Beni takip eden sevgili annelere, “Bugün benim köşeyi siz yazmak ister misiniz?” dedim ve “Korona sürecinde, anneliğinizle fark ettiğiniz 3 şeyi yazar mısınız?” diye sordum.
Onlarca mesaj geldi. Herkese çok teşekkür ediyorum Doğurmuş ya da doğurmamış, hayatta ya da değil, bir çocuğa analık eden tüm annelerin, Anneler Günü kutlu olsun. Hepimiz olduğumuz halimizle harikayız...
‘Ayak izlerimize dikkat edelim’
ÇİĞDEM YILDIZ: “Annelik, zorluklara göğüs germek için kalkan ve uçmak için harika kanatlara sahip olmaktır. Ayak izlerimize söylediklerimizden daha çok dikkat edelim, izlerimizi takip edenler var:) Onlara talimat değil yol gösterelim.”
Hayata tutunma becerisiHİLAL ÖZKAHRAMAN: “20 aylık ikiz bebeklerimle geçirdiğim bu süreçte anneliğimin hayata tutunma becerimi arttırdığını, bebeklerimin söylediklerimden çok duyularımı dinlediklerini ve iyi bir oyun arkadaşı olduğumu fark ettim.”
‘Oğlumun oyun arkadaşı oldum’
AYŞEGÜL KARABULUT: “Bu süreç, anneliğimle ilgili küçük oğluma hem bir eğitimci yaklaşımıyla hem de oyun arkadaşı olarak eşlik etmeme vesile oldu. Bu döneme kadar hızlı geçen koşuşturmacalarda, oğluma vakit geçirecek bir park arardım ama şimdi benim ona oluşturacağım bir etkinlik bulma çabasındayım. Kısacası aile kavramı daha bir gerçek oldu sanki.”
‘Korkmayın yine toparlarız’ ELİF CAN: “’Çocuklu evi temizlemek, kar yağarken kapının önünü süpürmek gibidir’ denir ya, karantina günlerinde çocuklu evi temiz tutmaya çalışmak ise tipi sırasında temizlik yapıp canını riske atmaya benzer. Korkmayın dağınıklığa alışıp şımarık çocuklar olmazlar, onların da yaşam alanı sadece evleri. Hem dostlar biz neleri toparladık, güneşli günler gelince bunu da toparlarız elbet.”
‘Önce cinnet sonra cennet’NESLİHAN SAVAŞ SAKLI: “İlk başlarda mutfakta aşçı, salonda anaokulu öğretmeni, çocuk odasında oyun arkadaşı, tüm evde ise ev kadını idim. Şimdi anne olarak kızımla çadırında çay saati, balkonda duvar resmi yapmak, saklambaç oynamak; kendim içinse kitap okuyup, birkaç satır yazmak daha iyi geldi. Önce cinnet sonra cennet :) Sabrım, çözüm bulma kapasitem, kızımla diyaloğum arttı. Kendime ayırdığım, eşimle geçirdiğim zaman ve evde yalnız kalabilme şansım azaldı.”
‘Kaçırdığım güzelliği gördüm’SAADET EYÜBOĞLU: “Stresli anlarda tepki verebilmenin doğal olduğunu, bazen duygu patlamaları yaşayabileceğimizi ve bunu toparlayabileceğimizi çocuğuma göstermiş oldum. Aslında anneliğin “sürekli bir şeyler yapma telaşı” olmadığını, bazen hiçbir şey yapmasan da varlığınla çocuğun yanında durabilmenin bile yeterli olduğunu fark ettim. Korona günleri çocuğumda hayat koşuşturmasında kaçırdığım güzellikleri görmemi sağladı. Ondan hayata bakışa dair çok şey öğrendim.”
‘Bardağın dolu tarafı çok iyi geldi’NÜKTE GÜNDOĞDU: “Birliktelik hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. 7/24 diz dize, göz göze olma şansımız olmamıştı. 55 gün, bir anne olarak her yeni bir günde güçlü ya da gelişime açık farklı bir yönünü keşfettiğim bir keşif günlüğü gibi. Onun keşfi benim kendi keşif yolculuğumuzu da beraberinde getirdi. Derinine inmek, anlamak, anlaşılmak. İşte o yüzden bardağın dolu tarafı susuzluğumuza çok iyi geldi ve buna sımsıkı sarıldık.”
