20.07.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Dalavera, yöreye rengini veren Giritli, bir halk adamı. Rodostan Bodruma 1936da, henüz altı yaşındayken, Oranın deyimiyle ipi ve kuşağından (ve bu deyimin yazılamayan devamından) ibaret bir vaziyette gelmiş, her Allahın günü bir sonraki 24 saatin lokması için dağla, taşla, insanla boğuşmuş bir adembaba. Oran, Dalaveranın Bodrumla özdeşleşmiş hayatını "Dalavera Memetin Bodrum Tarihi" adlı kitapta söyleşiler olarak toplamış. Kitapta Bodrumun yerel meşhurları, efsaneleri, yenilip içilenleri, adetleri Giritlilerle yerlilerin didişmeleri de yer alıyor. Lokantalarda içip parasını ödemeyen babasının Dalavereciye çıkan adının (kitapta dalavera olarak geçiyor) kendisine miras kaldığını anlatan Mehmetin ağzından iki anısı şöyle: Baskın Oran ve Feyhan Görgün, kuruyan ağaçtan patlayan tuvalete kadar elinden her iş gelen, herkesin tanıdığı bir halk adamı, Dalavera Memetin gözü ve ağzından Bodrumu yazdı. "...Zeki Müren, Profesör Fatma hanımın evini aldı... Gittim tuvaletin pimaş boru ezilme yapmış, tuvalet işlemiyo. O zaman kanalizasyon yo, eski tip çukur. Aşa yukarı iki saat gadar uğraştım. Açtım. Sona tabii kendi geldi suyu açtı. Baktı güzel gidiyo, tıkanma falan yok gari, Borcumuz ne? dedi. Dedim beşyüz lira. Evi de beraber mi alıyosun? dedi. Ben dedim herhalde Zeki beye çok geldi. Gülmeye başladı. Çıkardı beşyüz lira verdi, ondan sonra tekrar beşyüz lira verdi, Efendim, bi şişe rakı içersin dedi..."...Alaman Harbından iki sene önceydi; Cevat Şakir (Halikarnas Balıkçısı) Safiye Aylayı getirdi buraya, eve. Beş on dane şarkı söledi. O zaman da çok güzel sesi vardı. Genç. Sahil boyu afedersin eşeklerle geldiler köylüler. Onbeş gün geçti, büyük fırtına oldu. Cevat Şakirin bi tuvaleti vardı, dışarda, denize çıkarken, tuvalet erişte (ot) doldu. Bene çağırıyo. Ben dedim, Cevat amca b.. olcez sona - o zamanlar hiç tuvalet boşaltmamışım; siftahım orda oldu - Yok dedi, Sabunaçi (Sabun) var dedi." Cevat amca, b.. olcez