Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Çocuklarımızla aramızdaki sağlıklı ve güçlü bağ, yalnızca anne-baba olmanın klasik gereklerini yerine getirmekle değil; güven, empati ve koşulsuz sevgi yoluyla kurulabiliyor. Bağlanma temelli ebeveynlik STK’larından Attachment Parenting International’ın (API) ana amacı da, bu yöndeki çalışmalarla şiddetsiz ebeveynlik konulu farkındalık oluşturmak.

Dünyanın önde gelen bağlanma temelli ebeveynlik STK’larından Attachment Parenting International (API) kurucuları Lysa Parker ve Barbara Nicholson’ın yazdığı “Kalpten Bağlı” kitabı, API Türkiye Kurucusu Dr. Aslıhan Onaran’ın içerik danışmanlığında Türkçeye çevrildi. Uzun yıllardır süregelen araştırmaların, yerli ve yabancı yüzlerce kaynakçanın bulunduğu kitap; ebeveynler, uzmanlar ve bilim insanları arasında köprü inşa edecek bir rehber niteliğinde. Doğuma hazırlıktan, beslenme ve uykuya, güvenli bağlanmadan, şiddetsiz iletişime pek çok konunun yer aldığı kitabın yazarları Lysa Parker ve Barbara Nicholson ile “Bağlanma Temelli Ebeveynlik” ilkelerini konuştum.


“Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”



Haberin Devamı

Bağlanma temelli ebeveynlik (Attachment Parenting) ne anlama geliyor?

Bağlanma Temelli Ebeveynlik, çocuklar ve ebeveynleri arasında güçlü ve sağlıklı bir duygusal bağ oluşturmak anlamına gelir. Bu bağ, çocuğun güven, empati ve koşulsuz sevgi ihtiyacını karşılayan uygulamalar yoluyla gerçekleşir. Ebeveynlerin, kendileri ve çocukları arasında duygusal mesafe yaratan çelişkili tavsiyeler yerine, bilimsel araştırmalardan güç alarak sezgilerimize güvenmemizi sağlayan bir çerçeve sunuyoruz. Herhangi bir durumda kafası karışmış bir ebeveyne şu basit sağlamayı önerebiliriz: “Bu davranışım, çocuğumla bağlantımı güçlendirecek mi, yoksa daha fazla kopukluk mu yaratacak?”

Şiddetin bu kadar yaygın olduğu bir dünyada, şefkatli ailenin ve şefkatle çocuk yetiştirmenin önemi nedir?

Dünyadaki şiddet ve çatışmayı dönüştürmek için, öncelikle kendi evimizde barışı nasıl yaratacağımızı çocuklarımıza göstermeliyiz. Gençleri bunun üzerinde düşünmeye teşvik ediyoruz; bir çocuğu dünyaya getirmeden önce, nasıl ebeveynler olduğunu düşünün. Sevildiğinizi ve değer verildiğinizi hissettiğiniz zamanlar oldu mu? Yoksa haksız yere duyulmadığınız, anlaşılmadığınızı hissettiğiniz zamanlar mı oldu? Çoğumuz kendi çocukluğumuzda gördüğümüz ebeveynlik halini sürdürürüz, kendimize “Daha iyi bir ebeveyn olacağım” diye söz versek bile. Ailemizi ve ebeveynlik yaklaşımımızı dönüştürebilmek için bilinçli bir çaba gerekiyor. Savaş ve çatışma dolu geçen yüzyıl boyunca yapılan araştırmalar, sevgi dolu bir aile ilişkisi olan çocukların, bir savaş bölgesinde yaşasalar dahi, en dirençli olduğunu bulguladı. Sevildiğimizi bilmek, yaşamda hepimizin aradığı o anlamı verir ve bizi daha şefkatli bir dünya için değişim yaratmaya da motive eder. Dünyayı değiştirmek veya daha şiddetsiz olmak için bir modelimiz yoksa bu pek mümkün değildir. Tam olarak bu nedenle şefkat evde başlamalı.

Modern hayat yeni nesil ebeveynlerin suçluluk duygularını körükleyebiliyor. Bu anlamda sizin desteklediğiniz bağlanma-temelli yaklaşım tarzı rahatlatıcı veya özgürleştirici mi?

