Osman Kavala serbest bırakılırsa...
Selahattin Demirtaş cezaevinden çıkarılırsa...
Kıbrıs’ta Rum ve Yunan tezleri kabul edilirse...
Suriye’de ABD’nin istediği terör devletine göz yumulursa...
ABD ve Rusya gibi iki küresel gücün itirazlarına rağmen gerçekleştirilen Suriye ve Irak’taki sınır ötesi askeri operasyonlar durdurulursa...
Libya’dan çekilip, Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarımızdan vazgeçilirse...
Azerbaycan’da Ermenilerin isteklerine ve İran’ın politikalarına ses çıkarılmazsa...
Mavi Vatan’da doğal gaz ve petrol aramayı bırakırsak...
İçerideki FETÖ’cüleri ve PKK’lıları tahliye edip, yeniden devlete dönmelerine göz yumarsak...
Afrika, Balkanlar ve Orta Asya’da TİKA, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, Yurt Dışı Türkler Başkanlığı gibi kurumların “yumuşak güç” olarak tanımlanan faaliyetlerini durdurursak...
İHA-SİHA yapmaktan vazgeçip, savunma sanayiinde başa güreşen ülke olma iddiamızı rafa kaldırırsak...
Bilin ki doları düşürmeyi de başarırız. Hatta 4 liraya falan gelirse şaşırmayın.
Eğer yukarıda saydıklarımızı tek tek, uysal bir koyun gibi yaparsak, dünya egemenleri bizi çok sevecektir. O zaman bir ABD Başkanı çıkıp, “Türkler oyunu kuralına göre oynamazsa onları ekonomik olarak ve yaptırımlarla sert şekilde vuracağız” demez.
Onun yerine gelen yeni ABD Başkanı “Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerini nasıl izole edeceğimizle ilgilenmemiz gerekiyor. Yapacağım en son şey, Erdoğan’a boyun eğmek olur. Ona karşı muhalif liderleri destekleyeceğimizi açıkça göstereceğiz” açıklamasında bulunmaz.
MOSSAD Başkanı “Artan gücü ve nüfuzuyla bölgedeki asıl tehdit İran değil Türkiye’dir” demek zorunda kalmaz.
Türkiye sondaj gemilerini Kıbrıs açıklarına yolladığında AB Temsilcisi “Büyük bir endişe içindeyiz, Türklere karşı Rumların yanındayız” mesajı vermez. Yunan Dışişleri Bakanı şımarık bir çocuk gibi “Türkleri felç edecek yaptırımlar istiyoruz” diye ağlamaz.
Mesele bu kadar basit.
Ama sen hâlâ Macron’a “Türkler Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımızı tehdit ediyor” dedirtiyorsun güzel kardeşim. Almanya Savunma Bakanı son çare olarak seni silah ambargosuyla tehdit ediyor! Bak... ABD basını “Büyükelçilerin Osman Kavala mektubunun arkasındaki itici güç Biden yönetimi” diye yazıyor! Mesele Kavala - Demirtaş değil sen hâlâ anlamadın mı? Böyle bir ortamda dolar yükselmesin de ne yapsın?
Sen bunca tehdide, ekonomik ve siyasi baskılara rağmen ayakta kalmışsın, yürümeye devam ediyorsun. Yetmemiş, üstüne bir de pandemi gelmiş. Gıda ve enerji fiyatları tüm dünyada serbest uçuşa geçmiş. Yine yıkılmamışsın. E, sana bunun bedelini ödetmek istemeleri çok normal.
Bu bir tercih meselesi. Bu yüzyılı da bir önceki gibi kişi başına düşen milli geliri 2 bin 500 dolar civarında bir ülke olarak kapatabiliriz. Dolar düşsün diye çocuklarımızın, torunlarımızın sonuna kadar hakkı olan tüm iddialarımızdan vazgeçebiliriz.
Ancak... Bütün bu cephelerden çekilirsek... Elde ettiğimiz kazanımları dolar düşsün diye heba edersek... Bu yüzyılı tek parça bir ülke olarak kapatabilir miyiz? Kolumuzu, kanadımızı kırdıktan sonra bizi kendi halimize bırakırlar mı? İşte ondan çok emin değilim.
Sabah, akşam dolar-borsa takip edip, “Memlekette hukuk yok, o yüzden yabancı yatırımcı, sıcak para gelmiyor” diyen mandacılar ne der acaba bu soruya? Cevabı bildiklerinden ve gerçeği itiraf edemeyeceklerinden hiç şüpheniz olmasın.
Asgari ücret ve EYT
Bunlar iyi, güzel de dar gelirli ne yapacak diyorsunuz? Haklısınız. Her kriz döneminde olduğu gibi zengin daha da zenginleşiyor. Asıl sıkıntıyı dar gelirli çekiyor. Asgari ücrete yüzde 20 civarında bir zam yapılacağına dair haberler okuyoruz son dönemde. Yetmez... Çalışanlar, dar gelirliler bu oranda bir zamla rahat nefes alamaz. Kulislerde konuşulanlar doğru ise asgari ücrete yakın dönemin en yüksek zammı yapılacak. Türk-İş ve diğer sendikaların talebi de bu yönde. Milyonlarca kişinin yıllardır beklediği EYT konusunda da 2022 yılında bazı gelişmeler olabilir. Karadeniz’de bulunan 540 milyar metreküplük doğal gazın bir an önce sisteme verilmesi için olağanüstü bir çalışma yürütülüyor. Enseyi karartma Türkiye. Bu zor günler de geçecek.