Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Piyasa ekonomisi sisteminin en önemli prensiplerinden birisinin “Balık tutmayı öğretmemek; ama tuttuğun balığı mümkün olduğu kadar yüksek fiyatla satmak” olduğu bilinir. Karl Marx bile, “Bir adama balık tutmayı öğretmek, bütün iş hayatınızı yok edebilir” demişti.
Richard Branson “Bir iş fırsatını kaçırdım diye üzülmeyin; iş fırsatları otobüsler gibidir; biri kaçsa bile öbürü biraz sonra muhakkak gelir. Yeter ki, durakta beklemeyi bilin,” derdi. Dolayısıyla, ne üreteceğinize veya hangi servisi vereceğinize karar verdikten sonra, bir internet sayfası oluşturmak, bir satış teklifi hazırlamak, ödemelerin size nasıl ulaşacağını belirlemek ve kendinizi tanıtmaya başlamak, “iş fırsatlarına açık olmak; yani, durakta beklemek” anlamına geliyor.
Ticaretin eski kurallarına göre, malın veya servisin hangi yaşta, cinsiyette, ırkta ve gelir seviyesinde müşteriye hitap ettiğinin ve iş yerinin bulunduğu konumun esas alınmasıyla, işin değeri belirlenirdi. Artık, bir iş yerinin değerlendirilmesinde, sadece mal veya servisin hangi ihtiyaçları karşılayacağı, satış hünerleri, müşteri memnuniyeti ve psikolojik değerlendirmeler ön planda ele alınıyor. Bu değişim, internet ve sanal ticaret sayesinde oldu.

Müşteri daha az stres ister
“Müşteri ne ister?” sorusunun cevabını, Chris Guillebeau şöyle açıklıyor:
* Daha çok yakınlık, daha az stres;
* Daha ucuz fiyat, daha az sorun;
* Daha çok saygı görmek, satıcı ile daha az münakaşa etmek;
* Daha kısa sürede alışveriş yapmak, daha az belirsizlikle karşılaşmak.
Aslında satıcılar da stresten, sorundan, tartışmadan, belirsizlikten uzaklaşmak; daha süratle satış işini bitirip parasını tahsil etmek ve müşteriler tarafından kabul görmek isterler. Bu açıdan düşünülürse, alan ve satanın çıkarlarının, aynı prensiplerde birleştiği görülür.
Bu prensipler, yalnız ticarette değil, yaşamın her anında görmek istediğimiz şeyler...

Tek sayfalık fizibilite
Gelişmiş ülkelerde, işe başlarken kısa da olsa bir “iş planı” (fizibilite-business plan) yapılması istenir. Bir “iş planı”nın temel özelliklerine pratik olarak bakılırsa, basit bilgiler içerdiği görülür. Bu bilgiler; ne satacağınız, satacağınız malı nasıl temin edeceğiniz, satacağınız malı kimlerin satın alacağı, bu malı sizden almakla müşterilerin faydasının ne olacağı, sizin kazanç miktarınız, paranızı nasıl tahsil edeceğiniz, bu satış nedeniyle yan gelirlerinizin olup olmayacağıdır. Ayrıca, müşterilerinize nasıl ulaşacağınız ve belli bir süre sonunda ne kadar müşteri ve gelir elde etmeyi düşündüğünüz konuları da irdelenir.

Öte yandan, iş ile ilgili olarak akla gelebilecek sorular ve bunların cevapları da iş planında yer almalıdır. Bir “iş planı” geliştirilmesi, bu plan çok kısa bile olsa, ne yapmak istediğinizi ve işiniz konusunda ne düşünmeniz gerektiğini size en iyi anlatacak yöntemdir.
Bu kısa yazı, küçük ölçekli bir işe başlayabilmek için, bürokratik dar boğazların aşılması hariç, size yeterli bilgiyi veriyor.