CaddeDeniz içkiyi fazla kaçırınca ortalık ayağa kalktı

Deniz içkiyi fazla kaçırınca ortalık ayağa kalktı

05.05.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘Herkes Kendi Evinde’, Le Cigar’da farkı farkedin, Arnavutköy’de Eylülist, Vira Vira, Aspava taşınıyor, İzfaş’ın sanata katkısı, ‘Kevork Usta’nın Balıkçı Meyhanesi’...

Deniz içkiyi fazla kaçırınca ortalık ayağa kalktı

Deniz içkiyi fazla kaçırınca ortalık ayağa kalktı

‘Herkes Kendi Evinde’, Le Cigar’da farkı farkedin, Arnavutköy’de Eylülist, Vira Vira, Aspava taşınıyor, İzfaş’ın sanata katkısı, ‘Kevork Usta’nın Balıkçı Meyhanesi’...

Deniz içkiyi fazla kaçırınca ortalık ayağa kalktı
ide rahatsızlığım nedeniyle yediklerime çok dikkat etmek zorundayım. Ne yazık ki alkol artık yok gibi bir şey. Çoğu yiyecek yasak. Genelde tercihim balık. Sırdaşım İsmail Akkaya ile birlikte yine Vira Vira’nın yolunu tuttuk. Buranın sahibi sevgili Zafer sakal uzattı. Nedeni Fenerbahçe. Fanatik Fenerli olan Zafer, ancak takımı şampiyon olursa sakalını kesecekmiş. O gece orada olan Kadir İnanır, Zafer’le dalga geçti. İnanır, "Mandrake gibi olmuşsun. Başında şapkan ile bastonun eksik, onları da ben alacağım" dedi. Çıkışta Vira Vira’nın yanında olan ve 5 yıldır kalitesini koruyan Eylül Bar’a uğradım. Aslında buranın adı ‘Eylülist’ olarak değişti. İkinci derecede tarihi eser olan mekan 4 katlı. Birinci kat cafe ve saat 12.00’den itibaren hizmette. İkinci katta canlı müzik var. Çarşamba gecesi ‘Grup Gündoğarken’ sahne aldı. Tıklım tıklımdı. Caz, blues, rock, pop, tekno, latin müzikte, yerli ve yabancı pek çok ünlü müzisyen burada çalıştı. Sahibesi Mimar Ayten Özer bu işi gerçekten iyi biliyor. Zaten Ankara’da da aynı işi yapıyormuş. Cuma geceleri Mine latin, cumartesi Sarper Semiz latin-Türkçe müzik yapıyorlar. Giriş 7,5 milyon lira. Bir yerli içki bu rakama dahil. Haftanın 3 günü ise Ayhan Sicimoğlu latin perküsyon workshop yapıyor. Üçüncü ve dördüncü katta ise, ilginçtir, meditasyon ve kung-fu dersleri özel hocalar nezaretinde veriliyor. Kısacası ‘Eylülist’ farklı, hoş, aktiviteleri bol bir mekan. İlgilenenler için telefon numarası (0212) 257 11 09. Çıkışta, İsmail’i, epeydir methettiğim ‘Aspava’ya ev baklavası yemeye götürdüm. Sahibi Melahat Çevikkol müthiş şeker bir hanım. Yakında Hisar’a taşınıyor. Valla haftada en az bir gün mutlaka buraya uğrayacağım. Özellikle ıspanaklı kol böreği, yaprak sarma, karnıyarık enfes. Annem bile ancak o kadar güzel yapabilir.

Meyhane Kevork Usta, ‘Herkes Kendi Evinde’, Veysel’in haklı şöhreti
Elimden geldiğince her yere yetişmeye çalışıyorum. Son zamanlarda ekonomik yerleri tercih ediyorum. Düşünün, bir telefon nakil vekaletnamesi vermek 6 milyon, tek adet saat pili 10 milyon olmuş. Levent Çarşı’da esnaf hayli dertliydi. Sırası gelmişken, alışverişde çok dolaşmak gerek. Tansaş’da
1,5 milyona aldığım toz bezlerini, Levent’teki Namlı Kebap’ın karşısında olan çeyizcide 600 bin liraya bulunca şok geçirdim. Zaten son zamanlarda bakıyorum da süpermarketlerde eski kuyruklar yok. Halk biraz da KDV’den kaçmak için semt pazarlarını tercih ediyor. Haksız da değiller. Bir toz bezinde bu kadar fark olduğuna göre yediğimiz kazığı siz düşünün. Epeydir Murat Kanberi’den ‘Kevork Usta’nın Balıkçı Meyhanesi’ne davet alıyordum. Aslında hiçbir davete gitmek adetim değil. Ama yolum düştü, uğradım. Emirgan’da, Reşitpaşa’da. Müthiş bir Boğaz manzarasına sahip. Mezeleri, Türk ve Ermeni mutfağından. Servis saat 13.00’de başlıyor, 02.00’e kadar sürüyor. Kalamar, midye tava, Ermeni usulü ciğer, paçanga böreği meşhur. Her çeşit taze balık bulmanız mümkün. Finalde en sevdiğim limonlu helva ikram ediyorlar. Kredi kartı geçerli. Malumunuz son zamanlarda bazı müesseseler kredi kartı kabul etmiyorlar da. İlgilenenler için telefon numarası (0212) 277 21 33. Saçım uzayınca kankam Veysel’e gittim. Veysel’i yazmama bazı insanlar gıcık oluyor, adamın reklama ihtiyacı olduğundan yazmıyorum ki. İstanbul’un bütün kalburüstü insanları, starlar onun müşterisi. Bu gidişimde güzellik uzmanı, dünya tatlısı Gül Korkmaz, zorla cilt bakımına oturttu beni. İyi de oldu. 40 yıllık yüzüme bir güzellik geldi. Gözeneklerim temizlendi, cildim nefes aldı. Önce oksijen buharına tuttu, cildi yağdan, kirden arındırdı. Sonra beş vitaminin karışımı olan ve cildi yenileyen bir krem sürdü. Daha sonra sıkılaştırıcı tonik ve maske uyguladı, finalde de yüz masajı yaptı. Öyle rahatladım ki anlatamam. Bu Veysel bana hep iyi şeyler öğretiyor, nasıl gitmem. Bundan böyle cildim ayda bir kez Gül’e teslim. Zaten mecburum da. Yaş geçiyor. Vizyona bir film girdi. 20. Uluslararası İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma Bölümü’nde ‘En İyi Film’, ‘En İyi Erkek Oyuncu-Erol Keskin’, ‘En İyi Görüntü Yönetmeni ve Jüri Özel Ödülü’ dallarında ödül alan ‘Herkes Kendi Evinde’ yılın en iyi Türk filmi. İzmir, Çeşme, Alaçatı, İstanbul’da çekimleri yapılan filmde, uzun yıllar yurdundan uzak yaşayıp çocukluğunun geçtiği eve
ve kasabaya dönen, kalan yıllarını burada geçirmek isteyen bir amcanın öyküsü anlatılıyor. Usta tiyatrocular Şükran Güngör ve Cüneyt Türel konuk oyuncu.