Tüm gün birlikte olma mutluluğuEBRU AKKAYA: “Çalıştığım için oğlumu görememek beni üzmeye ve anneliğimi sorgulamama neden oluyordu ki korona geldi. Dünya insanlığı için kötü ama annelik için iyi bir şeyler olduğunu hissedip, oğlumla tüm gün vakit geçirecek olma hissi beni bu zor günlerde sinsice mutlu etti :). Zor geçen şeyler, dışarı çıkamamak, sevdiklerimizi görememek, bitmeyen ev işleri, sıfır bireysel hayata rağmen, 3 kişilik hayatımızda birlikte zaman geçirmek harikaydı.”
‘Kızımla vakit geçirmek şahane’İPEK KIZILOLUK: “Kızımla iş telaşı olmadan gün içerisindeki yaşam deneyimlerine şahit olmayı özlemişim. Eşimle birlikte spor okulunda yaptığı parkurları evde kurmak, gözlerindeki heyecanın verdiği mutluluk çok güzel. Oynadığımız oyunlarda ölüm, yaralanma ve çaresizlik temalarının olması beni üzüyor ama rahatlaması açısından oynuyorum. Sabahları kızımla uyanmak ve annemle de vakit geçirmek güzel bir duygu. Annemin sinir sistemini rahatlatmak da bu süreçte bana iyi geldi, çünkü çalışırken bunlara hiç vakit bulamıyordum.”
‘Hasret içimizi acıtsa da sağlık olsun’SEVGİ AKA: “Bir yeni doğan annesi olarak korona sürecinde daha da dikkatli olmanız gerekiyor. Bebeğinizle henüz yeni tanışmışken böylesi zor bir pandeminin içinde olmak yavrunuzu ve kendinizi her şeyden ve herkesten izole etmek annelik göreviniz olsa da, ailemiz ve sevdiklerimizle görüşememek hiç bu kadar zor gelmemişti. Hasret içimizi acıtsa da SAĞLIK OLSUN. Yeter ki içimizden umut, yüzümüzden tebessüm eksik olmasın.”
‘Pandeminin bana borcu var’ESİN ALPMAN GÜNAY: “Korona süreci anneliğimin başlangıcına denk geldi, karantina da lohusalığıma. Bebeğimizi eşimle baş başa, kimseyle yardımlaşamadan büyütüyoruz. Aile olarak birbirimize bağlandık. Tevekkülü öğrendik. Lohusalık nerede bitiyor, karantina nerede başlıyor anlayamadım bu süreçte. Günler karmaşık duygularla geçip gitti. Bu sebeple pandeminin bana bir lohusalık borcu var.”
‘Anne diyerek uyanmaları çok hoş’
SİBEL EKDEMİR KAYA: “Sabahları “anne” diyerek uyanmaları çok hoşuma gidiyormuş, korona öncesi iş için ben çıkarken, “teyze” diye uyanıyordu kızım, bakıcıya seslenip. Oğluma “Bana bağıramazsın” demesini öğretmiştim. Şu dönemde, artık iki yaş, beş yaşa “bana bağıramazsın” diyor; sonra beş yaş, bana “kardeşime bağıramazsın” diyor. Artık kimse kimseye “gönül rahatlığıyla” bağıramıyor!”
‘Plaza analığına benzemiyor’
İPEK ŞEVMET: “7/24 ev düzenine geçince yatakta gözümü açıp anneeee diye bağıran evladıma dolu dolu analık yapmanın, part time plaza analığına hiç benzemediğini itiraf ediyorum. Çocuğumu gözümü açtığım anda doyasıya öpüp koklayabilmenin, 300 kez saklambaç ve 150 kez de kutu kutu pense oynamanın tadını alıyorum, tüm öğünlerde değişik yemekleri kızımla birlikte hazırlamanın ve vakit darlığından boğazıma dizilmeden her lokmanın lezzetine varmanın kıymetini biliyorum. Daha duyarlı, daha olgun bir anneye dönüştüğümü hissediyorum.”
