Daha önce de gelmişlerdi.
7 Haziran 2015 genel seçimleri ve 31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesinde İstanbul’daydılar.
Tarihin en başarılı sosyal medya kampanyalarına imza atarak Obama’yı iki kez Başkan seçtiren bu ekibin niyeyse Türkiye’ye özel bir ilgisi var!
Sosyal medya üzerine hem teorik hem de pratik çalışmalara imza atan haber kaynağımın verdiği bilgiye göre, Obama’nın 12 kişilik sosyal medya ekibinden 6 kişi bir süredir yine İstanbul’da.
Yanlarında getirdikleri 9 adet server ile Taksim civarındaki 5 yıldızlı otellerden birine yerleşmiş, çalışmaya başlamışlar.
Ne mi çalışıyorlar? Tabii ki Türkiye’yi. İl il, sokak sokak, mahalle mahalle…
İstanbul’u 4, Ankara, İzmir ve Adana’yı 2 bölgeye ayırmışlar.
Her bölgeye özel sosyal medya çalışmaları hazırlıyorlar.
Önce hedef kitleyi buluyor, onlara özel içerikler geliştiriyorlar.
Daha sonra da bu içerikleri hangi platformlardan hedef kitleye ulaştıracaklarını tespit ediyorlar.
Twitter, Facebook, Instagram ve TikTok… Hepsine özel oyun planları var.
Şimdilik ısınma turları atıyorlar. Dikkatinizi çekti mi bilmem; son dönemde çok takipçili bazı muhalif hesaplar Twitter’da sürekli anket yapıyor.
Ve bu anketlerde Kılıçdaroğlu’nun oy oranı yüzde 60 çıkıyor!
Peki, bu nasıl oluyor? Tamam, Twitter kullanıcıları ağırlıklı olarak muhalif. Ama bu veri tek başına yüzde 60’ı anlatmaya yetmez.
Burada organize bir sosyal medya algı çalışması var. Obama ekibinin elindeki server’lar, yazılımlar işte tam bu noktada devreye giriyor. Bir bilgisayarın IP’sini 5 bin kez değiştirip anketlerde 5 bin farklı hesaba oy kullandırabiliyorlar!
Şaşırdınız mı? Hiç şaşırmayın… Bu sadece başlangıç ve buzdağının görünen yüzü.
2023 seçimlerinde sosyal medya tahmin ettiğinizden çok daha fazla seçmen davranışı üzerinde etkili olacak. Son dönemde iktidara yakın hesapların, muhalefete destek vermeyen gazetecilerin sosyal medyadaki görünürlüklerinin yüzde 70 oranında azaldığını (azaltıldığını) biliyor musunuz?
Bu isimlerin yaptığı paylaşımlar ya spama düşürülüyor ya da dağılımı yavaşlatılarak görünmez hale getiriliyor. İktidara destek verdiğini düşündükleri 58 gazeteci kara listeye alınmış durumda. Onların etkileşimleri seçime doğru daha da düşürülecek.
Siz bu yazıyı okurken çok büyük ihtimalle seçim kararı alınmış olacak. Özellikle Twitter’da seçim kararı alındıktan sonra açılan başlıklara, tt olan kişi, haber ve yazılara dikkat edin. Operasyonu en net biçimde göreceksiniz. Tam 1 milyon adresten müthiş bir sosyal medya taarruzu başlatacaklar.
Türkiye’de gençler daha çok Instagram ve TikTok kullanıcısı. Ama depremle beraber Twitter öne çıkmış durumda. Seçim kampanyası boyunca da öyle olacak. Twitter’da oluşturulan algılar önce diğer sosyal medya platformlarına, daha sonra geleneksel medyaya taşınacak.
Seçimin kaderini elbette tek başına sosyal medya belirlemeyecek. Ancak sosyal medya etkisi öyle yabana atılacak, görmezden gelinecek bir şey değil.
Hele de internet kullanımı ve sosyal medya kullanıcısı sayısının bu kadar yüksek olduğu Türkiye’de. Hele de algıların olguların önüne geçtiği ve doğru ayağa kalkana kadar yalanın dünyayı dolaştığı böyle bir çağda.
Hepimiz her gün takip ettiğimiz o platformlarda haber okurken, yorum yazarken, tweet atarken, alışveriş yapıp, yemek siparişi verirken farkında olmadan dijital ayak izleri bırakıyoruz.
O izleri takip eden Büyük Birader adeta röntgenimizi çekiyor. Ve sosyal medyada önümüze ilgimizi çeken şeyler getirmeye başlıyor. Tabiri caizse, hepimizi avlıyor.
Üstelik bunu bize fark ettirmeden yapıyor.
Obama’nın sosyal medya ekibi aslında Büyük Birader’in adamları.
Algılara teslim olma Türkiye.