05.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
BİLAL MEŞE
‘Futbol’ denince akla ilk onlar gelirdi... Ezbere sayardı ‘Mümin Özkasap, İlhan Çolak, İsmail Arca, Kamuran Yavuz, Ayhan Aşut, Fethi Heper, Vahap Özbayer, Nuri Toygün, Burhan İpek, Ender Konca, Emin Ülper, Nihat Atacan’lı kadroyu, Galatasaraylısı da, Fenerbahçelisi de, Beşiktaşlısı da... Hem korkulan, hem de saygı duyulan bir rakipti...
Anadolu takımlarının lokomotifi olan Eskişehirspor mazisini arıyor!
Bırakın esmeyi, artık futbol kentinde yaprak bile kıpırdamıyor, o efsane takım can çekişiyor!
Bir zamanlar Eskişehirspor deyince akan sular dururdu, yine durmalı... Ah Eskişehir ah... Yeniden doğmalı!
Gençler bilmezler... Orta yaşın üzerindekilerin yani bizlerin ise hafızalarımızdan silemezler...
Bir zamanlar ‘futbol’ deyince ‘Eskişehir’ gelirdi akla ilk...
‘Golcü’ deyince, ‘Fethi Heper...’
Ezbere sayardı ‘Mümin Özkasap, İlhan Çolak, İsmail Arca, Kamuran Yavuz, Ayhan Aşut, Fethi Heper, Vahap Özbayer, Nuri Toygün, Burhan İpek, Ender Konca, Emin Ülper, Nihat Atacan’lı kadroyu, Galatasaraylısı da, Fenerbahçelisi de, Beşiktaşlısı da...
Hem korkulan, hem de saygı duyulan bir rakipti...
Futbolcusu da, yöneticisi de körü körüne bağlıydı takımına; örneğin Fethi Heper’i Eskişehirspor’dan koparacak parayı daha Merkez Bankası bile basamamıştı!
Hele bir de Amigo Orhan’ vardı ki...
Orhan İpek dillere destandı!
Maçlardan önce ağır adımlarla yürürdü santraya doğru...
Orada dimdik, başı yukarıda durur, tribünleri süzerdi.
Binlerce insan da çıt çıkarmadan onun o meşhur hareketini beklerdi.
Sonra mı?
Bir dizini kırıp, çöker; binlerce kişinin kalbinin sesini dinlerdi; “Küt, küt, küt!”
Ve birden iki kolunu açıp da kalkınca ayağa... O meşhur tezahürat başlardı, yeri göğü inleten...
Binlerce kişiyi yöneten bir orkestra şefiydi amigo Orhan İpek:
“Es es es ki ki ki eski eski es!”...
Bu arada bir de hatırlatma...
O zamanların Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak, Milli Takım’ın önemli bir maçında onu göreve çağırmış, Ay - Yıldızlı tribünleri coşturmasını sağlamıştı.
Bir de ... Fenerbahçe, Ajax ve Manchester City maçları için 2 maçlığına ondan tribünleri yönetmesini istemiş, o da vatan millet aşkına bu görevi kabul etmiş, görevini de eksiksiz yerine getirmişti...
Futbolcusundan amigosuna... Başkanından taraftarına... Porsuk Çayı’ndan Kurşunlu Camii’sine... Bir bütündü, tek bir yürekti Eskişehir ve Eskişehirspor...
Akademik Gençlik İdmanyurdu ile Yıldıztepe kulüplerinin birleşmesiyle 19 Haziran 1965’te kurulmuş, kırmızı-siyahlı formalarla sahaya çıkmış, ilk başkanı Aziz Bolel’le birlikte Türk futboluna yeni bir sayfa açılmasını sağlamıştı.
O efsane kadrosuyla Anadolu’nun gururu olurken, ligde 1968-69, 1969-70, 1971-72 yıllarında şampiyonlukları kılpayı kaçırarak ikinci olan Eskişehirspor’dan bahsediyoruz.