Mydonose Life, Le Cigar’da damak tadı
Sevgili okuyucularım son aylarda acaip medyatik oldum. Televizyon programları, dergilerde çıkan röportajlarım nedeniyle hayli keyifliyim. Bilmiyorum Tempo’yu okudunuz mu? Ya Mydonose Life’ı?.. Bence mutlaka alın. Hele Mydonose Life’da, Genel Yayın Yönetmeni Balçiçek Pamir ve Yazı İşleri Müdürü Gülay Erdemli’nin benimle yaptıkları röportaj çok keyifli. Zaten derginin kalite farkı hemen anlaşılıyor. Sonunda şeytanın bacağını kırdım ve bu yıl ilk kez Le Cigar’a gittim. Sabi’nin de Ari’nin de gönlü oldu. Gittiğime de değdi. Öyle değişmiş ki Le Cigar. Dekorasyon müthiş, müzik enfes. Ya yemekler?.. Konuğum "Dünyanın en kaliteli restoran ve lokantalarında ancak bu lezzette olur herşeyödedi. Gruba yeni katılan Atılgan Bey’in de sanırım bu güzelliklerde payı var. Gerçekten de tüm Le Cigar personelini kutlamak gerekir. Aşçıbaşı Yüksel Aydın, mutfak görevlileri Pehlivan Yeşim, Ademi Demirci, Adem Can, Cemal Gürsü, Halil Karakuş, Muzaffer Avşar, Muzaffer Kılıç, uzun süredir tanıdığım başarılı salon şefi İhsan Sınmaz, şef Murat Işık, Zafer Akdemir, garsonlar Orhan Gönendi, Ziver Çolak, Şaban Demirbaş, Nedim Gürsoy, Cafer Turan, barmenler Ekrem Çiftçi, Özgür Avılan... Tek kelimeyle kusursuzlardı. Yediğim her yemekten büyük lezzet aldım. Pazı dolması, ızgara sebze tabağı, ıspanaklı patlıcan krep harika. Ana yemeklerde zeytinli bonfile, karidesli piliç göğsü, minüte steak enfes. Tatlı mönüsü ise bir felaket: Markizi, çikolata soslu ve dondurmalı profiterolü, çikolata sufleyi mutlaka tadın. O akşam mekan çok eğlenceliydi. Adnan Sezgin, Murat Polat, Mehmet Toprak, Murat Öztürk, Murat Akdoğan, Suat Bayram ve karısı vardı. Le Cigar’ın müdavimleri arasında Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu, Çağla Şıkel, Beyaz, Hande Ataizi, Esin Maraşlıoğlu, Deniz Akkaya, Mehmet Ali Erbil, Can Tanrıyar, Petek Dinçöz, Alican Ulusoy, Burak Kalkavan, Serdar Bilgili, Semra-Faruk Bayhan, Taha Tatlıcı, Uğur Işık da var. Telefon numarası (0212) 279 86 98.

Evi kutlarken sarhoş oldu
Deniz Akkaya da ‘ev’lendi. Seba Residance’da kirada oturan Deniz, Keçeli Grubu’na ait olan Seba Millennium’dan bahçe katı aldı. Birikiminin bir kısmı ve borçla evi alan manken, yakın dostlarıyla bu olayı kutladı. Önce CatWalk’da içen Akkaya’nın yanında başarılı televizyoncu Can Tanrıyar, sevgilisi Petek Dinçöz ve Murat Varol vardı. Sonra Şamdan’a uğrayan Deniz burada da birkaç kadeh içki alınca, form korumak için kullandığı hap da aksi tesir yapınca kötü oldu. Eve giden Deniz, telefonlarını kapattı. Çok endişelenen menajeri Gözde Aksoy sabahın 05.00’inde ortalığı ayağa kaldırdı. Gözde, yan dairenin balkonundan Akkaya’nın evine girerek ilk müdahalede bulundu. Midesindekileri çıkaran Akkaya zor kendine geldi. Efendim, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla, en kötü gününüz benimkinden iyi olsun.




MAGAZİN