu kadar. Her gününüz bayram sevinci içinde geçsin, hep sevgiyle yaşayın. Uzun süredir Orhan Ağabey (Gencebay) Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr