Türk kahvesinin gizli kahramanının ardından

Türk kahvesi sevdalısı, tanıtım elçisi Ülkü Kahraman ilk kez 20 ülkede 100’ü aşkın şubesi olan köklü bir İtalyan markasına özel bir harmanla Türk kahvesi ürettirmeyi başarmıştı. İsminle özdeş yaşadın Ülkü, seni hiç unutmayacağız.

Gastronomi dünyası, geçtiğimiz günlerde çok kıymetli bir ismi kaybetti: Ülkü Kahraman. 51 yaşındaydı Ülkü, kanserle sonuna kadar soyadına yakışır biçimde kahramanca mücadele etti ve iyileşeceğine de hepimizi inandırdı. Çok sevdiğim, dostumdu. Arkasında sevgili oğlu Cem, ailesi ve tüm sevenlerini boynu bükük bırakarak gitti. Hakkında yazmam gereken sayfalar dolusu şey varken, onu bu şekilde uğurlayacağım hiç aklıma gelmezdi. Dostları bilir; en sıkışık, en darda olduğunuz zamanlar yanı başınızda biter, “Sen üzülme, hallederiz” derdi. Ve hallederdi de…

Enerjisi, gülen gözleri, iyi kalbiyle gönüllerde taht kurmuş biriydi Ülkü. Sektörde, kiminin ablası oldu, kiminin kardeşi, kiminin de yoldaşı… Herkese yetişirdi. Uzun süre Mutfak Dostları Derneği Yönetim Kurulu’nda birlikte çalıştık. Üzerine aldığı görevi o kadar titizlikle yerine getirirdi ki, detaycılığına hayranlık duyardım. Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin de yönetiminde yer alan Ülkü’nün çok başarılı işlerde de imzası vardı.

Bir kere, Türk kahvesi sevdalısıydı, tanıtım elçisiydi. Bir yerde etkinlik mi var ya da yurt dışında bir davet, “Hemen kahve gönderelim” derdi. Onun için Türk kahvesi gönül işiydi, memleket meselesiydi. Mira Gıda olarak Türkiye distribütörlüğünü üstlendikleri İtalyanların köklü markası Caffè Vergnano’nun Türk kahvesini ürün gamına alması, tamamen Ülkü’nün başarısıydı.

Ülkü’nün gastronomi sektörüne geçişi de ilginçtir. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler mezunudur. Önce aile işi olan tekstille uğraşır sonra yemeğe olan merakıyla restoranlarda çalışmaya başlar. Bu merakını Londra’ya gidip Le Cordon Bleu’da eğitim alarak başka bir boyuta taşır. Türkiye’ye döndüğünde yine tekstil işinde çalışmaya devam ederken bir şekilde Caffè Vergnano ile yolları kesişir. İş birliği başlayınca da ailece Mira Gıda AŞ’yi kurarlar. Türk kahvesiyle ilgili yaptığı çalışmaların en yakın tanıklarından biriyim. Caffè Vergnano’nun Türk kahvesi lansmanında da yanındaydım; o günkü heyecanını unutmak mümkün değil.

(Soldan sağa) Ülkü Kahraman - Heyecan Şahin - Zeynep Kakınç - Osman Serim

İtalyanları ikna etti

Türk kahvesinin 2013’te UNESCO’nun somut olmayan kültür varlıkları listesine girmesinden sonra yine Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin yönetiminde olan Osman Serim ile her sohbetlerinde, Caffè Vergnano’nun Türk kahvesi üretmesi gündem konusu olurdu. Ülkü kafasına takmıştı. İtalyanlar ile konuşacak ve onlara konunun önemini anlatacaktı. Öyle ya, Türk kahvesi sadece Türkiye’de değil, Balkanlar, Orta Doğu, Kafkaslar gibi 200 milyonluk büyük bir coğrafyada içiliyordu. Önce, markayı Türk kahvesini ürün gamlarına almalarının ne kadar önemli olduğuna ikna etti. Sonra da defalarca farklı harmanlarla ve farklı kahve öğütücüleriyle çalışmalar yapmaya başladı. Son derece titiz ve detaylı denemeler ve konunun uzmanlarınca yapılan tadımların ardından Guatemala, Brezilya, Kolombiya, Etiyopya ve Rio Minas olmak üzere beş farklı kahve çekirdeğinin bir araya geldiği özel Türk kahvesi harmanı ortaya çıktı.

İtalyanlar da Türk Kahvesi Derneği’nin kavurma standartlarına uygun bir şekilde üretime geçti. “Türk Kahvesi” etiketiyle de dünyada satışa çıkardılar. Kahveyi bana ilk tattırışı ve yüzümün ifadesini takip edişi hâlâ gözlerimin önündedir. Elbette Ülkü için kahvenin ambalajı da büyük önem taşıyordu. Osmanlı-Selçuklu motifleriyle turkuaz bir ambalaj çalışıldı ve de çok beğenildi. Örnek oldu her bakımdan kısa yaşamında.

Ülkü, ulaşılmak istenen hedefler anlamına geliyor. Sen isminle özdeş yaşadın Ülkü, ulaştın birçoğuna da.

Seni hiç unutmamak üzere…