Dün bu sayfada içten mesajları ile yer alan tüm annelere bir kez daha teşekkür ederim. Öyle güzel mesajlar aldım ki. Samimiyetiniz ve güveniniz için minnettarım. Hepimiz çok benzer duygular yaşıyoruz. Bazen çok güçlü, bazen çok zayıf, bazen duygusal, bazen öfkeli, bazen fazlasıyla endişeli, bazen aşırı bunalmış, bazen şefkat dolu, bazen yapayalnız hissediyoruz. Bunları bilsek de, insan en çok kendine haksızlık etmeye meyilli. Bir çemberde buluşup, içimizi açtığımızda ise hem biz iyileşiyoruz, hem de etrafımızdakiler. Yetersizlik hissi yakamızı bırakmasa da, hepimiz olabildiğimiz hallerimizle yeterince iyiyiz ve birlikte iyileşeceğiz.
Uzaktan çocuk bakıcılığı
Geçenlerde, “Forbes ve Washington Post raporlarına göre, ebeveynlerin işine ve kendilerine odaklanabilmesi için FaceTime ve Zoom oturumları düzenleyen bakıcı talebi yüzde 700 artış gösterdi.” diye bir haber okudum. Türkiye’de böyle bir uygulama başladı mı bilmiyorum ama bana gayet mantıklı geldi. Evde çocukla ilgilenebilecek kimsenin olmadığı ve ebeveynlerin mesai saatleri içinde bilgisayar başında olmak zorunda olduğu evlerde, çocuklarla etkinlik yapmak, keyifli oyunlar oynamak, iyi hissettirmek açısından faydalı olabilir.
(Okumak isteyenler için link: https://www.washingtonpost.com/technology/2020/04/30/zoom-virtual-babysitters pandemic/?utm_campaign=The%20Interface&utm_medium=email&utm_source=Revue%20newsletter#comments-wrapper)
Dünya nereye gidiyor?
Dünyanın dört bir yanından çok enteresan haberler geliyor. Yıllarca filmlerde izlediklerimiz bir bir gerçek oluyor. Çin’deki okullardan gelen görüntüler dudak uçuklatan cinsten.
Küçücük çocuklar, astronot gibi giydirilip, onlarca aşamadan ve dezenfektasyondan sonra okula giriş yapabiliyor.
Bizim okullarda bu mümkün olur mu emin değilim. Olsa bile çocukları sabah 5’te falan okula yollamak lazım. Hele ki devlet okullarında, 50-60 kişilik sınıfları düşünecek olursak!
Başka neler mi oluyor?
Singapur’da bir parka, insanlara sosyal mesafe kurallarına uymaları gerektiğini hatırlatmak için, Spot olarak bilinen robot bir bekçi köpeği yerleştirilmiş. Görüntüleri izledim, gerçekten tüyler ürpertici!
Almanya, Danimarka gibi Avrupa ülkelerinde, konserler ve festivaller arabaların içinden çıkmadan yapılmaya başlandı.
Dünyanın ilk tek masalı restoranı İsveç’te açıldı. Bir masa ve bir sandalyenin olacağı restorana servis bir sepet aracılığıyla yapılacakmış. Konuklar 6 saat aralıklarla alınacakmış.
Marketlerde, parklarda, sokaklarda mesafeler genişletiliyor. İnsanlar birbirine yaklaştığında uyarı verecek sistemler geliştiriliyor.
Bunların dışında hemen her sektörde sosyal mesafeyi korumak için yeni uygulamalar devreye alınıyor. Giderek daha uzak ve daha yalnız bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Nasıl bir gelecek bizi bekliyor tahmin etmesi gerçekten zor olsa da, insan gibi sosyal bir varlığın, yaşamak için her koşulda bir yol bulacağı kesin.
Sokak hayvanlarına destek
İnsanların evlere kapandığı günlerde, açlıkla mücadele eden sokak hayvanlarına yardım etmeyi unutmayalım.
Bu konuda hem bireysel hem de kurumsal çok güzel projeler var. Biri de Haytap ve Getir iş birliği ile başlatılan mama yardımı projesi.
Getir uygulamasından aldığınız her yardım maması ile sokak hayvanlarının beslenmesine katkı sağlıyorsunuz.
NE YAPSAK?
Kendi bulmacanızı ve hikâyenizi oluşturun
Bulmaca çözmenin hafızaya faydasını hepimiz biliyoruz. Çocuğunuzla beraber bulmaca pratikleri yapabilirsiniz. Hatta evde kendi bulmacanızı oluşturabilirsiniz. Yaşına uygun soruların sorulduğu, kareli defter üzerine, küçük bir bulmaca hazırlamak çok keyifli ve öğretici olabilir.