Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

22 Kasım 2012 Perşembe akşamı Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu’nda düzenlenen bir törenle, Suzan Sabancı Dinçer’e “Britanya İmparatorluğu Onursal Mükemmeliyet Önderliği Nişanı” (Commander of the Most Excellent Order of the British Empire - CBE) verildi. İlk kez Kral V. George tarafından 1917’de uygulaması başlatılan bu nişan, İngiltere Hükümeti’nin teklifi üzerine, Kraliçe tarafından veriliyor.
Törene, Sabancı Ailesi ile seçkin isimler katıldı. Suzan Sabancı Dinçer’in aldığı ödül şimdiye kadar Türkiye’de sadece üç kişiye verildi. Bunlar arasında da tek bayan ödül sahibi, Suzan Hanım oldu. Kraliçe II. Elizabeth ve Prens Philip’in bizzat imzaladığı belge ile nişan, Kraliçe adına Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi David Reddaway tarafından takdim edildi.
Tören sırasında Suzan Sabancı Dinçer’e Galler Prensi Charles’dan iletilen mesajda, “Bu ödülü size bizzat takdim etme imkanım olmadığı için üzgünüm. Dikkat çekici çabalarınız, Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinde çok önemli bir rol oynamıştır ve bu başarılarınızın kamuoyu nezdinde tanınmış olmasından ötürü de büyük bir memnuniyet duymaktayım” denilmekteydi.
Büyükelçi Reddaway, “Sayın Dinçer’in ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde ‘altın çağı’ yakalamamıza yardımcı olan bu katkıları, ilişkilerimiz açısından dönüşümsel oldu. Sayın Dinçer, Türkiye Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Britanya İş Konseyi’ne başkanlık da dahil, iki ülke arasındaki iş ilişkilerini teşvik etmiş; yeni Türkiye-Britanya CEO Forumu’nun kurulmasında kilit bir rol oynamış; Chatham House Yuvarlak Masa Görüşmeleri’nin sponsorluğunu ve ev sahipliğini yaparak görüşmelerde öncü bir rol üstlenmiş ve üst düzey yeni Britanya-Türkiye Forumu, ‘Tatlı Dil’in tanıtımında çalışmıştır” dedi.
Suzan Sabancı Dinçer nişanı aldıktan sonra yaptığı konuşmasında, “Birleşik Krallık benim hayatımda çok önemli bir yere sahip. İlk kez 13 yaşındayken eğitimim için gitmiştim. Bu tecrübem bana başka bir kültürün ve dünyanın var olduğunu gösterdi. Çok uzun yıllara dayanan bu iki ülke arasındaki ilişkilerin barış ve huzur içerisinde daha nice yıllar devam edeceğinden de hiç kuşkum yok” diyerek, duygularını davetliler ile paylaştı.
Sayın Dinçer’i ülkemiz adına tebrik ediyor; başarılarının devam edeceğini biliyorum.

Mehmet Bican’dan açıklama geldi
13 Kasım 2012 Salı günkü “28 Şubat ve Çiller” konulu yazım hakkında, yazıda sözü geçen “28 Şubatta Devrilmek” isimli kitabın yazarı Mehmet Bican’dan açıklama geldi. Bican, “çok objektif davrandığı ve doğruları naklettiği” hususunu birçok yazarın paylaştığını söylüyor. Çiller’i aklamak için bu kitabı yayınladığını düşünenler bile varmış. Ancak, benden başka hiç kimsenin “Çiller’i kötü duruma düşürmek için yazılmış” yorumunu getirmediğini belirtiyor. Bican, Çiller’in 28 Şubat sürecini iyi yönetemediğini söylüyor. Bu doğru; ama, Çiller’e karşı olan çok sayıda acımasız güç vardı. Bu nedenle de bana göre, süreci Çiller’in yönetebilmesi mümkün değildi.
Bican, “Ben Çiller’in emir eri değildim. Siyasi kimliğim olmadığı için bana göre doğru olanları, çevresindekilerin söylemeye cesaret edemediklerini söyledim” diyor; “İflah olmaz solcu” olmadığını söylüyor. Haklıdır. Öte yandan, “Basın danışmanı idi ve dolayısıyla, kendisine durumun nasıl yansıtılması gerekiyorsa o biçimde ve ölçüde bilgiler verilirdi” görüşüme katılmadığını belirtiyor.
Yakın tarihimize ışık tutan bu kitabı yayınladığı için Bican’a teşekkür borcumuz var.