Bir yıl böyle geçti (2)

13 Ocak 2019

Sevgili okurlarım, geçen haftaki yazımıza bu hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Teşekkürler (4 Mart 2018)

2-4 Şubat tarihleri arasında PGS Kremlin Palace Hotel Antalya’da yapılan ‘Yavuz Kocaömer Türkiye Masa Tenisi Şampiyonası’ sırasında sevgili Nevzat Yamaç komutan ile karşılaştık. Kıdemli Albaylıktan emekli olan Yamaç ülkemize 2004 Atina Paralimpik Oyunları’nda tarihimizde ilk altın madalyayı kazandıran atıcımız Korhan Yamaç’ın hem babası hem antrenörü. Küçüklüğümüzdeki ‘asker’ resmine uygun olan sert, ama dürüst bir insan. Aşağıda kendisinin bu şampiyonadan sonra sosyal medyada paylaştığı bir yazıyı sunuyoruz: Benim için Antalya’nın nimetlerinden birisi de sporcularım ile buluşma, görüşme imkanımın olmasıdır.

3 şubat 2018’de görme engellilerin Türkiye Satranç Şampiyonası ile Özel sporcuların (zihinsel engelli) Masa Tenisi Şampiyonaları’nı gördüm. Zamanında kıymetini bilemediğim, (yapılan menfi propagandalara inanan bu saf) engellilere çok büyük faydası dokunan, halen de aralıksız devam eden, şu anda ‘baba’ diye adlandırılan Yavuz Kocaömer’i tanımamız lazım.

Almanca ve İngilizce bilen Ahmet Yavuz Kocaömer halen;

Türkiye Engelliler Spor Yardım Ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu

Yazının Devamı

1 yıl böyle geçti (1)

6 Ocak 2019

Sevgili okurlarım, geçen yıl sizlerle pek çok konuyu paylaştık. Bazılarını hatırlatıp hafızamızı tazelemekte fayda var...

Milli formayı ret (18 Şubat 2018)

Görme Engelliler Spor Federasyonu’na bağlı Erkek Goalball Milli Takımı’nın 6 oyuncusu Milli Takım kampına davet ediliyor. Bu sporculardan biri hastalık mazeretini bildiriyor, diğeri yeni çocuğu olduğunu ve katılamayacağını belirtiyor. Diğer 4 sporcu ise yaşanan bazı olayları anlatıp, ‘Gençlerin yolunu açmak üzere, bu kampa katılmıyoruz’ diyorlar. Federasyon Başkanı Hasan Sayyıdan, derhal 6 sporcuyu da Disiplin Kurulu’na veriyor. Şimdi bakalım Disiplin Kurulu ne karar verecek?

Ama Hasan Sayyıdan şunu düşünmüyor: Sağda solda ‘Ben Spor Genel Müdürlüğü ile anlaştım, isteyen istediğini yazsın’ diyor. Ama kendi kusurlarını, yanlışlarını örtmek için de bir yandan çaba gösteriyor. Bu satırların yazarını telefonla arayarak, sekreterine görüşmek istediğini söylüyor. Biz de kendisi ile yüz yüze görüşülecek bir konu olmadığını, elinde belgeler varsa o belgeleri göndermesini, bir yanlış yazı yazıldı ise bunun düzeltilmesinin de yapılacağını belirtmemize rağmen, ısrarla bir mail göndererek, ‘Yanlış haberler yazıyorsunuz, yüz yüze görüşelim’

Yazının Devamı

Özel sporcular

30 Aralık 2018

2018 yılında, özel sporcularımız uluslararası müsabakalarda önemli başarılara imza attılar. Tabii ki işitme engelli, bedensel engelli ve görme engelli sporcularımızın da çok önemli başarıları var. Ancak, özel sporcularımızın şanssızlığı, Paralimpik Oyunları’nda çok sınırlı sayıda spor branşında yarışabilmeleri. Bunun nedeni ise 2000 Sydney Paralimpik Oyunları’nda, Özel Sporcular Basketbol İspanyol Milli Takımı’nın 9 oyuncusunu da engelsiz sporculardan seçerek bir sahtekarlığa imza atması. Ve bundan sonra da 2004-08 yıllarında, Atina ve Pekin’de özel sporcuların Paralimpik Oyunları’na katılması yasaklandı.
2012’de Londra’da başladılar, ancak, sadece belli bir sayıda, 3 ya da 4 branşta yarışmaların yapılmasına izin verildi. Bu durum Tokyo’da da aynen devam edecek.
Bir diğer konu ise Özel Sporcular Spor Federasyonu’nun 2018’de organize ettiği “Yavuz Kocaömer Özel Sporcular Masa Tenisi Türkiye Şampiyonası”nın ikincisinin ocak ayında bölgesel yarışmalar şeklinde başlayacak olması. Şubat ayının ikinci yarısında ise Türkiye Finalleri yapılacak.
Bölgesel yarışmalar dahil, tüm bu müsabakalara yaklaşık 1500 engelli özel sporcumuz katılacak. Biz de yine, Antalya’da olup, onlarla

