Otopark proble-mini çözen şehirler, trafik ve hava kirliliği problemlerini de çözmüş oluyorlar. İstanbul’da yollara park etmiş kamyon, servis otobüsü ve otomobillerin kalktığını düşünün; trafik probleminin çok büyük bir bölümü çözülmüş sayılmaz mı?
Otopark inşa eden özel kişilerden vergi almayan, yanlış park etmiş araçlara ceza yazılmasını özel şirketlere devreden, tüm cadde ve sokakları kameralarla kontrol eden belediyeler var.
“Dünyanın en teknik ofis binası” olmak üzere planlanmış olan Apple binasında, 14.000 çalışan için 11.000 otopark alanı var. Bu binada, yaklaşık 32.000 metrekare laboratuvar ve çalışma alanı varken, belde yönetiminin zorunlu kılması sonucu, yaklaşık 32.500 metrekare otopark alanı ayrılmış bulunuyor. ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bir restoran açmak isterseniz, çalışan başına bir ve her üç masa için de birer parasız otopark edinmek zorundasınız. Bizde, gökdelenlerden oluşan site reklamlarına bakarsanız, binaların arasında iki aracın zor geçtiği sokakların olduğunu görüyorsunuz.
Dünya çözüm arıyor
Dünyanın modern şehirlerinde artık otoparklar yol altlarına gizlenirken, tramvay ve bisiklet yolu yapılmasından da vazgeçilmiyor. ABD’nin başkenti Washington D.C.’de, 1907 yılında, her ev için garaj zorunluluğu getirildiğinde, daha ilk otomobil sayılan “Ford Model T” üretilmemişti. İngiliz Economist dergisi, Londra’daki yeni binasına taşınırken, her çalışan için 2 metrekareye yakın otopark yeri ayrılması zorunlu tutulmuştu. Tek katlı yerleşimin yaygın olduğu Kansas şehrinde, otoparkların kapsadığı alan, binaların kapsadığı alandan daha geniş.
Amsterdam’da, sokakta park eden araçlardan saatte 5 euro alınıyor; tüm park yerlerindeki ücret panoları, tek merkezden kontrol ediliyor ve araçların plakaları belirleniyor; cezalar dijital olarak yazılıyor; kanalların altına bile otoparklar inşa ediliyor. Japonya’da park yeri alınıp, satılabiliyor. Park yeri olduğunu ispat edemeyen bir Japon, otomobil alamıyor. Buna ilaveten, Tokyo’da yanlış park etmiş araçlar, gece sabaha kadar çekiliyor.
Neredeyse herkesin otomobil sahibi olacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. ABD’de her bin kişiden 808’inin otomobili var. Bu rakam Türkiye’nin neredeyse dört katı. Ancak bizdeki trafik problemi onlarda yok. Öte yandan, her bin kişiden sadece 102’sinin otomobil sahibi olduğu Çin’de, park problemi bizimkinden kötü. Çünkü otopark konusunda geliştirilen kuralların hiçbiri çalışmıyor.
Hava, su ve otopark bedava
Batı dünyasında, kendi kendine yol alacak olan, şoförsüz otomobiller denenmeye başlandı. Yurt dışındaki otomobillerin birçoğu şerit değiştirdiğinizde bile, sizi uyarıyor. Bizde, ne şerit var ne de şeritlere uyan. Anlaşılıyor ki İstanbul’a bunlar hiç gelmeyecek. Gelse bile çalışmayacak.
Ne elektrik ne de su bedava değilken, neden araçların yollarımıza bedava park ettirildiklerini anlamak mümkün değil. Oysa İstanbul gibi bir şehirde, sokaklara bedava park etmenin, kaçak elektrik kullanmaktan bir farkı yok. Üstelik parasız otopark insanları toplu ulaşım araçlarını kullanmaktan vazgeçiriyor. Ayrıca, aracı olan bir kişinin bedava otomobilini park etmesinin cezasını, aracı olmayan kişiler de çekiyor. Bedava otopark yüzünden, aracı olmayanlar da, kaldırımlarda rahatça yürüyemiyor. Çünkü bir çok araç kaldırıma park etmiş durumda veya araçlara park yeri açmak için, kaldırımlardan fedakârlık yapılıyor. Anlaşılır gibi değil.
Aslında, şehirlerin park problemlerini çözmek için yola çıkan şirketler var. Bunlar, gelir karşılığı iş yapıyorlar. İstanbul Belediyesi bunlardan biriyle anlaşsa, otopark problemini çözebilir. Ama otopark inşa etmek isteyenlerden bile rüşvet istenildiği bir dünyada yaşıyoruz.
Trafik probleminin önemli bölümünü, piyasa mekanizmasını devreye sokarak; otoparkları yaygınlaştırarak, sokaklara park edilmesinin önüne geçerek, özel olmayan park yerlerine park eden araçlardan yüksek ücret alarak ve kalabalık saatlerde, bu ücretleri yükselterek, çözebiliriz.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024