Yazının başlığındaki sorunun cevabı rakamlarda gizli.
Elimde Reaksiyon Araştırma Şirketi’nin İstanbul’un 39 ilçesinde yaşayan 18 yaş üzeri bin 105 kişi ile yüz yüze görüşerek gerçekleştirdiği bir anket var.
En sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Bu ankete göre İstanbul’da seçim ortada. İstanbullu karşısına doğru ve güvenilir bir alternatif çıkarsa şehrin yönetimini değiştirebilir.
Rakamlarla devam edelim... Ankette vatandaşa öncelikle kentin sorunları sorulmuş. İstanbullunun öncelikli çözülmesi gerektiğini düşündüğü en önemli iki sorun olarak toplu taşıma ve altyapı hizmetleri öne çıkmış. Bu İstanbullunun İmamoğlu’nun belediyecilik karnesine geçer not vermediğinin bir işareti…
Ancak İmamoğlu’nun genel durumu kırıklarla dolu karneye rağmen fena değil.
İstanbul’da yaşayanların yüzde 29’u İmamoğlu’nu başarılı buluyor. Yüzde 22’lik bir kesim ise “Başarısız” diyor. Yüzde 25’e göre ise “İmamoğlu ne başarılı, ne de başarısız!”
İstanbul
Anayasa Mahkemesi (AYM), 2022’nin aralık ayında aldığı kararla 1930 yılında İstanbul İl Özel İdaresine geçen, 1952’de İl Özel İdaresi adına tescil edilen meşhur Sansaryan Han için “Mülkün devlete geçişi hukuksuzdur” dedi ve yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. Niyeyse üzerinde pek durulmayan bu karar hukuk çevrelerinde Türkiye Ermenileri Patrikhanesi’nin tüzel kişiliğinin tanınması şeklinde yorumlandı!
Bu tüzel kişilik meselesi önemli… Patrikhaneler değil ama Ermeni ve Rum Kilise vakıflarının tamamı birer tüzel kişilik. Ermeni Patrikhanesinin tüzel kişiliğinin hukuken tanınması olarak gösterilen bu ve benzeri kararlar sizce de “Ekümeniklik” iddiasındaki Rum Patrikhanesi’ni cesaretlendirmez mi?
Fener Rum Patrikhanesi, Lozan Antlaşması tutanakları ve yargı kararlarında Fatih Kaymakamlığına bağlı bir dini kuruluş olarak kabul ediliyor. Ama Patrikhane kendisini dünyadaki tüm Ortodoksların lideri olarak görüyor. Ve iddia o ki Kilise vakıfları üzerinden İstanbul’da tapu topluyor! Rum Patrikhanesi’nin
Gazi Mustafa Kemal’in en yakınındaki isimlerden Kılıç Ali “Atatürk’ün Hususiyetleri” adlı kitabında anlatıyor: ‘’Armstrong ismindeki meşhur bir Türk düşmanının yazdığı kitapta, Atatürk’ün aleyhinde bazı kısımlar vardı ve bunun için de hükümet tarafından memlekete sokulması menedilmişti.
Atatürk merak etti. Kitabı getirtti. Bir gece sofrada geç vakte kadar tercüme ettirerek okuttu, dinledi. Armstrong, Atatürk’ün herkesçe malûm içkisinden bahsediyor ve bunlara garazkârâne mütalâalarını da ilave ediyordu. Fakat bunları sayıp dökerken de memleketin herhangi bir felâketi veyahut memleketini ve milletini alâkadar edecek herhangi mühim bir hadise zuhur etti mi, onun içkisini de eğlencesini de bir tarafa bırakıp pençesini hadiselerin üzerine atarak Aslan gibi kükrediğini de belirtip yazmayı ihmal etmiyordu. Atatürk kitabı sonuna kadar dinledikten sonra; ‘Bunun ithalini menetmekle hükümet hataya düşmüş. Adamcağız yaptığımız sefahati eksik yazmış,
Türk siyasetinde cumartesi gününe kadar genel başkanlık makamında otururken kongre/kurultay kaybeden iki isim vardı: Yıldırım Akbulut ve Altan Öymen...
Kılıçdaroğlu bu kaderi yaşayan üçüncü isim oldu... Kemal Bey kurultay konuşmasında “Sırtımda hançerlerle Cumhurbaşkanlığı seçimine girdim” diyerek gider ayak yeni bir tartışma başlattı. Acaba CHP Genel Başkanını sırtından hançerleyen Brütüsler kimlerdi?
Bu konuda rivayetler muhtelif. Herkes birilerini işaret ediyor. Siyaset bilimi profesörü bir dostumdan gelen mesaj bu tartışmaya ışık tutacak nitelikte... CHP’ye yakın siyaset bilimciye göre Kemal Bey’i sırtından hançerleyen 4 modern Brütüs şöyle sıralanıyor:
Ekrem İmamoğlu...
Mansur Yavaş
Özgür Özel
Meral Akşener ...
