Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gizli para piyasası;  a) Vergi kaçırma,   b) Mali dolandırıcılık,
c) Herkesin bilmesi gereken bilgileri önceden öğrenerek, bundan çıkar sağlama,
d) Para aklama,
e) Parayı çeşitli ülkeler ve bankalar arasında dolaştırarak izini yok etme,
amacıyla yapılan parasal hareketlere deniliyor.
Ingo Walter’in bu konudaki “The Secret Money Market” kitabına göre,
a) Parayı bankacılık sistemi dışında tutmak,
b) Bir yerden bir yere parayı banknotlar halinde taşımak,
c) Paranın bir bölümünü muhasebe dışı biçimde yönetmek,
d) Kayıtdışı ödemeler yapmak,
Gizli para piyasasında işlem yapılmış olması konusunda şüpheler uyandırıyor. Genellikle, parayı “banknotlar halinde tutmak” bile bir araştırma yapılması için yeterli oluyor.
İşte, “Deniz Feneri” olayı bu nedenle, bir an önce araştırılmalı. Çünkü, orada da, “parayı bankacılık sistemi dışında tutmak” ve “bir yerden bir yere parayı banknotlar halinde taşımak” olayları var.

Haberin Devamı

Para nerede?
Bu gibi olayların incelenmesi, ülkemizin yaptığı uluslararası anlaşmalar nedeniyle de gerekli. Yani, Alman mahkemesinin bizden bir inceleme istedikten sonra, bizimkilerin olaya kayıtsız kalması mümkün değil. Kaldı ki, olayın ekonomik, siyasi, sosyal ve kişisel boyutları var.
Son yıllarda, paranın milliyeti kalmadı. Artık, fonlar sayesinde, küçük tasarruflar bile bütün dünyayı dolaşabiliyor. En büyük ve risksiz kâr neredeyse, o piyasaya yatırım yapılıyor. Bu noktada risk, sadece “sıcak para” riski de değil. En büyük risk, “Merkez bankası para politikalarının kaybolma riski”.
Amerikan piyasası şu anda en kârlı piyasalardan biri değil. Dolayısıyla, Amerikan hükümeti ve Amerikan Merkez Bankası’nın piyasaya vereceği paranın daimi olarak Amerika içinde kalıp, yaraları tam anlamıyla sarması olanağı düşük.
Ama, bu kararın, Amerikan mali kuruluşlarının durumunu bir süre düzelteceği kesin. Gene de para ilk fırsatta Amerika’yı terk eder ve bizim gibi, hiç üretmeden bol kâr getiren limanlara sığınır. Hem de çok daha bollaşmış biçimde.
Bu noktada, en büyük kaybı, bol likiditenin piyasaya sürüldüğü Amerikan ekonomisi görür.

Haberin Devamı

Politikanın önemi!
Bizim hükümet ve ekonomi yönetimimiz krize karşı hazırlandı. Ama, ellerinde fazla bir şey yok. Daha önce söylediğim gibi, artık, Merkez Bankamızın para politikası da önemini kaybetti. Bizimkilerin, hiç korkuya kapılmadan ve aşırı tedbir alıp, ürküntü yaratmadan, dik durmaya çalışmaları lazım.
Faiz oranlarıyla oynamak veya kur müdahaleleri yapmak, bir süre unutulmalı. Önce, dalgayı beklemek, sonra, durum kendiliğinden düzelmezse, değerlendirmek gerekiyor.