Yani Eskişehirspor’un tarihine baktığımızda çok büyük başarılarla dolu yıllar karşımıza çıkar.
Yine 191-72’de Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası, 3 kez kazandığı Başbakanlık Kupası’nda final oynaması, Avrupa Kupalarındaki başarıları, 1970’te İspanyol devi Sevilla’yı Eskişehir’de 3-1 yenerek elemesi unutulmaz başarılarıdır...
Gol deyince akla gelen 249 maçta 104 gol atan 2 kez krallık koltuğuna oturan Fethi Heper; gururudur, efsane futbolcusudur Eskişehir’in.
Peki ne oldu sonra?
Neden oldu?
Eskişehirspor nereye kayboldu?
Bu soruların yanıtlarını bulamıyor insan, zihinler yoruluyor!
Adını ne koyarsanız koyun, savurganlık, yalnızlık, ekonomik sıkıntı deyin fark etmez...
Şimdilerde 1. Lig’de çırpınıyor, sürekli yönetimler görevi bırakıyor, teknik direktör enflasyonu yaşanıyor!
Çok güzel bir masaldı Eskişehirspor’un yaşadığı ve yaşattığı...
Ne yazık ki sonu güzel bitmedi.
Ama şu da var; bu masal asla bitmemeli...
Masal da değil, aslında efsane... Sürmeli...
Çünkü Türk futbolu bugün krizdeyse eğer, bu Eskişehirspor gibi takımların, düşünce tarzının, yaşamının, iddiasının, kendine has yıldızlarının, kentine ve kulübe gönülden bağlı futbolcularının olmaması yüzündendir.
Hem Eskişehir için...
Hem de Türk futbolu için...
Eskişehirspor efsanesi geri dönmelidir...
Öyle ise... Haydi hep birlikte...
Es es es ki ki ki eski eski es...
Kent olarak kenetlenme zamanıdır... El-ele verin, Anadolu’nun efsane ve lokomotif takımını eski günlerine döndürün...
Duyuyoruz, biliyoruz, kısır siyasi çekişmeler yüzünden neredeyse o güzelim takım ortada kaldı!
Söz konusu Eskişehirspor’dur, gerisi detaytır!
Gelin biraraya, masanın etrafında birleşin, siyaseti kenara itin, ya da dondurun, Eskişehirspor’a hayat verin!
Kaldı ki bu tip takımların kent ekonomisine olan katkısını kim inkar edebilir?
Ne dersiniz, eyy efsane takımın başkanları, yöneticileri, iş adamları ve de taraftarlar?
Haydi görev başına...
UNUTULMAZ KAPTAN İSMAİL ARCA
Efsane kadronun Fethi Heper’den sonraki kaptanı İsmail Arca idi...
Eskişehir’in dününü bugününü şöyle özetliyor;
“Bizim dönemimizdeki efsane kadromuzun tamamı alt yapıdan yetişen oyunculardı. Şimdi maalesef altyapıya önem verilmiyor bu bir. Yabancı oyunculara dönülmesi, bu iki... İyi yönetilmiyor bu üç. Vatandaş yönetimlere olan güvenini kaybetti, bu da dört. İş başına gelecek yönetimlerin halkta kaybolan güveni yeniden kazanmaları şart. Paraların nereye gittiği belli değil, güvenilir kişilerin yönetimlere gelmesi gerekir ki, vatandaş yeniden maddi desteğini sürdürebilsin, yoksa çok zor. Tabii ki altyapıya dönük yatırımlar da gerekli. Onlarca dolar harcayıp yabancılara yatırım yaparsanız olacağı da budur. Müthiş savurganlık söz konusudur. Bunlara dur diyecek, halkın güvenini yeniden sağlayacak kentin ileri gelen işadamları iş başına gelmelidir...”
