TBMM’de geçtiğimiz gün çıkan yasal düzenleme, karışık olan kafalarımızı iyice karıştırdı. Yaz tatilinde eğitim olacak mı, olmayacak mı? Sorunun cevabını bilen var mı? Yasal düzenlemeye göre, yazın telafi dersleri yapılabilecek. Bakan Ziya Selçuk’a göre ise, çocukların yaz tatili hakları ellerinden alınmayacak. Bu tip net olmayan açıklamalar, ne yazık ki, artmış olan kaygı seviyemizi daha da arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Zira zaten belirsizliklerle dolu bir süreçten geçiyoruz. En azından biraz da olsa netliğe ihtiyacımız var. Hele ki hükümet tarafından gelecek bilgilerin net olması gerekli.
Öte yandan ebeveynler yorgun, çocuklar sıkıldı. Havalar güzelleşiyor. Evde kalınan süre uzadıkça, tahammül azalıyor, sinirler geriliyor, verimlilik düşüyor. Evde sinir sistemlerimiz birbirinden etkileniyor. Her ailenin kendi dinamiklerinin ve ihtiyaçlarının farkında olup, birbirlerine destek olması, bu süreci birlikte konuşup, beraberce dayanışma ve iş birliği içinde götürmesi gerekli. Her güne yeni bir planlama ve yatırımla başlamak için birbirimizin sevgi, ilgi, şefkat ve destek kovalarını doldurmalıyız. Beklentilerimizi dışardan karşılamaya çalışmak bizi bir yere götürmeyecek, bunu anladık en azından.
Evden çalışma verimliliği düşürdü
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) geçtiğimiz günlerde bir rapor yayınladı. Rapora göre dünya genelinde, günlük 8 saat olan mesai süresi, evden ya da uzaktan çalışma sistemine geçilmesi ile birlikte 1 saat 40 dakika azalmış. Verimlilik ve katılım düşmüş. Uzaktan çalışma düzeni mayıs sonuna kadar devam ederse, verimlilik kaybının 3 saati geçmesi öngörülüyor. Bunun nedenini ise uzaktan çalışma kültürünün yerleşmemiş olmasına, günlük rutinlerin bozulmasına ve çocuklu ailelerin çocuklarından kaynaklı zaman kayıplarına bağlı olduğu söyleniyor. Kendi tecrübemden de bildiğim kadarıyla, gerçekten çocuklu evlerde verimlilik düşüyor. Günlük çalışma tempomun yarısını bile yapabildiğimi söyleyemem. Özellikle işimizin, zihinsel performans ve konsantrasyon gerektiren bir iş olduğunu düşünürsek, küçük çocukla bunu sağlamak çok zor. Bu süreçte çalışanların ve işverenlerin birbirlerine karşı her zamankinden daha çok tolerans göstermesi gerekiyor ve elbette sürecin suistimal edilmemesi.
#Okullaraçılınca
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, sosyal medya hesabından hepimize sordu ya, okullar açılınca ilk ne yapacaksınız yazın diye? İşte ben cevabını buradan vermek istiyorum. Okullar açılınca, koşarak sevgili öğretmenlerimize sımsıkı sarılacağım ve ellerinden öpeceğim. Ya siz ne yapacaksınız?
Ne yapsak?
Tersten yazma
Daha önce adınızı ya da bir cümleyi tersten yazmayı denediniz mi? Uzmanlar bunun çok iyi bir zihin egzersizi olduğunu söylüyor. Çocuğunuzla birlikte tersten yazma etkinliği yapabilirsiniz. İster bir kelime, ister bir cümle. Birbirinize notlar gönderin ve okumaya çalışın. Hem eğlenceli hem de beyni alışık olduğu ve bildiği düzenden şaşırttığı için, zorlayan ve çalıştıran bir etkinlik. Aynı şekilde, her zaman kullandığınız elinizle değil, diğer elinizle de yazmayı deneyebilirsiniz.
Milliyet Çocuk Eki ile verilen Oyun Takvimi’ne de hafta sonu için göz atabilirsiniz.