Yolsuzluk, hırsızlık söylentileri ayyuka çıkmıştı. Basın bugünkü kadar bu tür olayları en ince noktasına kadar yazamıyordu ama fısıltı gazetesi daha da abartarak ortalığı karanlığa boğuyordu.
Ekonomik sıkıntılar, yolsuzluklar içindeydi ülke, döviz tükenmişti, dışalım için tahsisleri 4 bakandan kurulu döviz komitesi veriyordu.
Demokrat Parti Meclis Grubu 29 Kasım Salı günü toplandı. Hava sessiz ama çok gergindi. Bazı Demokrat Parti milletvekilleri yolsuzluk olayları için kendi iktidarları aleyhine gensoru vermişler, hükümetten hesap istiyorlardı. İthamlar, gürültüler arasında önce Ticaret Bakanı Sıtkı Yırcalı kürsüye geldi, usulsüz, yolsuz hiçbir işlem yapılmadığını, döviz tahsisi yetkisinin döviz komitesinde bulunduğunu söyledi, gürültüler, laf atmalar devam ediyordu. Yırcalı, "Tahkikatın selameti bakımından istifa ediyorum. Ben koltuğa dört elle sarılacak adam değilim" dedi, kürsüden alkışlar arasında indi. Halbuki, Adnan Menderes kendisinden istifa edip bu kapıyı açmamasını ısrarla rica etmişti.
Bakanlar nasıl istifa etti?Az sonra kürsüye gelen milletvekilleri yine hayat pahalılığından, yolsuzluklardan şikayet etmeye kendi hükümetinden hesap sormaya başladılar. Hüseyin Balık bağırdı,
"Menderes kendine yazık ediyorsun, etrafını temizle!"
Gürültüler, protestolar arasında Adnan Menderes kürsüye geldi. Ama perişandı, arkadaşlarının hücumları karşısında. İki saat kah sert, kah yumuşak konuştu. Ama artık ipin ucu kaçmıştı, milletvekilleri liderlerini dinlemiyor, birbirleriyle kavga ediyorlardı. İlk kez böyle bir durumla karşılaşan Menderes,
"Ben, Yırcalı gibi istifa ediyorum demeyeceğim, bunu yüksek takdirinize bırakıyorum" dedi ve perişan bir şekilde indi kürsüden... Bu kez Maliye Bakanı Hasan Polatkan kendisini kürsüden savundu.
"İstifa, istifa" gürültüleri arasında o da hemen istifa etti. Arkadan Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu küfürler, laf atmalar arasında kürsüye çıkıp döviz komitesinden istifa ettiğini söyledi ama
"Bakanlıktan da, bakanlıktan da" diye gürültüler gittikçe artıyordu. Zorlu da hemen orada istifa etmekten başka çare göremedi ama oklar gittikçe Menderes'e yönelmeye başlamıştı.
Demokrat Parti Meclis Grubu müthiş bir coşku içindeydi, adeta ayaklanmıştı milletvekilleri. Başkan, oturumu bir süre tatil etti. Adnan Menderes fevkalade üzgün ve perişan odasına doğru giderken bağırıp çağıran, kolunu, omuzunu tutan partinin milletvekilleri ağır sözler sarf ediyorlardı. Bunlar arasında kısa bir süre önce liderlerinin karşısında önünü ilikleyen, yağcılık yarışında olanlar da vardı. Hele Fuat Köprülü gibi bakanlıktan ayrı düşen Menderes'in eski mücadele arkadaşları bu acı manzarayı zevkle seyrediyorlardı!
İşte bu arada Menderes'in milletvekillerini yatıştırmak için şöyle söylediği duyuldu:
- Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz!..