Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Akkuyu NGS’ye tedarik edeceği ekipmanı önce göndermeyen, sonra da göndereceğine ilişkin Rosatom’a mektup yazan Siemens’in “güvenilir tedarikçi profiline uymadığını” belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, “Artık çok geç. Çin ekipmanına döndük” dedi.

Alman firması Siemens, Akkuyu Nükleer Santralı için Rosatom tarafından sipariş edilen ekipmanı Rusya’ya uygulanan yaptırımları gerekçe göstererek vermedi. Ekipman için yeni sipariş verildi ve bu Türkiye’ye de Rosatom’a da aylar kaybettirdi. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un geçtiğimiz günlerdeki İstanbul ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Siemens’in ekipmanı teslim edeceğini söylediği ve Rosatom’a mektup gönderdiği ortaya çıktı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Siemens’in ekipmanı göndermek konusunda geç kaldığını ve yüzde 99 kullanılmayacağını belirtti. Siemens’in güvenilir tedarikçi profiline uymadığını söyleyen Bayraktar, “Siemens’le TEİAŞ, birçok kurumumuz çalışıyor. En önemli potansiyel türbin sağlayıcılarından bir tanesi o. Nasıl güvenebilirler? Güvenir misin? Kocaman bir soru işareti” dedi.

Haberin Devamı

Artık çok geç Siemens

Akkuyu Nükleer Santralı’na ilişkin hükümetler arası anlaşmaya göre ilk reaktörün 2025 Nisan’ında devreye girmesi gerekiyordu. Ancak pandemi, Rusya Ukrayna Savaşı’nın getirdiği etkiler ve son olarak da Siemens’in ekipmanı zamanında vermemesi nedeniyle gecikme yaşanıyor. İlk reaktörün 2025’in sonunda devreye girmesi planlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar Siemens faktörü, Rusya ile gaz anlaşmaları ve Türkiye’nin nükleer enerji planı konusunda özetle şunları söyledi:

ROSATOM’A MEKTUP GÖNDERDİLER: Alman başbakanı İstanbul ziyaretinde Cumhurbaşkanımıza Siemens’in ekipmanı Türkiye’ye teslim edeceğini ifade etti. Akabinde Rosatom’a mektuplarını gönderdiler. Ama Rus tarafının buna yaklaşımı: Bunun için artık çok geç. Kritik eşik aşıldı ve biz Çin ekipmanına döndük. Siemens’in ekipmanının konulacağı bina yıkılıp Çin ekipmanı için farklı bir bina yapmaya başladılar. Sen “ben gönderiyorum” dediğinde, Siemens ekipmanı için tekrar yapması gerekiyor. Gecikme oldu ve Almanya ekipmanını yüzde 99 ihtimalle kullanmayacaklar.

Haberin Devamı

ASGARİ NEZAKET GİRİŞİMİNDE BULUNMADILAR: (Siemens Bakanlık ile temasa geçti mi?) Böyle bir temasta bulunmadı. Muhatabım Habeck’le (Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck) bunu görüştüm. Siemens Türkiye’nin asgari nezaket gerektiren bir girişimde bulunmamasını da çok yadırgadığımı ifade ettim. Şunu da söyledim; bir tedarikçinin hassasiyetle üzerinde durması gereken husus bana göre güvenilirliktir, itibardır. Siparişi 2020’de alıyorsunuz. Parasını alıyor, ürünü üretiyorsunuz. Sonra “ben sana bunu vermiyorum” diyorsunuz. Ortada bir yaptırım süreci yok. Rosatom Avrupa’yla, Amerika’yla iş yapıyor. Ona rağmen yaptırımdan bahsediyorlar. Kaldı ki yaptırımı en net uygulayan ülkelerden birisi Amerika. Trump’ın ilk başkanlığı döneminde İran’a yaptırım uyguladılar. Ama bütün dünyaya tedricen bunun yapılacağını söylediler. Çünkü siparişler alınmış, bağlantılar yapılmış olabilir. Bir geçiş süreci tanıyor. Geriye dönük yaptırım olabilir mi? 2020’de Ukrayna Savaşı yok, hiçbir şey yok.

Haberin Devamı

NASIL GÜVENELİM, İKİ ETTİ: Siemens’in yaptığı en önemli yanlış bana göre güvenilirlikle alakalı. Siemens’le TEİAŞ, birçok kurumumuz çalışıyor. En önemli türbin sağlayıcılarından bir tanesi o. Nasıl güvenebilirler? Güvenir misin? Kocaman bir soru işareti. Süreci yönetmeleri ayrı garabet ve kötü. Siemens Türkiye, 2017’de YEKA ihalesi aldı, rüzgarla alakalı. Güneş başarıyla oldu. Hem fabrika, hem Karapınar kuruldu. Benzer şey rüzgarda vardı. Siemens - Kalyon ortaklığı aldı. O proje de olmadı. O bir, burada geliyorsun iki. En hafif tabirle söylüyorum, bu güvenilir bir tedarikçi profiline uymayan bir şey.

