İki mühendis kız kardeş el ele verdiler ve işletmelerin gıdayla ilgili tüm tedarik ihtiyaçlarına çözüm sunmayı hedefleyen sistemi hayata geçirdiler.
Teknolojik dönüşüm çağının sunduğu sürprizlere her gün şaşırmaya devam ediyoruz. Bugün yiyecek içecek sektöründe restoranlar için Ingredy adında dijital bir yeni nesil pazaryeri kuran iki kız kardeşin başarı hikâyesini anlatmak istiyorum. Betül Bildik gıda mühendisi, Bilge Bildik elektronik mühendisi. Üç nesildir toptan gıda ticaretiyle uğraşan bir ailenin çocukları. Betül ve Bilge, işletmelerin gıdayla ilgili tüm tedarik ihtiyaçlarına çözüm sunan bir sistem geliştirdi. Bu platformda restoranların israfı azaltmalarına ve çevre dostu bir tedarik zinciri kurmalarına olanak tanınıyor. Amaç, sosyal ve çevresel etkisi yüksek bir ekosistem kurarak, sürdürülebilirliği restoranlar ve üreticiler için erişilebilir, etkili ve kalıcı hâle getirmek. Konunun benim için başka bir önemi de bu fikrin hayalden gerçeğe nasıl dönüştüğünü adım adım izleme şansını yakalamak.
Hikâye nasıl başladı?
Betül, 16 yıl önce mezun olur olmaz girdiği işte ürün yönetimi, toptan operasyonu, lojistik gibi konularda deneyim kazanır. Boğaziçi Üniversitesi’nde de yönetici programı eğitimi alır. Daha sonra Gastronometro’da proje müdürü görevine getirilir ve sürdürülebilirlik biriminin başına geçer. Aklının bir köşesinde hep, bu birikimini dijital bir projeyle buluşturmak fikri vardır. İki yıl fikir geliştirme süreci yaşar. Bu aşamada Dublin’de yapay zekâyla ilgili master yapan ve Microsoft’ta çalışan kız kardeşi Bilge devreye girer. Betül, düşüncesini kardeşine anlatır.
Ingredy malzeme demek. Üreticilerin ve tedarikçilerin dükkânlarının olduğu dijital pazaryerinin üzerinde çalışmaya başlarlar. Türkiye’de sistemi geliştirdikten sonra, global pazara geçiş hedefiyle de şirket merkezini Rotterdam’da kurarlar. Son iki aydır tamamen aktif olan pazaryerinde şu anda 30’un üzerinde tedarikçi ve iki binden fazla ürün yer alıyor.
Sistem nasıl işliyor?
Üyelik sistemiyle çalışan sisteme restoranlar üye olabiliyor. Her tedarikçiyle çalışmıyorlar. Belirli kriterleri var. Ürünler direkt üreticiden ya da birinci aşama toptancıdan geliyor. Yani aracı ya yok ya da minimumda. Kadıköy Çarşı’daki asırlık lokanta Yanyalı Fehmi, Basta, Vegan Masa, Le Cordon Bleu, Ataşehir Tee’O, bu sistemi aktif olarak kullanan markalardan bazıları.
Uluslararası sertifikalara sahip üreticilerle çalışmayı tercih etmelerinin yanı sıra sürdürülebilir yöntemlerle üretim yapan yerel kooperatifleri ve sosyal girişimcileri de desteklemeye öncelik veriyorlar. Coğrafi işaretli ve geleneksel yöntemlerle üretilen ürünler restoranlara ulaştırılıyor; böylece bölgesel kalkınmaya ve kültürel mirasın korunmasına da katkı sağlanıyor. Slow Food hareketi gibi uluslararası ağlarla iş birlikleri de var.
YouTube kanalında ise şef Aylin Yazıcıoğlu, Jilber Barutçiyan ile mantarı konuşuyor, İlhan Koçulu peynirleri anlatıyor. Ergin Sönmezler ve Şef Müge Ergül ise geleneksel esnaf lokantalarımızda ürün seçiminin ve tedarik zincirinin önemini tartışıyor. Hem keyifli hem de bilgilendirici bir kanal. Betül ve Bilge Bildik’in başarı hikâyelerinin çok daha büyüyerek devam edeceğine ve yakın zamanda bir dünya markası olacağına inanıyorum.