Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Küreselleşmenin dünya ekonomik sistemine gittikçe yerleşmesi, yeni pazar ve tüketicilerin sistem içine alınmasını gerektiriyor. Bu amaca yönelik olarak çok uluslu şirketler ciddi araştırmalar yapıyorlar. Çok uluslu şirketler üretimlerini ve satışlarını en kârlı olacak bir biçimde çeşitli ülkelere yayabildiklerinden, ulusal şirketlere göre çok daha verimli operasyonlar yürütebiliyorlar; çeşitli ülkelerdeki vergi sistemlerinin boşluklarından da faydalanabiliyorlar.
Çok uluslu şirketlerin yabancı ülkelerde yaptıkları satışların her yüzde 20 oranında yükselişi, şirketlerin piyasa değerini yüzde 3.1 artırıyor. Satışların yükselmesinde ise, hem mallarda hem sunumlarında hem de pazarlama tekniklerinde yapılacak yenilik ve buluşlar çok önemli rol oynuyor. İşte bu nedenle, son dönemde uluslar arası şirketlerin yeniliklere nasıl kucak açabilecekleri en yaygın tartışma konusu oldu. Yeni piyasaya sürülen “Yaratıcıların DNA’sı (The Innovator’s DNA)” ve “Mucitlerin Manifestosu (The Innovator’s Manifesto)” bu konuları tartışan ve öneriler getiren kitapların sadece iki tanesi.

Buluşların özendirilmesi
Yaratıcı kabiliyetin ortaya çıkarılması ve bu politikanın sürdürülmesi alışkanlığı yerleştirmek, bir şirket için kolay değil. Birçok uluslar arası şirket yenilikler geliştirebilen çalışanlarına büyük ikramiyeler veriyor. Bu şirketler arasında ilk sıralarda; Salesforce.com Inc., Intuitive Surgical Inc., Apple ve Google var.
Bir şirkette yaratıcılığın geliştirilmesi ve yeni buluşların yapılabilmesi aşağıdaki 4 prensibin esas alınmasıyla sağlanıyor:
1. Yenilik yapmanın her çalışanın görevi ve hedefi olması gerektiği her fırsatta vurgulanıyor.
2. Mevcut uygulamaların değiştirilmesi veya mevcut üretimlerde küçük değişiklikler yapılması ile sağlanacak verim artışının da yeni buluş sayılacağı ve ödüllendirileceği vurgulanıyor.
3. Çok sayıda küçük ama iyi organize edilmiş “proje grubu” oluşturuluyor.
4. Yenilik ve buluşlar için bir bütçe ayrılıp denemeler sırasında ortaya çıkabilecek riskler karşılanıyor.
Örneğin Google, yaptığı yenilik harcamasının yüzde 70’ini mevcut sisteme yan ürünler eklenmesi, yüzde 10’unu mevcut sistemde yapılacak yenilik ve düzeltmeler, yüzde 20’sini de yeni platform geliştirilmesi amacına yönelik olarak kullanıyor.

Devletler de devrede
Artık, ulusal bir marka taşıyan otomobil üretilmesi veya bir şehri “finans merkezi” yapmak için uğraşılması, devletlerin gündeminin ilk sıralarında yer almıyor. Çünkü, otomobil üretiminde amaç yeni marka çıkarmak değil, çok uluslu şirketler yaratarak ve gerekirse mevcut bir markayı satın alarak satış yapabilmek. Yine, gelişen iletişim olanakları sayesinde, artık her yer “finans merkezi”.
Bugünlerde devletler, yeni “silikon vadileri” geliştirmekle meşgul.