Altılı masanın görünür ve öne çıkan adayının Kemal Kılıçdaroğlu olması sizi yanıltmasın. Masanın Akşener dışındaki sakinleri Mansur Yavaş’ın ismi üzerinde uzlaştı.
Muhalefet cephesinde son bir ayda yaşanan ve “Masa dağılıyor mu?” dedirten tüm gelişmelerin sebebi kamuoyundan saklanan bu uzlaşma. Akşener’in Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu’nu tasfiyesi -Buraya döneceğiz- Gültekin Uysal’ın Babacan ve Davutoğlu’na istikamet çizen açıklaması… Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nu frenleme çabaları… Hepsi birbiriyle bağlantılı.
Nasıl mı? İyi Parti ile başlayarak anlatalım…
Meral Akşener’in Ağıralioğlu ve Koray Aydın’a çektiği operasyon ittifak ortaklarının kendisine kurduğu tuzağı bozmak için yaptığı ustaca bir hamle aslında. Akşener, masanın gizli adayı olan Mansur Yavaş’a karşı önlem aldı. Çünkü Yavaş’ın muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olması Akşener dışındaki masa sakinlerinin hiçbirinin siyasi geleceğini etkilemiyor. Ama bu senaryo Akşener için yolun sonu anlamına geliyor.
Bunun son derece makul ve mantıklı bir gerekçesi var. Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olan Yavaş’ın seçimi alsın ya da almasın bugün Akşener’in oturduğu koltuğun doğal lideri olarak görülmesi kaçınılmaz. Kendisi istemese bile siyasetin yazılı olmayan kuralları o yolu açacaktır. Ankara kulislerinde Ağıralioğlu ve Aydın’ın tasfiyesinin asıl sebebi olarak Mansur Yavaş ile birlikte hareket etmeleri gösteriliyor.
Bu ekibin İyi Parti’de Akşener sonrası için düşündüğü ismin de Ağıralioğlu olduğu belirtiliyor. Bu kulis bilgileri Akşener’in neden iki ismi çizdiği sorusunun yanıtını da kendiliğinden veriyor. Kılıçdaroğlu neden Ekrem İmamoğlu’nun adaylığına karşıysa, Akşener de o sebeple Yavaş’ın adaylığına itiraz ediyor. Kendisini korumaya çalışıyor. Mesele bu kadar basit.
Gelelim Kılıçdaroğlu ve CHP’ye... CHP lideri Kılıçdaroğlu belki son ana kadar adaylık için bastırıyormuş gibi görünecek ama zamanı geldiğinde “Seçimi almak için fedakârlık yapan lider” algısıyla “Gel bakalım Mansur” diyecek. Böylece partideki koltuğunu da sağlama almış olacak. Kılıçdaroğlu bunu yapmaya mecbur çünkü seçimi alamayacağına dair kanaati bir türlü değiştiremiyor. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemeyecektir.
Muhalefetin küçük partilerinin Yavaş’ın adaylığına itiraz şansları zaten yok. Olsa da itiraz etmezler. Hepsinin ortak isteği olan sembolik Cumhurbaşkanı modeli için Yavaş tam aradıkları adam. An itibarıyla bu senaryonun kaybedeni Akşener gibi görünüyor. Ama siyaset bu. Dengeler seçime kadar daha çok değişir. Masada son durum böyle.
Tamamen duygusal ittifak
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun altılı masayı sallayan 3. ittifak ısrarının altında ne var? Amaç gerçekten de muhalefet blokunu genişletmek mi? Yoksa Hazine yardımı almak için gerekli olan yüzde 3 barajını aşmak mı?
Hazine yardımı deyip geçmeyin. Az buz bir para değil. 2022 yılında devletin kasasından siyasi partilere ödenecek para tam 645 milyon 164 bin 527 lira. Bu bütçenin 5 binde 2’si demek. Sandık başına giden her seçmen oy verdiği partiye 12 lira 86 kuruş devlet desteği kazandırıyor.
24 Haziran 2018 seçimlerindeki geçerli oylar üzerinden yapılan hesaplamaya göre bir partinin yüzde 3 barajını aşması için 1 milyon 504 bin 115 oy alması lazım. Bu oy oranını yakalayan partiye Hazine’den 19 milyon 353 bin 450 lira veriliyor. 2018’de ittifakla Meclis’e giren İyi Parti’ye bu yıl 65 milyon 588 bin lira verildi. 2023’te genel seçim olduğu için bu rakam 3’le çarpılacak.
Saadet Partisi, 2019 yerel seçimlerinde 1 milyon 256 bin 235 oy almış. İşte Temel Bey’i 3. ittifak için harekete geçiren de bu oy oranı olabilir. Yanına alacağı Deva ve Gelecek partileriyle yüzde 3 barajını aşan ve Hazine yardımı almaya hak kazanan Saadet’in para sorunu ortadan kalkar.
Yani Temel Bey’in 3. ittifak önerisini tamamen duygusal sebeplerle gündeme taşımış olma ihtimali yüksek. Masanın büyük ortaklarının 3. ittifaka mesafeli durmaları bu iddiayı güçlendiriyor.