Hilton'daki düğün, o unutulmaz az bir dost ve akraba arasında yapılan geleneksel kına gecesi. Şimdi yine Suna'dan öğreniyoruz ki, kendisi önce bunları istememiş! Hele kına gecesini. Misafirlerin geleneksel, eski, mahalli kıyafetler giyindikleri, başta ailenin diplomatı rahmetli büyükelçi Fuat Bayramoğlu'nun Ankara halayı çektiği anlar. Suna o gecenin belki en mutlu kadınıydı. Kendisi de böyle yazıyor.Yakışıklı damat İnan Kıraç ise genelde kollarını kavuşturmuş, gayet ciddi, ama bu işi başarmanın zevki içinde, Garry Cooper gibi, bir köşeden durgun ve gururla seyrediyordu olup bitenleri. Suna Kıraç'ın "Ömrümden Uzun İdeallerim Var" anı kitabını okurken geçmiş yılları anımsadım. Kâh neşeli, kâh üzüntülü ama samimi tatlı dostluklar içerisinde geçen renkli canlı sahneler. Suna eşimin kolejden arkadaşı, dostudur. Ben de aynı duygularla ona katılmışımdır. Suna'yı da, İnan'ı da gayet mütevazı, vefalı dost olarak çevreleriyle nasıl ilgilendiklerini yakından görmüşüzdür.Hemen söyleyeyim, Suna fevkalade güzel mektup yazar. Birkaç kez önerilerini, nasihatnamesini bizler de aldık. Nefis bir bir üslup, ikna edici mantıklı bir muhakeme yeteneği vardı.Hatta niçin anılarını yazmıyorsun demişimdir kendisine.Şu işi şimdi yapması bile hepimiz için büyük bir kazanç. Gözlerin sağ olsun... sonra dilerim bu hastalığa bir çare bulunsun, sevgili Suna. Suna'nın nasihatleri Türkiye'nin en zengin adamının kızının gönlünü alan yakışıklı, zeki, temkinli, çalışkan ve mütevazı, daha ötesi, sabırlı İnan Kıraç'ın iş hayatındaki başarısını sonraki yıllar hep beraber görürüz.Yine Suna anlatıyor, zamanla daha çok sevmiş eşini. Yani tam bir aşk yaşamışlar, kavga, tartışma yok. Aralarındaki parola "mır... mır..." bu kelime her şeyi ifade ediyor, ikisini de susturuyor. İnan Kıraç'ın sabrı 1990'lı yıllarda Koç Holding'de imparatoriçe Suna Kıraç'tır. Her şey onun kontrolü altındadır. Bu nedenle babası Vehbi Koç ve ağabeyi Rahmi Koç ile de zaman zaman tartışmış Suna Kıraç. Yetkiler istemiş... İstediğini de elde etmiş... Koç'un imparatoriçesi Vehbi Bey'in 2. adamı sayılan Bernar Nahum bakınız nasıl anlatıyor, henüz 20 yaşındayken Suna'yı çok ağır bir iş toplantısına götürüşünü. Ve şöyle yazıyor:"- Yıllar boyu Vehbi Koç'un sağ kolları hakkında çok konuşulmuştur. Ama hiç kimse sağ kolu unvanını kazanmış değildir. Çünkü karakter, formasyon itibariyle Vehbi Koç'un sağ kolu bizatihi kendisiydi.Ama şimdi bu unvan Suna'ya verilebilir. Suna, aile fertleri ile babası arasında tampon görevi sürdürmekte, ağabey ile ablaları arasında uzlaştırıcı bir rol oynamakta, aklı selimi sayesinde grubun yersiz maceralara girmesini önlemektedir..."Çok önemli teşhisler değil mi bunlar?Suna ve İnan Kıraç'ın isteklerinin mihrabına ulaştıkları bir zamanda ortaya çıkan şu menhus hastalık dileriz Allah'tan çeker gider! Sabırlı İnan Kıraç bir defa daha kazanır sevgili eşi Suna'yı...En ünlü iç-dış romanlarda bile rastlanamayan eşsiz aşkın hüzünlü konusunu yaşıyoruz. En iyisi bunları o güzel üslubuyla inşallah Suna Kıraç'a yazmak nasip olur.Annesine büyük güç olan İpek Kıraç'ı, İnan ve Suna Kıraç'ı sevgiyle kucaklıyorum. Koç'un sağ kolu kim?