Yazının Devamı

Güzel bir haber

23 Aralık 2018

Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonumuz, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile işbirliği sonucunda özel atletizm modülünden sonra, aşağıdaki 18 modül daha HBÖGM tarafından yayınlandı.

Buna göre hafif düzeyde otizm engelli olan bireylerimiz için voleybol, basketbol, beden eğitimi, futbol, halk dansları, hentbol, masa tenisi ve sportif oyunlar için spor kursları açılacak. Orta ve ağır düzeydeki otizm engelli olan bireylerimiz için de spor ve fiziki etkinliklerin yanı sıra, yine orta ağır düzeydeki zihinsel engelli gençlerimiz için spor ve fiziki etkinlikler kursları da açılacak.

Hep yazdığımız, söylediğimiz böyle güzellikleri daha sık yaşamak istiyoruz! Bu yapılacak olan kurslardan, ilerde Avrupa Dünya Şampiyonu çıkar mı? Elbette çıkabilir ancak ondan daha önemlisi, bu gruba dahil gençlerimizin sporla rehabilite olmaları, daha da ötesi toplumla kaynaşmaları.

Daha öncede defalarca yazdığımız gibi bundan 3 sene evvel Birleşmiş Milletler ‘Dahil Etme’ (İnklusion) programını ortaya koydular.

Maalesef 3 senedir Gençlik ve Spor Bakanlığımız bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımız ile bir araya gelerek ilgili çalışmaları yapmadı. Diğer ülkelere baktığımızda, onlar son

Yazının Devamı

Hem gazeteci hem başkan

16 Aralık 2018

Geçtiğimiz yıl sporumuzu üst seviyede yönetenlerden bir kardeşimizle telefon konuşmamızda şöyle bir cümle sarf etmişti, “Hem gazetecisin hem de Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı. Nasıl oluyor bu?”

Bir defa bana gazeteci demek gazetecilere hakarettir. Çünkü benim mesleğim gazetecilik değil. Ben 15 yıldır engelli insanlarımızın sorunları ve engelliler sporu ile ilgili 2 ayrı gazetede yazılar yazarak, hem yapılan iyi şeyleri duyurmak hem de yapılmayan ya da eksik kalan konuları kamuoyunun ve ilgili birimlerin dikkatlerine sunmak üzere çaba gösteren bir insanım. İşlerine gelmeyenler, görevlerini yapmayanlar doğal olarak köşemize konuk oldukları için bizi sevmezler. Hiç de önemli değil, seven de sağ olsun sevmeyen de. Önemli olan bu kişilerin kendi vicdanları ile hesaplaşmaları.

Bu en üst seviyedeki spor yetkililerimizden biri olan kardeşimizin kendisini eleştirdiğim yazılarım herhalde işine gelmemişti. Tekrar etmekte fayda var. Hiç kimseyle kişisel sorunum yoktur.

17 senedir engelliler sporuna maddi manevi emek verirken, bırakın engelliler sporunu, sporun içinden gelmemiş insanların, siyasi tercihlerle bir takım yerlere gelmesi, dolayısıyla yaptıklarına hangi partiden olursa

Yazının Devamı

Sports TV

9 Aralık 2018

3 Aralık günü Sports TV’nin, Dünya Engelliler Günü dolayısıyla yapılan ‘Spor 360’ isimli programın canlı yayınında, sevgili Murat Ağca ile birlikte olduk. Koray Aldemir kardeşimizin sunduğu programda, engelliler sporu ile ilgili bildiklerimizin, yaşadıklarımızın sadece bir kısmını anlatma fırsatı bulduk.

