Geçen hafta bu köşedeki “Tavuk Yumurtlayan Altın” başlığıyla yayımlanan yazıma Merkez Bankası’ndan açıklama geldi. Diyorlar ki: “Yazınızda önemli maddi hatalar olduğunu tespit edilmiştir. Bunlar;
1- Altınlar TCMB’de ve buradan sevk ediliyor,
2- TCMB’den sevk edildiği için yabancı bankalar sevkiyat kabul ediyor,
3- TCMB Türk Lirası ödemelerini yapıyor.
Bildiğiniz gibi 10 Mart 2009 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla yerli paralarla ticaret serbest bırakılmıştır. Bu çerçevede komşularımızla yerli para ile ticaret yapılmaktadır. 7 Ağustos 2012 tarihinde Cnbc-e televizyonu Finans Cafe Programında bu konu Halk Bankası Genel Müdürü Sn. Süleyman Aslan tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Şu anda İran’la olan dış ticaretin ödemelerini Halk Bankası gerçekleştirmektedir. İstanbul’da birden fazla uluslararası akreditasyona sahip altın rafinerisi bulunmaktadır. Dolayısıyla İran’a yapılan ihracat sadece özel sektörce yapılmaktadır.
TCMB’nin bu konuda kesinlikle altın ihracatı ve sevkiyatı bulunmamaktadır. TCMB Türk Lirası ödemelerini yapmamaktadır.”
Para aklama olasılığı
Merkez Bankası “kara para aklama” olasılığından kendini kurtarmış görünüyor. Ama, yazımda ortaya koyduğum diğer her durum geçerli:
* Bankalarda “altın hesapları” açılması özendirildi.
* Bankaların Merkez Bankası’na yatırmaları gereken karşılıkların bir bölümü “altın”la alınmaya başlandı.
* Merkez Bankası “yastık altındaki altın”ı tahmin edip, hane halkının varlıkları arasına ekleyince, Türkiye aniden zenginleşti.
* İran’a dünya devletlerinin ambargosu var. Çünkü, İran’ın nükleer bomba üretme olasılığı var.
* İran’dan aldığımız doğalgaz ve petrol ithalatın karşılığı Türk Lirası ile ödüyoruz.
* İran, bizden aldığı Türk Liraları ile bizden mal alıyor. İran, en çok ihracat yaptığımız ikinci ülke oldu. İran’la gerçekleştirilen ithalat ve ihracatın hesabını Halk Bankası tutuyor; ödemeleri Halk Bankası yapıyor.
* Diğer bankalar işin içine sokulmadığı için, gizli tutulan bir ödemeler silsilesi var. Giden mallar da kontrolsüz.
* İran, Türkiye’den bu Türk Liraları ile mal alıp, İran’a sokuyor. Bu durumda, ABD ve Avrupa için ambargonun hiç bir önemi kalmıyor. İran’ın nükleer bomba üretme olasılığı karşısında alınan yaptırım kararları uygulanamıyor.
* İran mal ihtiyacını karşıladıktan sonra, artan Türk Liraları ile “altın” alıyor. Alınan “altın” ile bankalarda “altın hesabı” açılıyor; sonunda altınlar bankalar aracılığı ile Merkez Bankası’na geliyor. “Kara para aklama” operasyonlarında önemli olan paranın bankacılık sistemi içine sokulmasıdır.
* Bir miktar altın da altın rafinerileri aracılığı ile yurt dışına satılıyor. Bu altınların İran’ın hesabına nasıl geçirildiğini bilemiyoruz. Muhtemelen, bu “aklama” operasyonunda gerçek kişiler kullanılıyor.