‘Kısır çekişmeler zarar veriyor’
Eskişehirspor’da en uzun süreli başkanlık yapan Halil Ünal’ın kapısını çaldık. Tecrübeli başkan Eskişehirspor’un kurtuluş reçetesini en ince detayına kadar anlattı. Sözü ona bırakalım;
“Sayın Yılmaz Büyükerşen ve Nabi Avcı hocamız aynı masaya oturur, yeni bir oluşuma destek verirlerse Eskişehirspor kurtulur. Bu parti meselesi değil, söz konusu olan Eskişehirspor’dur. Kaldı ki kulübün borcu öyle aman-aman değil. Açıkladılar, 235 milyon. Büyükerşen ve Avcı hocalarımızın atacakları adımlar çok önemli. Bizler de iş adamları olarak maddi ve manevi desteği vermeye hazırız. Örneğin ben bütün alacağımı hibe etmeye hazırım. Kaldı ki işbaşına gelen yönetimlerin de alacakları var, biliyorum ki onlar da bunları silerler, borç iner 50-60 milyon liraya. Bizler de iş adamları olarak her türlü katkıya varız. Bu işin çıkış yolu ikilinin biraraya gelmesinden geçer, Eskişehirspor’u el ele yeniden ayağa kaldırırız. Burası futbol şehri, kısır çekişmeler maalesef takımımıza zarar veriyor. Siyaseti bir kenara bırakıp, birlik zamanıdır...”
‘Şirketleşme şart’
Unutulmaz golcü Fethi Heper de Eskişehirspor’un düştüğü durumdan büyük üzüntü duyuyor ve şunları söylüyor;
“Para... Para... Para... Napolyon böyle demiş... Gelen paralar kötü kullanılırsa, kötü transferler yapılırsa, olacağı budur. Kurtuluş var tabi ki... Ama ehil insanların, güvenilir insanların iş başına gelmesi lazım. Şehrin bu kişilere destek vermesi lazım. Ve aynı zamanda takımın da artık şirketleşmesi şart. Kurtuluş reçetesi de budur...”
Yok böyle bir maç!
Gazeteci olarak bir anım var ki; aklımdan hiç çıkmıyor.
13 Haziran 1982... 1981-82 sezonunu finali...
O yıllarda THA’dan (Türk Haberler Ajansı) görevli gitmiştim maça..
Eskişehirspor- Beşiktaş mücadelesi...
Eskişehir yenilirse küme düşecek, yenerse ligde kalacak.
Beşiktaş yenerse 15 yıl sonra şampiyon olacak.
Hakem de Talat Tokat...
Gergin bir ortam, heyecan ise tavan yapmıştı.
Beşiktaş, Ziya Doğan’la öne geçti. Eskişehirspor ise Zafer Tüzün’le beraberliği sağladı. Ama 73. dakikada Ziya Doğan ikinci golü atınca ortalık karıştı. Hiç unutmam maçın yan hakeminin kafasına tribünden bildiğimiz kalas atıldı, hakem yere kapaklandı, maç durdu...
Talat Tokat’ın niyeti yine de maçı bitirmekti... Ne var ki bir taraftar sahaya inip Talat Tokat’ı sert bir şekilde itince, tecrübeli hakem sahaya bir daha dönmedi.
Eskişehirspor hükmen yenik ilan edildi, Beşiktaş şampiyon olarak 15 yıllık özlemini giderdi.
Eskişehirspor, sonra zaman zaman parladı, gelin görün ki eski günlerine bir türlü dönemedi!
Basket dibe vurdu
2010-11 sezonunda Süper Lig’e çıkan Eskişehir Basket, her sezon başarı çıtasını biraz daha yükseltse de 2018 yılında maddi imkansızlıklar nedeniyle faaliyetlerini durdurdu.
Maddi imkansızlar kentte en çok basketbolu vurdu, Eskişehir Basket 2018 yılında kapısına kilit vurmak zorunda kaldı.
2006’da Olin Gençlik adıyla kurulan kulüp, 2010-11 sezonunda Süper Lig’e çıktı. İlk sezonunu 7. bitiren ve play-off’lara kalma başarısı gösteren Eskişehir Basket bir sonraki dönemde ise Eurochallenge Kupası’nda boy gösterdi.