Muhtemelen her nesilden ebeveyn suçluluk duygusundan muzdarip. Hepimiz daha iyisini yapmak istiyoruz ve gücümüzü de buradan alıyoruz. Aslına bakarsanız, çocuklarımız da mükemmel ebeveynler istemiyor! Ancak bir hata yaptıklarında, belki de öfkelenip pişman oldukları bir şey söylediğinde kabul edip onaran ebeveynlerin olmasını istiyorlar. Önemli olan, çocuklarımızın geçmişteki hataları nasıl onaracaklarını ve tekrar etmemek için bir aile olarak nasıl uyumlanacaklarını görmeleri. Çocuklar “hepimiz bu işte birlikteyiz” dediğinde ve birbirleriyle iş birliği yapan işlevsel bir aileye sahip olmak istediğimizi gördüğünde, her yeni gün, onarım ve telafi için sevgi dolu bir potansiyel.

“Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”




Baba-bebek bağlanması

Kitabınızda aktardığınız ve bilimsel araştırmalarca da kanıtlanan baba-bebek bağlanmasının rolünden bahsedebilir misiniz?

Haberin Devamı

Batı dünyasındaki çekirdek aile kavramı, aile yapısına fazlasıyla zarar verdi. Antropologlar ve sosyologlar insanlığın evrimsel tarihini incelediğinde, bir kabile veya köyde çok sayıda yetişkinin çocukların bebeklik dönemindeki yaşamlarına dahil olduğunu keşfettiler. Her çocuk gün boyunca köydeki bir kişi tarafından ilgilenilip, o kişiyle oynuyordu. Mesele şu ki; insan bebekleri hayatlarında en az dört yetişkin, deneyimlerini zenginleştiren ve aileye destek çemberi yaratan yetişkinler olduğunda daha çok gelişirler. Babanın rolü ve baba-bebek bağlanması, bu açıdan çok önemlidir. Her baba bebeğine nasıl bakım vereceğinden emin olmayabilir ve temelleri öğrenmesi, teşvik edilmesi gerekebilir. Bir babanın çocuğuyla olan ilişkisini beslemesinin ve anneyi desteklemesinin birçok yolu vardır.

Yeterince iyi bir ebeveyn olmanın olmazsa olmaz 3 kuralı nedir?

Bağlanma temelli ebeveynliğin kuralları yoktur, ancak bir çerçevemiz vardır ve bunun da saygı, empati ve güven ilişkisi üzerine inşa edildiğini söyleyebiliriz. Bir çocuk, güven temeli olmadan güvenli bir bağ kuramaz. Yetişkinler olarak bu güveni kazanmak zorundayız. Bunu da onlara olumlu bir örnek olarak, onlara saygılı davranarak, ihtiyaçlarına duyarlı olarak yapıyoruz. Nobel Barış Ödülü’nü kazanan hekim ve filozof Albert Schweitzer der ki, “Bir çocuğa bir şey öğretmenin sadece üç yolu var: birincisi örnek olmak, ikincisi örnek olmak, üçüncüsü örnek olmak.”

Haberin Devamı

Ebeveynliğin 8 ilkesi

Kitapta bahsedilen ve bilimsel araştırmalara göre güvenli bağlanma ilişkisini desteklediği kanıtlanan 8 ebeveynlik ilkesi nedir?
Bağlanma temelli ebeveynlik ilkeleri çocuk yetiştirmek için bir formül değildir. Bu nedenle ebeveynlere her zaman temel felsefeyi anlamalarını, aileniz için işe yarayan kısımları almalarını, bağlanma temelli ebeveynlik için birçok yaratıcı yol olduğunu hatırlamalarını öneririz. Bağlanmayı destekleyen sekiz ilke şöyle:

1- Gebelik, doğum ve ebeveynlik için hazırlanın.
2- Sevgi ve saygıyla besleyin.
3- Hassasiyetle cevap verin.
4- Hayat veren dokunuşu (fiziksel teması) kullanın.
5- Fiziksel ve duygusal olarak güvenli bir uyku ortamı oluşturun.
6- Tutarlı ve şefkatli bakım sağlayın.
7- Pozitif disiplin uygulayın.
8- Kişisel ve aile hayatınızda denge kurun.