03.06.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yakında yazlığını açacak olan Reina’da hareket sürüyor. Geçen gece konuklarımla birlikte oradaydım, ağız tadıyla yemek yedik. Ortaklardan sevgili Ali Ünal, metrdoteller Hüseyin ve Behzat, sağolsunlar, güzel bir yer ayarlamışlardı. Zaten maşallah Reina’nın havalandırması muhteşem. Bütün kış görkemli Boğaz manzarasıyla işi götürdü. Geçtiğimiz haftasonu da oradaydım. Kaya Çilingiroğlu, Ralf Tezman-Derin Mermerci, Adnan Polat, İlhan Kütük, Serdar Kunaçav eşleriyle eğleniyorlardı. Bu arada sevgili Adnan’ın art arda gönderdiği buz gibi votkalar beni sarhoş etmemekle birlikte midemi bir hoş yaptı. Beşiktaş’ın başarılı idari menajeri olan arkadaşım Sinan Engin ve güzel karısı Ayşe de oradaydı. O akşam ön yemek olarak bendeniz zeytinyağlı enginar yedim, konuklarım balık çorbası aldı. Benim ana yemekteki tercihim ızgara kalkan, konuklarımınki dana bonfile ve dil balığı fileto ızgara oldu. Finalde Hüseyin Kaya bize tiramisu, çikolata sufle ve diğer tatlılardan karışık bir sepet hazırlamış. Muhteşemdi. Bu arada DJ Aykut ayrılmış, yerine Selim başlamış. O gece de bir keyifliydi ki anlatamam. Demir Sabancı, Ayşe Azizoğlu, Ceri-Monik Benardete, Heves-Yasin Ekinci ve Amerika’dan dönen Yeşim Salkım vardı. Bir ara masaya, mekanın basın işlerini ve halkla ilişkilerini başarıyla yürüten sevgili Gülşad Doğan geldi. Bundan böyle Reina ile ilgili gelişmeleri www.reina.com.tr’den takip edebileceksiniz. Özellikle rezervasyon konusunda zorlanırsanız siteye girip Çin, İtalyan, kebap, balık veya sushi restoranlarından birinde yer ayırtabilirsiniz. Bildiğiniz gibi bu yaz Reina’nın içinde İtalyan restoranı Baci, Çin lokantası Dragon, Japon mutfağı Ninja-Sushi, balık restoranı Medusa, dünyaca ünlü kebapçı Köşebaşı ve Safran yer alacak. Efendim, haftada bir de olsa evimde mutlu ve keyifli geceler geçiriyorum. Müzik dinliyor, DVD ya da televizyon kanallarında rastgele diziler seyrediyorum. Amaç, beynimi boşaltmak. Yine böyle gecelerin birinde müzik setimin önünde yığılı olan CD’leri dinledim. Nalan, Aşkın Nur Yengi, Suavi... Meslek yaşamında 35. yılını dolduran söz yazarı Ülkü Aker’in ölümsüzleşen şarkılarının yer aldığı ‘35. Yılın En Güzel Şarkıları’ adlı kaset nefis. Aşkın ile Nalan’ın albümleri de güzel, ellerine ve seslerine sağlık. Laf açıldı, aklıma geldi; son günlerde Suavi fanatikliği başladı bende. Onun ‘Yalı Çapkını’ adlı albümünü atlamışım, Londra’da dinledim. Yeni albümü ‘Çığlık Çığlığa’ ile de kendimden geçtim. Evde daha neler yaptım bir bilseniz. Kanal D’de yayınlanan ‘Berivan’ dizisini izledim. Muhteşem. Gerçekten yılın dizisi. Sibel Can oyun gücünü aslan gibi ortaya koyuyor. Sevdiğim pek çok isim bu dizide; dev oyuncu Sevda Ferdağ, Nilüfer Aydan, arkadaşım Bülent Bilgiç, Emre Kınay, Aytaç Arman ve sevgili Hülya Uğur... Dizinin tiryakisi oldum diyebilirim. Senarist Safa Önal ve yönetmen Melih Gülgen’i de kutlamak gerek. Efendim, hayata dair ne varsa köşemde bulduğunuzu belirtiyorsunuz. Sabah haberlerini CNN ve NTV’den alıyorum. Diğer özel kanallar kusura bakmasınlar; kimi magazin ağırlıklı, kiminin de spikerinde iş yok. Bir de sabahları TRT 2’yi izliyorum, bilgi dağarcığım gelişiyor. TRT 2 ekonomiden siyasete, sanattan kültüre kadar geniş bir yelpazede doğru habercilik yapıyor.
