Bir ekonomide düzelmenin başlamış olduğu, üretim miktarındaki, emlak fiyatlarındaki ve tüketici harcamasındaki artış biçiminde kendini gösterir. Ancak, yine de ekonomideki dalgalanmaların gelişimi ve özellikle de, düzelme konusunda yapılacak tahminler, genellikle riskli öngörüleri içerir.
Tahmin yapılırken, kullanılan verilerdeki gerçeklilik, güncellik, devamlılık ve geriye dönük olarak karşılaştırma bazı son derece önemlidir. Borsa endekslerindeki oynamalar ve getiri eğrisi (yield curve) ile temel mal fiyatlarındaki gelişim, beklentilere yön verebilse bile, yanlış sinyaller de içerebilir.
İşsizlik oranı önemli
Bir ekonominin sağlığının ve gidişatının en önemli göstergesi, işsizlik oranıdır. Her ekonomi için, olması gereken bir işsizlik seviyesi vardır. Bu seviyenin tutturulması halinde, ekonomi tam istihdamla çalışacak; işsizliğin daha da azaltılması halinde ise, işçi ücretleri olması gerekenden fazla yükselebileceği için, üretilen ürünlerin başka ülkelerde üretilenlerle olan rekabeti düşecektir.
Enflasyonun nedenleri ve sonuçları hakkında ekonomistler arasında derin bir görüş ayrılığı var. Bazı ekonomistler enflasyonun nedenlerini ve önlenme tedbirlerini, sadece parasal ölçütlerle açıklıyorlar. IMF de uzun yıllar bu ölçütü kullandı.
Uzun vadede bakıldığında enflasyonist politikaların, “politik bir seçim” olduğunu anlarız. Sonuçta, enflasyonist politikalar da bir çeşit vergi salınmasıdır. Ancak, sıradan yatırımcılar için, aynı zamanda bir belirsizlik ortamı yaratılacak ve yatırımların ertelenmesi söz konusu olabilecektir. Belirsizlik ortamı, yüksek kâr beklentisi olmadıkça, yabancı yatırımcı gelmesini de azaltır.
Yükselen enflasyonun durdurulması için alınan ilk tedbir, genellikle işçi ücretlerinin yükseltilmemesi ya da düşürülmesi biçiminde kendini gösterir. Çünkü, enflasyon büyük ölçüde yükseltilen ücretlerle beslenir. Yüksek ücret yoksa, enflasyonist baskı da azalacak demektir. İşçi ücretlerinin arttırılmaması koşulu, IMF’nin reçetelerinde de, bu nedenle yer almıştır. Doğal olarak, bütçe disiplini olmadıkça, işçi ücretlerinin düşürülmesi, tek başına bir tedbir sayılmaz. Yani, enflasyonu merkez bankaları değil, hükümetler düşürebilir.
Beklenti endeksinin rolü
Enflasyon oranı belirlenirken, tüketici ve üretici fiyat endekslerinden faydalanılır. Tüketici endeksleri, daha yüksek oranlarda dalgalanmaya açık iken; üretici fiyat endeksleri servis ekonomisi fiyatlarını kapsamadığından, daha dar bir gösterge sunarlar.
Enflasyon oranının belirlenmesinde diğer bir gösterge, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) deflatörüdür. Bu gösterge, tüm sektörlerdeki GSMH büyümesini; dolayısıyla da, gerçek ekonomideki aktiviteyi yansıtır.
Global ekonominin enflasyonumuza etkilerini görebilmek için, petrol, altın, pamuk, demir gibi temel malların fiyatlarına bakılması gerekir. Bütün bu veriler ışığında hesaplanan “enflasyon beklentisi endeksi”, davranışları yönlendireceği için, gelecekteki enflasyonun belirlenmesinde önemli rol oynar.