‘Şükretmeyi hatırlatmak istiyorum’NURDAN TOL SİLİVRİ: “Gurbette sanki her gün korona varmış gibi, her şeye çözüm yaratmaya çalışan anneleriz. Afrika’da yokluktan çocukları anlamasın diye taş kaynatan anneler, annelerini kaybetmiş herkes... Sabır diliyorum ve şükretmeyi hatırlatmak istiyorum. Tüm annelerin, doğurmadan da annelik yapmış kadınların anneler günü kutlu olsun!”
‘İçimdeki çocuğa şefkatle sarılıyorum’AYŞEGÜL BAHAR ATEŞ: “Bu süreçte ne kadar güçlü olabildiğimi fark ettim. Bazıları için hayat yavaşlamış olabilir ancak biz anneler için çok daha zorlu ve hızlı olan bir süreci sağlıklı beslenerek, uykusuz olmama rağmen hiç kahve içmeden geçirebildiğim için bile kendimi kutluyorum. İçimdeki destek arayan, annesini özleyen çocuğa da şefkatle sarılıyorum.
Belki de beraber geçirdiğimiz bu süreyi bir daha yaşayamayacağız. Karantina sürecinde anneliğime dair yaşadığım ve beni sarsan olay; mesleğime (çocuk gelişim uzmanıyım) ve okuduğum yüzlerce gelişim kitabına rağmen çocuğuma karşı tavırlarımı belirleyen en temel dürtünün ebeveynlerimden miras olduğunu fark etmem oldu. Böylece kendi içsel yolculuğuma çıkarak, ebeveynlerimin öğretilerini bırakıp, çocuğuma farklı bir pencereden bakabilme şansımın olduğunu gördüm. Değişime cesareti olan tüm annelere sevgilerimle...”
‘Bir kez daha aile olmayı öğrendik’
ÖZGE YILMAZ: “Başlarda dur, yapma evladım bir yerine zarar vereceksin, annem duvar çizilmez, cam yalanmaz, kapı çarpılmaz gibi devam eden serzenişlere bir son verip hayatı akışına bıraktım ve gördüm ki ben alışınca onlar da alışmaya başladılar. Kavgalar çıkmıyor, sesler yükselmiyor desem yalan olur ama her şeye rağmen hepimiz evimizin kıymetini bilip, bir kez daha aile olmayı öğrendik ve bugünlerde uzağımda olan anneme özlemim daha da arttı. Başta annem olmak üzere evlatlarının yollarına ışık olan tüm annelere teşekkür ederim.”
‘Bu dinginlik gerekliymiş’ARZU DELİCAN: “Bize öğretilen ve dayatılan ‘mükemmel anne’ olmak için yaptığımız her şeyin, bizler kadar çocuklar için de yorucu ve zorlayıcı olduğunu fark ettim. Dersler-ödevler- yeme-yatma saatleri ve bedensel-kişisel gelişim aktiviteleri bizim kadar, bu minik kalpler için de hiçbir zaman mükemmel olamayacak eşsiz özelliklere sahip. Biraz yavaşlayıp hem kendi iç sesimizi, hem de bize sunulan ve bizim birer parçamız olan çocuklarımızın ihtiyaçlarını; aslında sevgi-ilgi dışında ne kadar az şeye ihtiyacımız olduğunu duymamız için, bu dinginlik gerekliymiş. Yaşama, nefes alma sebebimiz olan, kendimizde ve diğer kalplerde, ihmal ettiğimiz her şeyi bize hatırlattığı için teşekkürler.”
‘Bağlarımızı korona güçlendirdi’AYDANUR DEMİR BÜLBÜL: “Bu zorlu dönemde beş kişilik bir ailenin aynı ev içerisinde birbirini idare edebilecek sabrı bulmasına şaşırdım. Çok fazla vakit, çok fazla sevgi ve duygu birleşimi. Kaliteli oyun, kitap ve etkileşim. Korona aile bağlarımızı güçlendirdi.”