İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu’ya göre Meral Akşener’in 26 Ağustos’ta vereceği mesaj “Türk siyasetinde önemli bir başlangıç olacak” kadar önemli!
Şahsi kanaatim dağ fare doğuracak ama çıta bu kadar yükseğe konulunca ne söyleyeceğini merak etmiyor da değilim. Kimilerine göre Akşener, CHP ile yolları kesin olarak ayıracak ve yerel seçimde her ilde kendi adayını çıkaracağını ilan edecek. İYİ Parti’nin zaten başından beri yapması gereken bu değil mi? 2018’den beri CHP ile hareket ediyor ve bir adım ileri gidemiyorlar. Bir kez daha aynı hataya düşerlerse kendilerini bekleyen son bugünden belli. Dolayısıyla böyle bir hamle siyasette önemli bir başlangıç sayılamaz. Olsa olsa köprüden önceki son çıkışa kendini atma çabası olarak değerlendirilebilir.
Muhtemelen daha farklı bir şey söyleyecek İYİ Parti lideri. Tüm dünyada yükselen milliyetçi dalgayı işaret ederek Türk siyasetinde bir “Milliyetçi Cephe” kurulması önerisinde bulunabilir mesela. Açıklama için 26 Ağustos tarihinin seçilmesi bu ihtimali akıllara getiriyor. Mantıklı ama hayata geçmesi neredeyse imkânsız bir proje bu da.
Akşener o gün ne söylerse söylesin önümüzdeki süreçte takip edeceği yol haritası bugünden belli aslında. İYİ Parti’nin yerel seçimde 3 büyük ilde olmazsa olmazları var. Daha doğrusu CHP’den 3 isteği…
1-İstanbul’da aday Ekrem İmamoğlu olacak.
2-Ankara adayı Mansur Yavaş’tan başkası olamaz…
3- İstanbul ve Ankara’da bu iki adaya verilecek desteğin karşılığı olarak İzmir, İYİ Parti’ye bırakılacak. Aday bile belli. Bir süredir İzmir sokaklarını arşınlayan Ümit Özlale…
CHP’nin böyle bir teklife kolay kolay onay vereceğini sanmam. Kılıçdaroğlu’nun iç sesi Bülent Kuşoğlu daha geçen hafta “Kazandığımız hiçbir belediyeyi kimseyi vermeyiz” dedi. Ama siyaset bu. 24 saatte bütün dengeler değişir… Bir tarafta İstanbul ve Ankara… Diğer tarafta yıllardır CHP’nin kalesi olarak kabul edilen İzmir…
Sizce hangisinden vazgeçmek daha zor?
Özel’in önündeki İnce örneği
CHP’de Kılıçdaroğlu’na bayrak açan Özgür Özel ilginç bir şekilde Grup Başkanlığı görevinden istifa etmiyor. Hem yerine vekalet ettiği liderin koltuğuna talip oluyor, hem de mevcut koltuğunu bırakmıyor!
Oysa siyasetin yazılı olmayan kuralları “Bu tip durumlarda istifa şart” diyor.
Yıl 2014… CHP’nin adayı Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetti. Dönemin CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce “Ortada büyük bir hezimet var” diyerek genel başkan adayı olacağını ilan etti.
Parti Sözcüsü Haluk Koç “Grup Başkanvekilliği, genel başkanın vekaleti demektir. Bu eleştirileri yapan arkadaşımız taşıdığı sıfatın, söylediği sözlerle uyuşur olup olmadığını değerlendirecek kadar deneyimi olan biridir. Gereğini herhalde yapacaktır” sözleriyle İnce’ye “İstifa et öyle konuş” mesajı verdi.
İnce de 3-4 gün sonra gereğini yaptı, Grup Başkanvekilliğinden istifa etti. Kurultayda Kemal Bey’in karşısına çıkıp aday oldu.
Özel’in de yapması gereken bu. Yoksa kimse bu adaylığı ciddiye almaz.
Konser düşmanlığı nereye?
Dünyaca ünlü ABD’li müzik yıldızı Christina Aguilera’nın önceki gün Antalya’da verdiği konseri ayakta izleyenler 450 Euro ödedi. Loca biletleri 15 bin Euro ile 35 bin Euro arasında satıldı!
Türkiye ilginç bir ülke… 1 milyon verip Christina Aguilera konserini izleyen de var. Otobüs bilet parasını nasıl denkleştireceğini düşünüp hayatını ona göre planlayan da…
Özellikle de gençler... Eğlenmek, sevdiği bir şarkıcının ya da müzik grubunun konserine gitmek en çok onların hakkı. Ama buna ayıracak bir bütçesi yoksa ne yapacak?
İşte tam bu noktada devreye belediyeler giriyor. Daha doğrusu giriyordu. Son dönemdeki konser düşmanlığı patlayana kadar. Maalesef konser düzenleyen her belediye sosyal medyada sağlam bir linç yiyor. Kimi davet edilen şarkıcıya kafayı takıyor, kimi konser bedeline... En son Üsküdar Belediyesi nasibini aldı bu eleştirilerden.
Oysa üç gün boyunca çeşitli şarkıcı ve müzik gruplarının sahne aldığı Üsküdar Fest’i tam 480 bin kişi ziyaret etmiş. İstanbul’un her yerinden gençler, çocuklar, anne-babalar Üsküdar’a gelmiş. Vatandaş, esnaf mutlu olmuş vs.
Belediye asli işlerini aksatıp bütün mesaisini ve kaynaklarını konsere mi ayırmış? O zaman hep beraber eleştirelim. Ama insanların yüzünü güldüren, gençlere moral veren etkinliklere de önyargıyla yaklaşmayalım. Seçim öncesi “AK Parti yeniden iktidara gelirse konserleri yasaklayacak” diye propaganda yapanlara “Biz demiştik” dedirtmeyelim…
