27.12.2016 - 08:41 | Son Güncellenme:
Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ve Gazeteci Süleyman Özışık’ın katıldığı "15 Temmuz Bir Milletin Yeniden Dirilişi Anlatılıyor" adlı konferans AKM’de gerçekleştirildi.
Uşak Belediyesinin koordinasyonunda gerçekleşen konferansta 15 Temmuz derinlemesine tekrar ele alındı. Tehlikenin her an devam ettiğini belirten konuşmalarda birlik ve beraberlik çağrısı yapıldı. Ülkenin 15 Temmuzda kazandığı en önemli şeyin millet olma bilinci olduğunu vurgulayan Yarar Süleyman Özışık’ın her yerde 15 Temmuz’u direniş ve diriliş olarak nitelediğini kendisinin de buna katıldığını ifade etti. Yarar: " Evet biz 15 Temmuzda direndik ama şu anda dirilişi yapmaya çalışıyoruz. Yani tekrar birçok şeyi başarmayı, tekrar mücadeleyi farklı farklı alanlarda da kazanmayı başarmaya çalışıyoruz." dedi
1974 ile 1981 yılları arasında Uşak’ta yaşadığını ve okuduğunu belirten Mete Yarar ne zaman Uşak ismini duysa içinin ürperdiğini söyledi. Çocukluğunun ve ön güzel anılarının geçtiği şehir olan Uşak’ın en uzun kaldığı şehirlerden biri olduğuna değinen Yarar; " Yedi sene bir yerde kalabildiğim tek yer Uşak. Babam şeker fabrikasında çalışıyordu, tayin olmuştu. Buraya gelirken ağlayarak gelmiştik, giderken de ağlayarak döndük. Bu kadar dost canlısı, bu kadar içten insanların olduğu bir yerde kalmak bizim için çok güzel anılardı. İki ablam da burada okudu ve buradan mezun oldular. ilk defa heyecanlanıyorum. Uzun yıllardan sonra sevildiğim bir yere gelmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum." dedi.
"15 TEMMUZ BİTMEDİ. ÇÜNKÜ 15 TEMMUZ Bir Süreç"
Ülkenin 15 Temmuzda kazandığı en önemli şeyin millet olma bilinci olduğunu vurgulayan Yarar Süleyman Özışık’ın her yerde 15 Temmuz’u direniş ve diriliş olarak nitelediğini kendisinin de buna katıldığını ifade etti. Yarar: " Evet biz 15 Temmuzda direndik ama şu anda dirilişi yapmaya çalışıyoruz. Yani tekrar birçok şeyi başarmayı, tekrar mücadeleyi farklı farklı alanlarda da kazanmayı başarmaya çalışıyoruz. ’15 Temmuzu anlata anlata bıkmadınız mı? Tükendi işte. Normal hayatımıza devam edelim’ diyen bir grup var. 15 Temmuz bizim için veya herke için bir gün olabilir ama 15 Temmuz Türkiye tarihinde ileriki yıllarda hepimizin andığında biz bir darbeye önledik diye neslin günü olacak. Aynı geçmişte yaşanan günler gibi olacağız. Bunları doğru becerebilirsek, başarabilirsek biz bir yerlere gideceğiz. Biz 15 Temmuz’u anlatmıyoruz. 15 Temmuz’da gelen ve hala gelmeye devam eden ihanetleri anlatmaya çalışıyoruz. Sizden bir farkımız yok ama belki bizim çok gezdiğimizden kaynaklana bilgiyi sizinle paylaşıyoruz. Ben size şunu söylüyorum 15 Temmuz bitmedi. Çünkü 15 Temmuz bir süreç. İhanet sürecinin yalnızca küçük bir halkasıydı. O gün 17-25 Aralık’ta olduğu gibi daha önceki dönemlerde yaşanan olaylarda olduğu gibi, barikatlarda olduğu gibi, DEAŞ’ın saldırılarında olduğu gibi sürecin bir parçasıydı, darbe.. Bugün de Beşiktaş’ta patlayan bombalar, Kayseri’de patlayan bombalar. Ekonomik anlamda bizi tuzağa çekemeye çalışanların yapmış olduğu komplolar, sizce hiç bitmiş gibi gözüküyor mu? Beraber iş tutanların bugün iş tutmaktan vazgeçtiklerini düşünebiliyor musunuz? İhanetin boyutunda en ufak gram değişiklik yok. Bunu püskürteceksek gerçekten bunu direnişten dirilişe çevireceksek hep beraber uyanık olarak çevireceğiz.
"BU ADAMLARIN İKTİDARI ELE GEÇİRİNCE MUTLU OLACAKLARINI ZANNEDİYORSANIZ YANILIYORSUNUZ"
On gün önce 15 Temmuz’u anlatmak için Amerika’ya gittiğini hatırlatan Yarar orada gördüğü bir sahneyi herkese anlattığını ve bunun Uşak’ta tekrar paylaşmak isteğini söyledi. Yarar konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı; " Bu adamların Türklükle, bu adamların Türkiye Cumhuriyeti ile bir sorunları olduğunu bir kez daha gördüm. Bu adamlar iktidarı ele geçirince mutlu olacaklarını zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Bu adamaların bu ülkeyle bir sorunları var. Şikayetler ne biliyor musunuz? Orada bir avuç Türk ellerinden geldiği kadar bu adamlara direniyorlar. Biliyorsunuz bunların en güçlü oldukları yer Amerika. Orada yaşıyorlar parayı oraya götürmüşler. Kim bu adamlara karış duruyorsa ilk yaptıkları iş ne biliyor musunuz? Oranın Federal polisine bu adamlar devlet ajanı diye ihbarda bulunuyorlar. Bu adam Türkiye Cumhuriyeti adına çalışıyor diye ihbarda bulunuyorlar. Yüzlerce adam sorgudan geçmiş. Kim kafasın kaldırmaya kalkıyorsa devlet ajanı olmakla suçlanıyor. Ben bir şey soracağım hasbelkader devlete çalışmış olsanız hasbelkader Türkiye Cumhuriyeti’nin ajanı olsanız, bundan ben onur duyarım. Bu ülkeye hizmet etmek için başka ülkenin topraklarında mücadele etmekten onur duyarım. Ama bunlarda bu onur yok. Bu topraklarda bize ihanet ettiler ama zannetmeyin ki sadece bu topraklarda yapıyorlar, her yerde ihanet etmeye devam ediyorlar. Bu ihaneti doğru algılayalım ki hep beraber bu mücadeleyi anlı şanlı yere doğru götürelim."