Maçka’daki Zevk-i Sefa’nın sahibi Mert Özmen bu kez Bodrum’a iddialı girdi. Mert, dün, Bodrum’da Fink adlı bir restoran-bar açtı. Geçtiğimiz yıl sevgili Kemal Kurçer’in sahibi olduğu Ginger’in yerinde. İşim çoktu, gidemedim. Kış boyunca People’da zevkle dinlediğiniz, benim de çok sevdiğim bir DJ olan sevgili Özhan Özal ile DJ Aytaç çalacaklar. Mert mutfağa önem vermiş ve Home Store’dan transferler yapmış. Fink’in halkla ilişkilerini eski manken İlgi Gövsa başarıyla yürütüyor. Sevgili Fatih Ürek’in sahne alacağı Zevk-i Sefa ise Ortakent’te 4 Temmuz’da açılıyor. Geçtiğimiz günlerde dekorasyonu yenilenen ve Murat Güney tarafından işletilen Kikka Restaurant-Bar’a gittiğimi yazmış ama mutfağından söz etmemiştim. Metrdotel Mahmut Aksoy, Şamdan’ın eski şeflerinden. Çapa&Çapa mekanlarının başarılı ismi Gazi Ateş’in, en az kendisi kadar başarılı kardeşi Bilal Ateş, Kikka’nın mutfağında başlamış.
Bilal Ateş’i Mirror’dan tanırım. Ekip hayli kuvvetli anlayacağınız. Kikka öğle yemekleri için de ideal. Fiyatları ehven. Hafta arası sabah kahvaltısı, pazar günleri de brunch veriyor. Murat Güney spor spikerliği, Şamdan’da DJ’lik derken, Kikka’nın sahibesi Zerman Cambil’in teklifiyle Bebek Kikka’ya başlamış. İndirimli set mönülerinin yanısıra alakart mönülerinde de yok yok. Bilal, gerçekten bu işin ustası. O gece konuğum rahatsız olduğu için ön yemek olarak natürel fırınlanmış domates çorbası aldı. Ana yemek olarak da Jack Daniel’s soslu ızgara bonfile yedi. Yanında ıspanak püresi ve patates cips vardı. Ben, Bilal’in önerdiği patlıcan ve eritilmiş kaşar ile sunulan Milano usulü tavuk şinitzel yedim. Tatlı olarak da ortaya, kavun dilimleri ile soğuk çikolatalı mouse ve frambuaz soslu sütlü kup söyledik. Hepsi çok lezzetliydi. Kikka’nın telefon numarası (0212) 257 10 53. Seba Residance’daki komşularım ‘Bir Zamanlar Askerdik’ filmi için "Erkekler için ideal, sen sıkılırsın" demişlerdi.
Ama kafam dağılsın diye evimin yakınındaki Seba Sinemaları’na gidip filmi izledim. Başrollerini Mel Gibson, Madeleine Stowe ve Greg Kinnear’ın paylaştığı film bence harika. Öykü şöyle; Albay Hal Moore (Mel Gibson) ‘ölüm vadisi’ olarak bilinen Vietnam’daki La Darnga Vadisi’ne savaşa gider. Yola çıkmadan bir gün önce askerlerine ve ailelerine, canlı ya da ölü hiç kimseyi arkada bırakmayacakları, birlikte dönecekleri sözünü verir.
Ama Amerikan tarihinin en vahşi çarpışmasında pek çok asker ve Moore’un yakını can verir. Ölüm haberlerini şehitlerin yakınlarına, Moore’un eşi Julie bildirmektedir. Sahne hep aynıdır; taksi evin önünde durur, Julie iner ve aileye acı haberi verir. Son taksi, Moore’un evinin önünde durur. Devamı sinemalarda. İzleyin, hoşunuza gidecek.
Hayat o kadar pahalılandı ki yakında işe motorsiklet ile gidip gelmeye başlayacağım. Çünkü maaşımın dörtte biri benzine, dörtte ikisi aidat, su, elektrik, telefon gibi harcamalara, gerisi de gece yaşamına gidiyor. Kolay mı bir gecede sekiz mekan gezmek? Birinde yemek yiyorum, diğerlerinde içki veya sadece su içiyorum. Ama bir mekandan 20 milyondan aşağıya çıkamıyorum. Şefe ve kapıdaki görevliye verdiğiniz bahşiş 10 milyondan aşağı olmamalı. İnanın, bazen bir gecede 80-100 milyon gidiyor. Ayın sonunu zor getirmeye başladım. Geçenlerde elektrik ve su ile ilgili bir sorun yaşadım; vaktim olmadığı için bir arkadaşıma vekalet vererek işi çözdürdüm. Masraf; 8.5 milyon. Yine bir başka vekalet için ödediğim para, 27 milyon. Bu resmen soygunculuk yahu. Bence herkes gibi noterler de ara sıra kampanya yapsınlar. Bu fikir nereden mi aklıma geldi? Geçenlerde Birollar Otomotiv’den bir faks aldım. Aracınız, bir telefonla bulunduğunuz yerden alınıyor, ücretsiz check-up yapılıp istediğiniz yere teslim ediliyor. Yedek parça ve işçilik indirimli. Hemen her sigorta şirketi ile anlaşmalı, kredi kartı da geçerli. Bilginize. Telefon numarası (0212) 620 34 10. Artık kampanya yapan yerleri takip edeceğiz, ne yapalım. Efendim, bana kardeşim kadar yakın olan sevgili Cenk Eren Amerika’ya gitmeden bir gün önce sevgili Ali Sayar’ı da alıp Nida Büyükbayraktar’ın işletmesini yeni aldığı Yeniköy’deki Ocean Balık’a gittik. Terastan manzara muhteşem. Mutfakta Bahri ve Hasan ustalar var. İşletmenin müdürünü 20 yıldır tanıyorum; Allahverdi lakaplı Coşkun ve Erdal Altınbaş. Burası eskiden ünlü tiyatro oyuncusu Zeki Alasya’nındı ama yürümeyince o kadar işinin arasına Nida bunu da ekledi. Ocean Balıkevi’nde masaya Nida’nın önerileri geldi, hepsi de birbirinden lezzetliydi. Soğuklarda balık pastırması, Akdeniz salatası, somon füme dolması ve deniz mahsulleri vardı. Sıcaklarda balık kokoreç, kalamar ızgara, balık köftesi, fener kavurma, balık kebabı getirdiler. Bunların çoğu Ocean’a özel. Balığa zor yer kaldı, birer parça kalkan yedik. Üzerine de sıcak meyveli krep. Fiyatları Nida çok ucuz tutacak, aileleri alıştırmak istiyor. Salon da çok şık. Telefon numarası (0212) 262 00 71. Sırdaşım İsmail Akkaya’nın kız kardeşi Tansel, Bodrum mevsimini bizden önce açtı. Dedikodu almak için aradım.
