Uzaktan eğitim süre- cinde en çok düşündüğüm, LGS’ye (Liseye Geçiş Sınavı) ve üniversite sınavlarına girecek çocuklar. Bir milyonun üzerinde 8. sınıf öğrencisi şu an haldır haldır LGS’ye hazırlanıyor. Hayatlarının belki de en stresli yıllarından birini, bu olağanüstü ve belirsizliklerle dolu zaman diliminde geçiriyorlar. Bazı çocuklar daha avantajlı. Butik bir okuldan eğitim alıyorlar, evde kapanabilecekleri bir oda ve sahip oldukları bir bilgisayar var. Bazı çocuklarda bunların hiçbiri yok. Elbette ki bu süreçte, evin içindeki ortam, moral ve aile desteği çok önemli. Onları sürekli sınav gündemi ve stresi ile baş başa bırakmamak, birlikte sohbet edip, film izlemek, kitap okumak gerekiyor. Çünkü yeni düzende bilgiye sadece ders kitaplarından değil, farklı kaynaklardan da maruz kalan, iç motivasyonu yüksek, sevilen, kabul gören, ilgi alanları desteklenen çocuklar başarılı oluyor. Bir de bu dönemde morali yüksek tutmak ve odaklanmak için, dış dünyaya ve bilgi kirliliğine kapıları kapamak gerekiyor.
Çocuklara ve ailelerine bir nebze yardımcı olabilmek için, yıllardır liseye öğrenci yetiştiren, bu işin duayenlerinden Sevgili Hocam, Eğitimci Yasemin Pakkan’ı aradım. O da bana bu süreçte en şanslı gördüğü kesimin LGS’ye girecek çocuklar olduğunu, konuların çoktan bittiğini ve evde kalarak, zaten yoğun çalışmaları gereken bu süreci, daha odaklı geçirebileceklerini yani krizi fırsata çevirebileceklerini söyledi. Hiç bu şekilde düşünmemiştim ve içim bir nebze umutla doldu. “Sosyal izolasyonda bir rahatlama olmazsa sınavın 7 Haziran’da yapılabileceğini sanmıyorum. Ancak yine de az bir zaman kaldı. Çocukların bu süreci evde iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Sınavlar artık sadece bilgi ölçmüyor, zamanı iyi kullanma, okuduğunu anlama ve yorumlama, işlem becerisi, stres yönetimi gibi başarıyı etkileyen pek çok faktör var.” diyen Yasemin Pakkan’dan bazı öneriler:
LGS’ye girecek çocuklara neler önerirsiniz?
Konuları ezberlemeye çalışmayın. Son iki yıldır ezberden uzak, okuyan, araştıran öğrencinin başardığı sınavlar yapılıyor. Matematik bile yorum becerisi istiyor. Çünkü istenilen şey konuları ezberleyen çocuk değil; aklını ve zamanını kullanan, stresini yönetebilen çocuk.
Beslenme ve uykunuza dikkat edin.
İlk dönem konularını bolca tekrar edin. Farklı kaynaklar karıştırın.
Hızlı okumak ve okuduğunu anlamak için bol bol kitap okuyun.
Zamanı iyi yönetmek için her günü planlayın.
MEB’in arada yayınladığı pilot sorulara bakın. Soru kalitesini ve şeklini görmeniz bakımından ışık olacaktır.
Ortalıkta çok fazla deneme sınavı kirliliği var. Öğretmen ve ailenizin desteği ile bunları eleyip, işe yarar olanları çözün.
Soruları çözerken, direkt doğruyu bulmaya çalışmak yerine, önce hatalı olanları eleyin. İşte o zaman iş, çeldiriciyi ayıklamaya kalıyor.
Amaç en nitelikli varsaydığın bir liseye girebilmekse alternatifleri çoğaltmak lazım. Sadece tek ve yüksek puanla öğrenci alan bir okula odaklanmak, hedefi çok yüksek tutmak umutsuzluk yaratır.
Hayatta başarılı olmanın kriterlerinden sadece birisi iyi bir lise kazanmak. Bunun dışında mutlu olmanın yollarını keşfetmek, kendini, yaptığı işi sevmek, sevdikleriyle dopdolu bir dünyada olmak, üretken, sosyal ilişkileri güçlü, duyarlı bir insan olmak her şeyden daha önemli.
Ailelere ne önerirsiniz?
Geçen günkü yazımda, İsviçre’deki marketlerde uygulanan sistem örneğini vermiştim. Ülkedeki dükkanlar kapalı olduğundan ve bu olağan dışı sürecin rekabete uygun olmadığını düşündüklerinden, süpermarketlerde gıda reyonları dışındaki tüm reyonları kapatıyorlarmış. Yazının yayınlandığı gün, Fatih Altaylı’nın da köşesinde, e-ticaretin en büyüklerinden Amazon’a dava açılacağı ile ilgili yazısını okudum. Nedeni ise koronavirüs nedeniyle kapalı olan dükkanların sağlık ve günlük tüketim ürünlerini fahiş fiyatlara satması. Şimdi, iki örneğe de bakalım. Birinde dayanışma kültürü, diğerinde fırsatçılık kültürü hakim. Buna rekabet diyemeyiz. Rekabet normal şartlarda ve dozunda olursa gerekli bir beceridir. Ancak böylesi bir durumda buna rekabet değil, fırsatçılık denir. Bu işi elbette hükümet nezdinde kararlar çözecek. Ancak ebeveyn olarak da yapabileceklerimiz var. Mesela, çocuklara bu dayanışma kültürünü aşılamak için; bu süreçte kırtasiye, oyuncak gibi acil olmayan ihtiyaçlar için, her zaman alışveriş yaptığımız dükkanların açılmasını bekleyebiliriz. Böylelikle e-ticaret yapan markalar da kendilerine belki bir nebze çekidüzen verirler.
NE YAPSAK?
Evde #challenge zamanı
Sosyal medyada neredeyse her gün başka bir #challenge çıkıyorken, ben de size evde yapabileceğiniz bir challenge vereyim. Aile bireyleri birbirine meydan okusun. Bir yemek kaşığı ile ağzınızda yumurta taşıma yarışmasına var mısınız? İşe ceviz ya da fındık taşıyarak da başlayabilirsiniz. Ustalaştıkça işleri zorlaştırabilirsiniz. Bu arada önemli not; yumurta pişmiş olursa, olası kazalarda ev temizliği kolay olur!