"BİR EMANETİN ÜZERİNDE OTURUYORUZ"
Şehitlerimizin bize emanet ettikleri bir vatan toprağında yaşadığımızı söyleyen Yarar bu gün bu konuşmayı yapabiliyorsa 15 Temmuz’daki şehitlerin, El-Bab’taki şehitlerin, barikatlar döneminde güney doğuda şehit olanların, kurtuluş savaşındaki şehitlerin sayesinde olduğunu dile getirdi. Yarar; " Bir emanetin üzerinde oturuyoruz. Bu emanetin üzerinde oturduğumuzda hayatları veren her birinin yaptığı tek bir hareket var diyorlar ki ; ’Biz vazgeçtik siz yaşayın’ bir şeyden vazgeçiyorlar. Neden vazgeçiyorlar? Eşlerinden, çocuklarından, hayatlarından ve bütün özlemlerinden vazgeçiyorlar. Diyorlar ki ’Biz size bıraktık alın ve götürün’ bu aslında o kadar büyük bir yük ki. Düşünsenize hepimiz ahiret zamanı nihayet gideceğiz ve bu şehitler bize bu hesabı sorar diye endişeleniyorum. Bana arkadaşlarım şunu soruyorlar niye yorulmuyorsun? Diyorum ki o gün gittiğimde, o gün geldiğinde biz sana canımızı vererek emanet ettiklerimiz için sen ne yaptın? Uyudun mu? Kalktın mı? Oturdun mu? Ne yaptın? Bunu önlemek için nasıl bir mücadele ettin? Bana bir anlat dediklerinde anlatacak bir hikayem olsun istiyorum. Bunu içinde elimizden geldiği kadar Türkiye’yi gezmeye çalışıyoruz." dedi.
"BU DÖNEMDE BİZİ BÖLEBİLECEK TÜRKİYE’DE BU OPERASYONLARIN BAŞARI SEVİYESİNİ YÜKSELTEBİLECEK TEK BİR ŞEY VAR, BİZİM KENDİ İÇİMİZDEKİ ÇATIŞMA"
Hayatında en çok korktuğu dönemin içinde bulunduğumuz dönem olduğunu söyleyen Süleyman Özışık; " Ben 15 Temmuz darbe girişimini aldığım da dedim ki vız gelir tırıs gider. Yani milletin sokağa çıktığını öğrendiğimde başaramazlar dedim. Ama şu dönmede şu provokasyona açık dönemde şu fitnenin fesadın ortalıkta kol gezdiği dönemde ben çok korkuyorum. Şundan dolayı korkuyorum hatırlayın akla hayale gelmez bir şey oldu, İstanbul’da üç partinin üstünde anlaştığı bir mütabakat ile Taksim’de yayalaştırma projesi yapılacaktı ama o sırada ağaçlara müdahale ediliyor diye bazı çevreciler karşı çıktı ve birileri o çevrecilerin çadırlarını yaktı ve kırmızılı bir kadına sprey sıktılar o dünyada ve Türkiye’de sembol oldu ve provakatörlerin da çalışmasıyla gezi ayaklanması başladı. Buradan şuna gelmek istiyorum. Bizim artık bireysel olarak hiçbirimizin toplumu ayrıştırıcı bölücü, birinin diğerini ötekileştirici bir söyleme gitmemize hakkımız yok. Çünkü her birimizin herhangi bir zabıtanın, herhangi bir polisin, herhangi bir devlet memurunun söylediği bir sözün Türkiye’de beklemediğimiz ve istemediğimiz bir kıyameti beraberinde getirme ihtimali var. Biz 15 Temmuzda şunu yaşadık; Sokakta hangi partinin sloganını atarsak atalım, hangi partinin pusulasına mührümüzü basarsak basalım biz mesele vatan, bayrak, millet olunca beraber ölüme gidiyoruz. Eğer biz beraber ölme gidiyorsak, demek ki birlik olduğumuzda birçok şeyi başarabiliyoruz. Ölüyoruz , şehit oluyoruz ama başarabiliyoruz. Bu dönemde bizi bölebilecek Türkiye’de bu operasyonların başarı seviyesini yükseltebilecek tek bir şey var, bizim kendi içimizdeki çatışma. Siyasi veya farklı nedenlerden dolayı, çatışma. Bu anlamda Allah rızası için özellikle içimizdeki bazı genç kardeşlerimizin kanı kaynıyor olabilir, herhangi bir olay karşısında bir taşkınlık yapmaya meyilli olabilir, her birimiz bir diğerimizi uyarmak durumundayız." şeklinde konuştu.
Özışık konuşmasının devamında 15 Temmuz’da hayati önem arz eden işlere imza atmış ve darbe girişiminin seyrini değiştirmiş kişileri teker terek sayarak andı.
Konferansa Uşak Valisi Ahmet Okur, Belediye Başkanı Nurullah Cahan da katıldı.