Son günlerde, bazıları 1994 ve 2000 yılı krizlerini birbirlerine benzetme ve 2000 krizindeki büyük yıkımı unutturma çabası içine girdi. Bu arkadaşlar, 1994 krizini dönemin Başbakanı Çiller’in çıkardığını ve krizin iyi idare edilemediğini söylüyorlar.
1990’dan itibaren Borsa Başkanı idim ve uygulanan yanlış ekonomi ve para politikası nedeniyle, bir krizle karşılaşmamızın kaçınılmaz olduğunu çeşitli defalar yazılı olarak ve katıldığım konferanslarda ifade ettim. Aslında, o kriz 1993’ün başında kendini belli etmeye başladı; yani Çiller, tarafından çıkartılmadı. Ben, 1994 Ocak ayının ikinci yarısında Merkez Bankası Başkanı oldum ve 1994 Temmuz ayından itibaren, ülkenin tüm ekonomik verileri, 2000 krizinden çıkışta bile görülmemiş bir hızla düzeldi.
Çiller hükümeti ve 1994 kriziyle ilgili olarak şunları söyleyebilirim:
- Çiller, ekonomimizdeki en büyük sıkıntının, Osmanlı’yı da batıran “kamu borçları” olduğunu biliyordu ve bu soruna bir çare aradı. Önce, bir çoklarının önerdiği gibi para basarak borçları ödemek istedi. O dönemde borçlar yüksek olmadığı için (20 milyar dolar civarında idi), bu yapılabilirdi. Hatta, 1996 sonunda yapılan seçimde muhalefeti temsil eden ANAP kurmayları bile, bu yolu uygulamak istemişlerdi. Oysa, Çiller’i en çok eleştiren onlardı. İşadamları, bürokratlar ve medya Çiller’e ısınamadığı için, bu olasılık uygulanamadı.
- Çiller, yine “kamu borçları”nı tamamen yok etmek için özelleştirmelere girişti. O zaman Türk Telekom’u ve Tofaş’ı satarak, borçların neredeyse tamamı ödenebiliyordu. Muhalefet, Anayasa Mahkemesi’ne başvurup, yapılan Telekom satışını iptal ettirdi; Tofaş için de Çiller’i Yüce Divan’a sevk etmeye kalktı.
- Çiller’in 1994’te yaptığı “bir kerelik ek vergi” uygulamasını şimdi Yunanistan yapmaya çalışıyor. Bu uygulama sonucu, iddia edildiği gibi ülkeden sermaye kaçmadı; bir ay sonrasından itibaren çığ gibi döviz geldi.
- 1994’te göreve geldiğimde, devalüasyon yapılmadan sorunun çözümünün olanaksız olduğunu gördüm ve hükümete bildirdim. Mart sonunda yapılan Mahalli seçimler biter bitmez de, 5 Nisan Kararları açıklandı. Merkez Bankası artık piyasaya müdahale etmeyeceğini açıkladı ve kurlar yükselmeye başladı. Piyasa faizine de müdahale edilmedi ve Merkez Bankası borç verme faizlerini düşürdü. Piyasa dengesini süratle bulmaya başladı.
Önemli farklar
1994 ve 2000 krizleri arasında şu önemli farklar vardı:
- 1994 krizi sırasında, 2000’de olduğu gibi IMF programı uygulanmıyordu.
- 1994 krizi sırasında, TC Hükümeti ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası krizi yönetiyordu. 2000 krizinde ise, ipler IMF’nin elindeydi; kuklalarla da kriz yönetilemiyordu.
- Çiller döneminde hiç bir zaman “düşük kur-yüksek faiz” politikası uygulanmadı. Uygulanan, “gerçekçi kur-serbest faiz” politikasıydı.