Asıl başarıya ulaşacağı 2018 yılında ise bütün hayaller sona erdi. Geride kalan 2,5 sezonda, Türkiye Basketbol 1. Ligi’nde şampiyon olan, All-Star organizasyonuna oyuncular gönderen, son olarak FIBA Şampiyonlar Ligi’nde direkt gruplara katılma hakkı kazanan kulüp maddi olarak dibe vurdu ve hem ligden hem de Avrupa’dan çekildiğini açıkladı.
Bu sezon sadece Odunpazarı ilçesinin takımı olan Çağdaş Kolejliler Kadın Basketbol Kulübü bölgesel ligde mücadele etmektedir.
Kentte ayrıca voleybolda da bir türlü beklenen adım atılmamıştır. Yeni sezonda Anadolu Üniversitesi, Tepebaşı Gençlik ve Sivrihisarspor 2. Lig’de boy göstermektedir.
Öğrenciler unutulmadı
Gençlik ve Spor Bakanlığı, temelini attığı yüzme havuzları ve tesislerin yanında öğrencilerin daha iyi şartlarda Eskişehir’de yaşaması için adım attı. Biri bin 500, biri de bin 250 kişilik yurtlarla öğrenciler adına da çalışmalar yapıldı. Yurtlarda sadece gençlerin barınmaları değil aynı zamanda spor yapacakları alanlar da unutulmadı. Yurtların birinde 2, diğerinde ise inşaata eklenen 1 sosyal tesisle Eskişehir’de okuyan öğrencilerin spor yapmaları da sağlanacak.
Yüzme bilmeyen kalmayacak
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın elinin değdiği illerden biri de Eskişehir oldu. Bakanlığın en çok önem verdiği ‘Yüzme Bilmeyen Kalmasın’ projesi kapsamında 100 adet portatif yüzme havuzunun yapılacağı 19 ilden biri de Eskişehir... Yapımına başlanan portatif havuzlarla birlikte kentte önemli bir atılım yapılacak, genç nüfusun içinden de yeni yetenekler aranacak. Fakat proje havuzlar tamamlanana kadar devam edecek. Kent Park ve Anadolu Üniversitesi yüzme havuzlarında yapılan taramalardan geçen sporcular antrenmanlarını sürdürüyor.
Hentbol parlıyor
Amatör sporlarda beklenen atılımı bir türlü yapamayan Eskişehir’de en önemli branşlardan biri hentbol. Birçok takım Süper Lig’e kadar çıksa da en büyük sıkıntı olan maddi kriz her kulübü etkilemiştir. Ancak Anadolu Üniversitesi bu konuda geri adım atmayıp, liglerde en çok ekibi olan kulüptür.
Anadolu Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü geçen sezon büyük bir başarı örneği göstermiş ve 1. Lig’den Süper Lig’e yükselmiştir. Maçlarını 2 bin kişilik Porsuk Spor Salonu’nda oynayan takım, bu sezon çıktığı beş maçta 1 galibiyet, 4 mağlubiyet aldı.
2018-19 sezonunda ise kentin gururu Selka Eskişehir oldu. O sezon Erkekler Türkiye Kupası’nda final oynayan Selka, CEV Challenge Kupası’nda da mücadele ederek Avrupa kapısını araladı.
Herkes parka koştu
Eskişehir İl Spor Müdürlüğü kovid-19 salgını nedeniyle eve kapananlar için önemli bir adım attı. Kent halkı, Dedekorkut Parkı’nda her sabah antrenör ve eğitmenlerle birlikte spor yapma fırsatı buldu. Her sabah etkinlik alalına gelenler, evde kapalı kalmanın stresini attı.
Amatör spor haftası coşkusu
Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü ve Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu tarafından her yaşta insanın fiziksel aktivite ve hareketli yaşama özendirmek, yeni sporcular kazandırmak amacıyla 8. Kez düzenlenen Amatör Spor Haftası etkinlikleri Şehit Anıl Gül Spor Salonu’nda yapıldı.