Sema Çelebi’nin Gölköy Türkbükü’ndeki muhteşem yerinden söz etti. Sosyetenin ‘altın kadını’ Sema, bin dönümlük bir arazi üzerine Türkbükü’nün en büyük iskelesini kurmuş. Restoran, bar ve beach. Sema’yı iyi tanırım, kafasına taktı mı en iyisini yapar. Adını da ‘S Point’, yani ‘Son Nokta’ koymuş. Her gören mekana hayran kalıyormuş. Sanırım 14-15 Haziran’da muhteşem bir açılış yapacak. Yani Bodrum’da Sema rüzgarı esecek.
1-2 yıl öncesine kadar en sık gittiğim mekanların başında geliyordu Da Mario. Artık o kadar çok İtalyan restoranı açıldı ki yetişemiyorum. Ama Da Mario kalitesini hiç bozmadı. Geçenlerde uğradım, yakın bir dostum ailesiyle yemek yiyordu. Bahçeyi açmışlar. Servis de mükemmel. Bir parça pizza yedim. Ev yapımı makarnaların, müthiş salataların lezzetini Da Mario’nun bahçesinde tadabilirsiniz. Haftanın 7 günü, saat 12.00-24.00 arası açık. Telefon numarası (0212) 265 51 86. Tambur ustası Ercüment Batanay’ın hastaneye yattığını sevgili Coşkun Erdem’den öğrendiğimde çok üzülmüştüm. Ercüment Ağabey ile karısı Seyhan’ı yıllardır tanırım ama bir türlü gitmek nasip olmadı.
Zaten hastalığı süresince de Bülent Ersoy’un dışında ziyaretçisi olmadı sanırım. Ama şimdi, tamburu ile eşlik ettiği Türk Sanat Müziği’nin dev isimleri özel bir gecede buluşacaklar. İki ameliyat geçirmesine rağmen ayağa kalkamayan Ercüment Batanay’a, Ergil Tezerdi ve yıllarca organizatörlük yaptıktan sonra Elis adlı bir ajans kuran Şakir Eroğlu el uzattılar. Bülent Ersoy, Emel Sayın, Muazzez Abacı, Adnan Şenses, Gönül Yazar, Sezen Aksu ve Müzeyyen Senar, son anda bir değişiklik olmazsa, 5 Haziran’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde Ercüment Batanay için sahne alacaklar. Gecenin sunuculuğunu, bence Türkçeyi en güzel konuşan sunuculardan biri olan sevgili Mustafa Yolaşan ile Esra Ceyhan yapacak. Bursa’dan Di-Ba Tekstil, sponsor. Bu gece kaçmaz, bilesiniz. Efendim, bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun.
Gazetedeki komşularım arasındadır Halim Bahadır. En çok tartıştığımız konu, sigara müptelası olması. Ama yüreği o kadar iyi ki onu kırmaya kıyamıyorum. Onunla masada rakı kadehi tokuşturmak, köşesinde yazdığı gibi ince belli bardakta çay içmek nasip olmadı ama yüreğimde yer eden insanlardan biri Halim. Özellikle kadın okuyucuların, POSTA’daki yazılarını zevkle okuduklarını biliyorum. Halim, ‘Karanlıkta Dans Ediyorum’ adlı ilk kitabını Donkişot Yayınları’ndan çıkardı. Kitap o kadar akıcı ve keyifli ki ben spor yaparken bir solukta okudum. Çocuğundan ayrı kalan bir babanın isyanı, kocasını aldatan kadınlar, sıradışı aşklar, kendi labirentlerinde kaybolanlar var kitapta. Halim, hep duygu yüklü olan gözlerinden öpüyor, seni yürekten kutluyorum.
Yazara e-mail: