‘Bağırarak söylemek maharet değil ki’ Ona ‘baba’ diyen, uğruna canını vermeye hazır bir hayran kitlesi, her sosyal sınıf ve yaşta dinleyicisi var... Müslüm Gürses, bugünlere ‘gerektiği gibi şarkı söyleyerek’ geldiğini belirtiyorBULUŞMALAR / AHMET TULGARhayatın kekemesi bir adam. Ama sahnede kendi içine akan bir şelale. Adamın sevgilisi, ablası, annesi, kızı olmuş bir kadın. Hep onun açtığı yatağa akan bir hayat. Ve kadının adamı kıskandığı tek kişi belki de: Yine bir adam.
Bir efsane olduğunuzun farkında mısınız?
Müslüm Gürses: Efsane diye bir şey mi söz konusu yani, efsane gibi miyim yani?
Ne bileyim, hem çok karanlık hem çok sıcak biri, pek ortalıkta görünmüyor, sahnedeki konsantrasyonunu kimse delemiyor...
Müslüm Bey: Estağfurullah, biz öyle Zümrüdüa Anka kuşu değiliz yani, biz arandığı zaman bulunabiliriz. Dinleyicilerimizin istediği tarz bir yaşam sürdürüyoruz.
Hayatınızı dinleyicileriniz mi belirliyor?
Müslüm Bey: Tabii. Toplumun önündeysen yani, sanatçıysan...
Muhterem Nur: Müslüm zaten toplumun istediği tür bir insan, o kadar natürel ki. Oturduğu zaman aklı fikri kendi müziğinde. Dinleyicisini mutlu etmek için defalarca bir şarkıyı dinleyip dinleyip tekrar okur. Olanı da bozar. Burhan (Bayar) Bey biliyor.
'Eleştirenler biraz kompleksli'Bir şarkı için "Oldu" dediğinizde kriteriniz nedir?
Müslüm Bey: Hissettiğim bir şey ortaya çıkmazsa, onu tamam, oldu bittiye getirip piyasaya sürmek samimiyetsizliğin ifadesidir. Biz bu işi para için de her ne kadar yapıyorsak da, birinci planda işin manevi yanı. Oysa biz ki oturduğumuz zaman her an bir albüm, iki albüm çıkaracak birikime sahibiz. Değil mi Burhancığım? (Burhan Bayar'dan onay bekliyor).
Burhan Bayar: Tabii. İstesek yaparız.
Müslüm Bey: Değerli müzisyen arkadaşımız Burhan Bayar'la takriben 6 ay çalıştık bu albüm için. Bu da bizler gibi bir insan için önemli bir zaman dilimi diyebiliriz. Tabii bu merkezi, bu güzelliği bulmak birikim işi.
Arabesk ilk başta kentten göçün müziği olarak görüldü. Aradan yaklaşık 35 yıl geçti, arabesk hâlâ çok seviliyor. Bir şeyler değişmedi mi yani Türkiye'de?
Muhterem Hanım: Tabii ki devam ediyor.
Ekonomik krizle birlikte size olan ilgi arttı mı?
Burhan Bey: Şimdi arabesk, değerli arkadaşım, gerçekten zor bir anlatımı olan bir tarz da diyebilirim.
Zaten eskisi kadar yan bakılmıyor galiba arabeske?
Muhterem Hanım: Zaten artık arabesk olmayan müziğimiz yok. Tümümüz acılarla doluyuz.
Müslüm Bey: Zaten o entel dediğiniz kesim nereden gelmiş, aydan mı? Onlar da dinliyor, hiç merak etme.
Solcular sizi sahipleniyor. Hatta sizi sahiplenmeyi bir şıklık olarak görüyorlar...
Müslüm Bey: Eleştirenler biraz kompleksliler herhalde.
Muhterem Hanım: Artık onlar da bir şey söylemiyorlar.
'Cebim para görsün diye yapmam'Şarkılarınızdaki gibi mi yaşıyor, hissediyorsunuz?
Müslüm Bey: Şarkının bize yakın olması önemli bir hadise. Şarkıda, sözle müzik arkadaşlık kurmalı. Yani haza bir şarkı olmalı. Sevmeden bir şarkıyı okuyalım da, prodüktör yolunu bulsun da, biz de yolumuzu bulalım da yani, affedersin, amiyane bir tabirle, böyle bir şey şimdiye dek düşünmedim ben yani.
Burhan Bey'le çok uzun yıllardır birlikte çalışıyorsunuz, değil mi?
Muhterem Hanım: Müslüm'ü en iyi anlayan yönetmen Burhan Bey'dir.
Burhan Bey: O beğenmedi mi bir şarkıyı, hiçbir şey demez. Beğendiği zaman da durur şöyle bakar, (Göz kırpıyor, sonra kafasını hafifçe hareket ettiriyor), anlarım ki, tamam. Hiçbir şarkıya "Güzel değil" demez Müslüm Abi, ona da bir insan emek vermiş, bant yapmış.
Şarkıları söyleyiş tarzınız da skandaldan uzak, düz hayat çizginize benziyor. Dik seslere, tiz seslere tırmanma, haykırma olmuyor şarkılarınızda.
Müslüm Bey: Türkiye'de hep böyle bağırma sanki bir maharetmiş gibi algılanıyor. Benim mesela ölçüldüğü zaman sesim 3.5 oktav.
Burhan Bey: Rahat.
Müslüm Bey: Bu ses genişliği nerede görülür ki yani? Ancak operacılarda. Ben tizlerde de yumuşak, rahatsız etmeyecek tarzda anlatımı olan bir insanım. "Mi" tonunda okuyorum, şarkı ta nerelere çıkıyor. Önemli olan hadiseyi şekil ne istiyorsa ona göre anlatmak. "Aman işte, bağıralım da, prim yapalım da", efendime söyleyeyim, "cebimiz para görsün de", işte müzikte bunlara yer olmaması lazım.
Şarkılarınızla ezilen kesimlerle çok yakın bir ilişki kurdunuz. Politikayla ilgili misiniz?
Müslüm Bey: Politikayı zaten yapıyorsun. Ama onun dışında bana, "Politikaya soyun, politikada seni görmek istiyoruz" gibi bir öneri getirirsen benden ret cevabı alırsın. Ben politikayı ne yapacağım?
En mutlu olduğunuz yer sahne midir?
Burhan Bey: (Muhterem Hanım gülünce, Müslüm Bey'i uyarıyor). Yakar abla seni, ona göre.
Sahnenin dışında laf ağzınızdan kerpetenle alınıyor ama sahnede çağıldayarak söylüyorsunuz da...
Muhterem Hanım: Sahneye adımını attığı zaman o Müslüm gidiyor tamamen başka bir Müslüm geliyor, gözlerini kapatıyor, bizi unutuyor arkada.
Müslüm Bey: Müzik bizim bir parçamız.
Muhterem Hanım: Müzikle büyümüş arkadaş.
‘Şarkıyı kötü söylediğinde beni itiyor’ Muhterem Hanım'ın hayatınızdaki rolü ne?
Müslüm Bey: Muhterem Hanım, benim en güzel yanım. Maddiyat kimseye fayda sağlamamış ki.
Muhterem Hanım: Para olunca da ama saygınlık artıyor, sevgiler artıyor, her şey çok güzel oluyor. Ama biz birbirimizi bulduğumuzda onun cebinde 15 lirası yoktu, benim cebimde belki 8 lira vardı. Parasızdık. Ben ona bir gün bir tost ısmarlamak istedim, yılan gibi kaçtı.
Büyük bir aşk ama sizinki...
Muhterem Hanım: Büyük aşkın ötesinde. Aşklar, sevgiler çabuk bitiyor ama biz birbirimize alıştık, kardeş, anne, ağabey, abla, baba, her şey bu alışkanlığın içinde. Aşk ne demek? Ben aşkı o kadar şey yapmıyorum. Yalnızca müzik girdiği zaman, bu (Müslüm Bey'i gösteriyor) beni itiyor. Her zaman ilgi bekliyorum, stüdyoya gidecek ya, "Canım gitme onlar çalışıyor, biz yemeğe gidelim" diyorum, "Sen benim başarılı olmamı istemiyorsun, beni engelliyorsun" diyor, şarkının bir tanesi kötü olsa, "Senin yüzünden oldu" diye beni yerden yere vuruyor evde laflarıyla.
Müslüm Bey: Yapma.
Muhterem Hanım: İki dakika sonra geçiyor ama beni beceriyorsun sen.
Müslüm Bey: Sen her zaman başımın tacısın. Bu titizlik sadece. O gün bir şarkıyı okuyamamışızdır, başarısızlıkla sonuçlanmıştır efendime söyleyeyim, olmuştur.
Muhterem Hanım: Hakikaten
son albümü yaparken çok itti beni. Şarkıları sevdi, Burhan'la bir olup benden uzaklaştı.
MAGAZİN