Peki bu isimler ne yapmış olabilir ki, Kemal Bey onlar için “Beni sırtımdan hançerlediler” dedi? “Akşener tam da seçim öncesinde CHP içine operasyon yaptı” diyor siyaset bilimci ve devam ediyor: İki belediye başkanı Akşener’in bastırmasıyla önce C
115 milyar 250 milyon lira...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 2023 yılı bütçesi…
Ekrem İmamoğlu, 9 bakanlık ve 13 devlet kurumunun bütçesinden daha büyük bir bütçeyi yönetiyor.
Adalet, İçişleri, Dışişleri, Enerji, Kültür-Turizm, Sanayi, Çevre, Ticaret, Spor bakanlıkları…
TBMM, Cumhurbaşkanlığı, MGK Genel Sekreterliği, MİT, Jandarma, Sahil Güvenlik, Diyanet, İletişim Başkanlığı… Hepsinin bütçesi bir yana İstanbul belediyesinin devasa bütçesi bir yana…
Hal böyle olunca bu bütçeyi yöneten adamın kendiliğinden CHP’nin doğal lideri konumuna gelmesine şaşmamak lazım.
CHP kurultayına 24 saat kala havanın İmamoğlu’nun desteklediği Özgür Özel lehine değiştiğini söyleyenler galiba haklı. Ama her kim size “Bu tabandan gelen bir değişim talebi” derse inanmayın. Mesele biraz duygusal...
Delege yakınlarına iş, kendisine makam ya da ihale… Vs. Vs.Vs. İmamoğlu an itibariyle isteyene istediğine verecek, kurultayın kaderini değişti
Medya mahallesinde “Her devrin adamı” olmalarıyla nam salan, dünün iktidar savunucusu bugünün sıkı muhalifi tipler iki gündür pek bir sevinçli. Efendim neymiş… İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Cumhuriyet Bayramı’nda bir video yayınlamış. Bu arkadaşlar mest olmuş! İlk defa iktidar kanadından biri böyle bir Cumhuriyet kutlaması yapmış!
Gösterdikleri abartılı tepkiye bakarsanız, Yerlikaya’yı önce İstanbul Valisi sonra da İçişleri Bakanı yapanın Recep Tayyip Erdoğan değil de Kılıçdaroğlu- Akşener ikilisi olduğunu düşünebilirsiniz.
Aslında dertleri kesinlikle Bakan Yerlikaya’yı övmek falan değil. Akıllarınca Bakan üzerinden iktidar kanadında bir gedik açmaya, buradan siyaset üretmeye çabalıyorlar.
Unuttukları ya da görmezden geldikleri ayrıntı şu: Yerlikaya Cumhuriyet karşıtı göstermeye çalıştıkları bu iktidarın bir bakanı. Bu iktidar döneminde Cumhuriyeti böyle coşkuyla kutlayan Anadolu çocukları İçişleri Bakanı olabiliyor. Yeter ki vatanına sadakatle hizmet edecek bir karaktere ve bilgi birikimine
İsrail, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya için HAMAS bir terör örgütü.
Meral Akşener ve sosyal medyanın muhalif görünümlü ırkçıları da aynı kanaatte.
Fakat ortada küçük bir sorun var. Hem Avrupa Birliği (AB) hem de Birleşmiş Milletler (BM) HAMAS’ı bir terör örgütü olarak görmüyor!
AB Genel Mahkemesi, Ekim 2014’te HAMAS’ın AB’nin terör örgütü listesinden çıkarılmasını istedi. Mahkemeye göre HAMAS’a 2001’den beri uygulanan yaptırımlar bağımsız bir soruşturmaya ve hukuki bir karara dayanmıyordu. O dönemde büyük tartışmalar yaratan bu karar 2017 yılında Avrupa Adalet Divanı tarafından bozuldu. Ancak AB’nin HAMAS’ı hukuk dışı bir yaklaşımla terör örgütü listesine dahil ettiği kayıtlara geçmiş oldu. BM ise HAMAS’ı hiçbir zaman terör örgütü listesine almadı.
Gelelim bugüne… Çarşamba günü Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine HAMAS’ı kınamak için ABD
1- Nazi Almanyası, Yahudilere karşı sistematik bir “Yok etme” politikası izledi.
İsrail, Filistinlilere karşı sistematik bir “Yok etme” politikası izliyor.
2- Hitler, Yahudileri toplama kamplarında öldürdü.
İsrail, Filistinlileri yaklaşık 30 yıldır sıkıştırdığı ve gerçek bir toplama kampı olan Gazze’de öldürüyor.
3- Hitler, Yahudileri Aryan ırkın karşılaştığı en büyük demografik tehlike ilan etti.
Yahudiler, Filistin halkını İsrail devletinin karşılaştığı en büyük demografik tehlike olarak görüyor.
4- Holokost Antisemitizmden beslendi.
İsrail, Müslüman ve İslam karşıtlığından beslendi.