İmalat sanayi ekonomimizin can damarı olmaya devam ediyor. Cari işlemler hesabındaki ağırlığı da dikkate alındığında, bu önem daha da artıyor. İmalat sanayi ihracatının bölgesel dağılımına bakıldığında, AB ülkelerinin Türkiye için en büyük pazar olmaya devam ettikleri görülüyor. Ancak, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle sıkıntı yaşayan AB’nın ihracatımızdaki payı son yıllarda biraz gerilemiş durumda.
Türkiye’nin AB’ye yaptığı toplam ihracattaki paylarına göre sektörlerin ihracat performansları değerlendirildiğinde, 2000-2010 döneminde genel olarak imalat sanayisinin rekabet gücünde az da olsa artış yaşandığı gözlemleniyor. Öte yandan, alt sektörlere ilişkin analizlerde ilk dikkat çeken nokta, son on yıllık dönemde imalat sanayinin ihracatında sektörel bazda önemli bir değişimin yaşanmış olduğu. Geleneksel ihraç sektörü olan tekstil ürünleri ile giyim eşyası sektörünün toplam ihracattaki payı önemli derecede düşmüş; buna karşılık, başta motorlu kara taşıtları, römork ve yarı-römork imalatı ve başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhizat imalatı olmak üzere, plastik ve kauçuk ürünler ve metal eşya sanayi sektörlerinin paylarında önemli artışlar kaydedilmiş bulunuyor. Bu durum, Türkiye’nin AB’ye ihracatında başlıca ihracat kalemlerini çeşitlendirebildiğini, daha çok ağır sanayiye yöneldiğini ve dolayısıyla bu sektörlerdeki rekabet gücünü arttırdığını gösteriyor.
Sektörlerin rekabet güçleri Türkiye’nin AB’deki piyasa payına göre değerlendirildiğinde, öncelikle genel olarak imalat sanayinin piyasa payının arttığı; diğer ülkelere kıyasla rekabet gücünde de bir artış olduğu gözleniyor. Alt sektörler itibariyle AB’ye yapılan ihracatta Türkiye’nin paylarına bakıldığında, bütün sektörlerde Türkiye’nin payında artış yaşandığı; en yüksek artışların tekstil ürünleri ile motorlu kara taşıtı ve römorklar sektörlerinde kaydedildiği görülüyor. Bu iki sektör ile birlikte giyim eşyası sektörü Türkiye’nin AB piyasasında en yüksek paylara sahip olduğu, “en rekabetçi sektörler” olarak ortaya çıkıyor.
Gümrük Birliği etkisi olumlu
1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması ile birlikte Türkiye’nin ithalatında giderek Asya ülkeleri öne çıkmaya başlamış; 1996 yılında Asya ülkelerinden gerçekleştirilen 7.4 milyar dolar ithalat değeri yüzde 914 oranında artarak 2011 yılının Ocak- Kasım döneminde 74.8 milyar dolara yükselmiş bulunuyor. 1996-2011 döneminde Türkiye’nin toplam ithalatının yüzde 405 oranında arttığı göz önüne alınırsa, Asya ülkelerinden yapılan ithalatın bunun çok üstünde arttığı ortaya çıkıyor. İthalat payı açısından Asya ülkelerinin önemi incelendiğinde, 1996 yılında yüzde 16.9 olan Asya ülkelerinin ithalat payı, 2011 yılının Ocak-Kasım döneminde yüzde 34.0 oranına yükselmiş bulunuyor. Aynı dönemde AB’nden yapılan ithalatın toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 55.7 oranından yüzde3 7.9 oranına gerilemiş. Bu bulgular, ticaret açıklarımızın AB ülkelerine karşı değil, Asya ülkeleri ile yapılan ticaretten kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Gümrük Birliği ile birlikte Asya ülkelerinden yapılan ithalatın payı önemli ölçüde artarken, toplam ihracat içerisindeki payı gerilemiş; bunun sonucunda Türkiye’nin Asya ülkelerine karşı dış ticaret açığı hızla artmış. Buna göre, 1996 yılında Asya ile yapılan ticarette Türkiye 3.4 milyar dolar dış ticaret açığı verirken, bu açık 2011 yılında 56.0 milyar dolara yükselmiş. Gümrük Birliği anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile birlikte AB ülkelerine karşı Türkiye’nin dış ticaret açığı ise 11.7 milyar dolardan 26.2 milyar dolara yükselmiştir. Karşılaşma yapmak için başlangıç yılı olarak Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girdiği tarih olan 1996, bitiş yılı olarak da 2011 yılı alındığında, Türkiye’nin dış ticaret açığı söz konusu dönemde yüzde 379 oranında artarken, Asya ülkeleri ile yapılan dış ticaret açığı yüzde 1.418 oranında, AB-27 ülkeleri ile yapılan dış ticaret açığı ise yüzde 123.0 oranında artış göstermiş.(Ekonomik Yorumlar Dergisi; C. Kesbiç - E. Bakımlı’nın ve B. A. Eşiyok‘un makalelerinden faydalanılmıştır.)
Kısacası, Gümrük Birliği AB ile olan ticaretimizde faydalı rol oynamış; Asya ülkeleri ile olan ticaretimizi de artırmış. Asya’dan ülkemize giren mal AB’ye girmiş sayıldığından, bu büyük artış yaşanmış.