Artık çok geç Siemens

ELEKTRİK VE DOĞAL GAZDA YENİ TARİFE

Tüketim esaslı faturalandırmaya geçileceğini açıklayan Bakan Bayraktar “gerçek maliyet modeli” olarak tanımladığı yeni döneme ilişkin biraz daha ayrıntı verdi. Doğal gazda tüketimin Erzurum ve Antalya’da aynı olmadığını hatırlatan Bayraktar, “Doğal gaz biraz daha komplike. Ama orada da kademeli fiyatlandırmaya geçmek istiyoruz” dedi. Doğal gazda uygulamanın 2025 Şubat’ında başlaması planlanıyor. Bayraktar elektrikte ise 2024 tüketimine bakılacağını ve belirlenecek tüketim eşiğini aşanların elektrik faturasında ticarethane grubuna dahil olacağını kaydetti. Bayraktar “Şubat 2025’ten başlayarak size elektriğin gerçek maliyeti gelecek” dedi.

TÜRKİYE’YE ÖZEL FİYAT İSTİYORUZ

2023’te Rusya’yla çok özel fiyatlarla gaz anlaşması yaptık. 2024 ve 2025 için de böyle bir programımız var. Elbette anlaşmamız, formülümüz var ama diyoruz ki “biz Türkiye olarak bize özel bir fiyat istiyoruz”. 2025 sonunda bitecek çok büyük bir kontrat var. Mavi Akım var. Hem bizi, hem üretici ülkeyi koruyacak bir mekanizmayı uygulamak istiyoruz. Tavan ve taban fiyat, tünel fiyatlama dediğimiz bir şey olması lâzım. Bu sene kış enteresan olabilir doğal gaz açısından. Çünkü Ukrayna transitinin süresi (aralık sonu, ocakta) doluyor ve uzatılmayacak gibi gözüküyor. Gaz fiyatları Avrupa’da yükselirse, arz güvenliğinde sıkıntımız yok ama fiyatla alakalı negatif etkisi olmasın istiyoruz. Dolayısıyla fiyat ve yeni kontrat süreci el ele.

İSTANBUL GAZ ENDEKSİ OLACAK

(Rusya ile ortak gaz merkezi) 2025 içerisinde Botaş- Gazprom ortaklığında İstanbul Finans Merkezi’nin içinde bir ticaret platformunu işletecek güçlü bir altyapıyı kurmuş durumdayız. Onlara bir mutabakat zaptı gönderdik. Bu üçü aynı mecrada yürüyor. Putin de Cumhurbaşkanımıza, Gazprom’a bu yönde talimat vereceğini tekrar teyit etti. Burada bir İstanbul Gaz Endeksi olacak. Yani İstanbul’da gaz fiyatı oluşacak. LNG anlaşması yaparken, Avrupa’daki veya Amerika’daki gaz borsasını endeks alıyorsunuz. Artık Rusya gazını satarken, “ben İstanbul Gaz Endeksli bir formülle bu gazı satıyorum” diyecek.

TÜRKİYE’NİN NÜKLEERDE 3 TEMEL ŞARTI

Önümüzdeki 20 yıl içerisinde 4 Akkuyu’da, 4 Sinop’ta, 4 de Trakya’da, 12 reaktör yapmak lâzım. Bizden sonra geleceklerin de bu hedef doğrultusunda gitmesi lazım. Arz güvenliğiyle, temiz kaynaklarla bunu sağlamakla, iklimle alakalı hedeflere herkes sahip çıkacaksa, bu böyle. Türkiye’nin 2053’te net sıfıra (emisyon) nükleersiz varma şansı yok. Dünyada onlarca şirket yok. Konuşulan ülkeler kısıtlı. Rusya var. Bütün dünya onlarla konuşuyor. Çin’le ve Kore’yle konuşulabilir. Üçüyle de konuşuyoruz. Nihai hedefimiz şu; bu nükleer santralleri yapmamız lazım. En ucuz fiyata yapmak istiyorum. En çok yerlileşmeyi bana kim önerecekse onu tercih etmek istiyorum. Ondan sonra ‘gelin beraber yakıtı Türkiye’de üretelim’ diyorum. 2035’te 7 bin 200 megawat nükleer hedefimiz var. Yani 2035’e kadar iki reaktör daha yapmaız, 2035’e yetişmek için 2028’de temel atmamız lâzım.