Kahveyle lezzet turu

Keyifli bir kahve ritüelinde lezzet eşlikçilerinin rolü büyük. Merak ettiğim son yıllarda giderek öne çıkan bu eşlikçiler nasıl bir üretimle tabağımıza geliyor.

Hangi çeşidini severseniz sevin, kahvenin o mis gibi kokusuyla başlar keyif yolculuğunuz. Pek çok sohbete eşlik eder, renkli buluşmaların bahanesi olur kahve. Yemek öncesinde ya da sonrasında günün her saatinde içmeye doyamadığımız bir lezzettir. Geleneksel kahvenin de artık 4’üncü nesilden bahsedilen günümüzde farklı kahve çeşitlerinin de tutkunları artıyor. Müdavimler kahveyi sadece içecek olarak görmüyor. İçtikleri kahvenin tadına varırken bu nefis lezzetin yolculuğunun ilk başladığı yere dönüyor ve fincana döküldüğü noktaya kadar olan süreci de izliyor. Bir de son yıllarda giderek öne çıkan kahve eşlikçileri var. Merak ettiğim bu eşlikçiler nasıl bir üretimle tabağımıza geliyor? Özellikle zincir markalarda sağlıklı beslenmeden bahsedebiliyor muyuz? Bu soruları Kahve Dünyası’nın genç CEO’su Kaan Altınkılıç’a sordum.

30 yıllık deneyim

Kahve Dünyası, yarım asırdır kahve-kakao ticareti yapan ve 30 yıla yaklaşan çikolata deneyimi bulunan Altınmarka Grubu’nun bir üyesi. “Hepimizin Ortak Noktası” mottosuyla yola çıkmışlar. Herkesin ulaşabileceği bir marka yaratmak ve her damak lezzetine hitap edebilmek de temel prensipleri olmuş. Altınkılıç ailesinin ikinci kuşak temsilcisi Kaan Altınkılıç’ın, benim gibi “Bir zincir markada lezzet ve sağlıklı ürün ne kadar olur?” diyenlere cevabı hazır: “Tüm ürünlerimizi el emeğiyle fabrikasyon üretimden uzak ve bize özel reçetelerle hazırlıyoruz. Hiçbir unlu mamûlümüzde margarin kullanmıyoruz. Bir kruvasanı margarinle yapsak şu anki lezzetinde olamaz. Daha tadına bakmadan mis gibi tereyağı kokusunu alıyorsunuz.”

Bir arkadaşımın önerisiyle yediğim ve tadına bayıldığım “patlıcanlı börekitas”ı soruyorum. Kaan Bey, fabrikasyon bir iç harç yapmayı asla düşünmediklerini belirtiyor. Tereyağlı hamurun incecik açılması ve özenle hazırlanan dolgusu farklılığını hissettiriyor. Müdavimleri bilir, dondurmaları da farklı bir lezzettedir. İşin sırrının besleyici inek sütü, taze meyve ve doğal hammadde ile gerçek salep tozu olduğunu öğreniyorum. Fındık kremasının içinde yüzde 50 oranında kavrulmuş fındıklardan gelen lezzet var. Koruyucu kullanılmadığı için raf ömrü kısa. Sohbetimiz ilerledikçe şaşkınlığım artıyor ve ön yargılarımdan arınıyorum. Sandviçler günlük olarak sipariş üzerine yapılıyor. Ekmekler, Kahve Dünyası’nın kendi üretimi. Soslar da en taze şekilde reçeteye uygun şekilde hazırlanıyor. İşin özeti; sunulan her üründe hem damak zevki hem de sağlık vurgusu aynı derecede önem taşıyor.

Dinlediklerimden çok memnunum. Ama tazelik iddiası olan dev bir zincir markanın sevkiyatının nasıl olabileceği aklıma takılıyor. Kaan Altınkılıç, tüm mağazaların meyve, sebze taleplerini günlük olarak verdiklerini söylüyor. Haliyle lojistik olarak ciddi bir günlük sevkiyatı yönetim süreci söz konusu.

Hem yeni hem zamansız reçeteleri

“Al Götür” servisiyle tazelik

Markanın 2020 yılında Göcek’te başlattığı deniz hizmeti, “Al Götür” servisinde de mantık aynı. Kaan Altınkılıç, örnek olarak da NO serisi adını verdikleri soğuk sıkım meyve sularını gösteriyor. Mağazalar, yıkama ve porsiyonlamalarını yapıyor, sipariş geldiğinde taze olarak en doğal haliyle sıkarak şişeleniyor. 

Bini aşkın ürün var

Sıcak-soğuk içecek kategorisinden unlu mamûllere, yılın 12 ayı sunulan dondurmalardan fit lezzetlere, pastacılık çikolatalarından premium çeşitlere kadar bini aşkın ürün var. Her bir kategori içindeki ürün, markaya özgü reçetelerle yıllar içinde damak tadına oturtulmuş.

İnovasyon bitmiyor

Gıda sektöründe inovasyon hiçbir zaman bitmiyor. Kaan Altınkılıç, “Zamansız geleneksel reçeteler olduğu kadar artık daha taze, kalorisi düşük, bitkisel sütleri tercih ettiğimiz ve besin değerleri bakımından zengin ürünler tüketim alışkanlıklarımızda bizi yönlendiriyor” diyor. Bu bakış açısıyla da aromayı şurupla vermek yerine ürünün kendisini reçeteye dahil ettiklerini belirtiyor. Örneğin zerdeçallı, Hindistan cevizi sütlü buzlu latte, içindeki zerdeçaldan ötürü metabolizmayı hızlandırmak için tercih edilebiliyor. Tahinli badem sütlü Cafe Latte’de ise protein öne çıkıyor.

Veganlar için bitkisel süt

Yeni içeceklerde daha çok bitkisel süt kullanım tercihinin nedeni de vegan beslenmenin yaygınlaşması. Kahve Dünyası’nın gurur duyacağımız bir Türk markası olarak yolculuğunu çok daha üst noktalara taşıyacağı kesin. Ama ben özellikle işin gastronomik yönüyle ilgili duyduklarımdan çok mutluyum.