Sports TV, genelde ülkemizdeki engelli sporlarına en çok yer veren kanal. Bir de TRT Spor’da sevgili Cem Çınar’ın her hafta sunduğu ‘Engelsiz spor’ isimli programı var. Onun dışında, eğer engelli sporları müsabakalarında bir kavga çıkarsa ya da bir olumsuzluk olursa, o zaman bazı televizyonlarımız ilgi gösteriyorlar!

Program sırasında, genelde engelli sporlarının ülkemizde hızlı geliştiğini, böyle bir gelişmeye dünyada başka hiçbir ülkede rastlanacağını tahmin etmediğimizi konuştuk. Bu gelişme de 2000 yılında o zamana kadar tek federasyon olan Türkiye Engelliler Spor Federasyonu’nun tarafımızdan 4 ana engelli grubuna bölünmesiyle başladı.

Tabii ki burada, Türk insanının başarma gücünün, arzusunun yanısıra spor konusundaki disiplini ve onlara destek olan antrenörlerimizin emeği çok büyük.

Federasyonlar konusunda konuşmak istemedik. Çünkü Bedensel Engelliler Spor Federasyonu ile Türkiye

Yazının Devamı

Sporcu olmak

2 Aralık 2018

Sporcu olmak için, her konuda olduğu gibi önce insan olmak gerek. Bazı sporcularımızın yaptığı gibi, ulusal ve uluslararası başarılarından dolayı çevresindekilere hava atmak, onları küçümsemek, ayrıca üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokmak, sporla siyaseti birbirine karıştırmak, gereksiz ve yakışıksız laflar söylemek bir sporcuya, en azından insan olduğu için yakışmaz.
Ama ülkemizde bunun örneklerini görüyoruz. Burada yazsak, bazı sivri akıllılar çıkıp, onların başarısını görmezden geliyoruz, küçümsüyoruz diye konuşurlar. Bizim bu yazımız genel anlamdadır. Bu konuda yaşadığımız örnekler, özellikle son 22 senedir çok fazladır.
Tabii aynı şey tüm spor federasyonlarının yetkilileri için de geçerli. Spor federasyonu başkanı olmayı, muhtelif yolları deneyerek gerçekleştiren, nice kendini bilmezler tanıdık. Ama hepsinin görevi bitti, ayrıldı ya da görevine son verildi.
Bu arada çeşitli spor alanlarımızdaki bazı antrenörlerimizi de unutmayalım. “Ben Dünya’nın en iyi antrenörüyüm” diyenden tutun da “Ben olmasam bu spor dalı gelişmezdi” diyene kadar neler gördük.
Bu yazdıklarımızdan bir sonuç çıkar mı? Hiç zannetmiyoruz. Ama sevgili okuyucularım, sizlerin de bildiği birçok

Yazının Devamı

Derwallli yıllar

25 Kasım 2018

Yaklaşık 6 yıl önce de bu sütunlarda bir benzeri yazımız vardı. Dünya futbolunun önde gelen teknik adamlarından, Türk futboluna büyük katkıları olan Jupp Derwall ile 1986 yılından, ebediyete gidene kadar bir baba-oğul ilişkisi içinde olduk.
Onun yalnız futboldaki teknik adamlığı değil, insanlığı da çok üst düzeydeydi. Kendisinden çok şey öğrendim.
1987 ile 1990 arası Frankfurt’ta Türk-Alman Genç Sporcularını Kaynaştırma Derneği Yönetim Kurulu’nda birlikte çalıştık. Bazı Alman üyelerin derneğe politika bulaştırmaları üzerine önce ben, sonra da Derwall istifa ederek ayrıldık.
1992 senesinin Aralık ayında, Derwall’den bir mektup aldım. O tarihten bir süre önce, Solingen’de, Doğu Alman Naziler altı Türk vatandaşını yakarak öldürmüşlerdi. Bu mektubun birkaç cümlesini çevirerek aşağıda aynen yazıyorum:
“Yavuz, son aylarda seni ve müşterek çalışmamızı çok sık düşündüm. Hem sen, hem ben, ama hem de Alman devleti bence vicdan azabı çekmelidir.
Bu dünyadaki bütün maddi değerler ülkemizdeki yabancı insanlarımızın korunması için harcanmaya değer olmalıydı. Alman vatandaşlarım adına utanıyorum. Hele böyle feci bir olayın bugün özgürlük içinde yaşayan Doğu Almanya tarafından

Yazının Devamı