Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Avrupa Merkez Bankası (ECB) kurulduktan sonra, doğal olarak, bu konuda ECB ve Avrupa Birliği (AB) içinde birçok düzenlemeler yapıldı. 2011 yılı başından başlayarak, Temmuz 2014’e kadar yapılan düzenlemeler arasında zor durumda olan ECB üyesi ülkelere nasıl yardım edileceği; ECB’nin önce üye ülkelere, sonra da bu ülkelerin şirketlerine, “tahvil satın alarak” nasıl likidite vereceği konuları vardı.

ECB, üye ülke merkez bankaları (NCB) ve finans kurumlarının faaliyetlerine, hem düzenleyici hem de denetleyici biçimde müdahale ediyor. Yani, ECB, sadece piyasaya likidite sağlama görevini değil, bizdeki Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun görevini de yapıyor.

Haberin Devamı

ECB’nin sermayesi

ECB’nin anahtar sermaye (Key Capital) yapısı, verilen kararların nasıl uygulanacağı ve piyasaya nasıl likidite sağlanacağı konusunda, önemli bir gösterge niteliğinde. Key Capital, AB’ye üye ülkelerin milli gelirleri ve nüfusları esas alınarak belirleniyor. Euro sistemine henüz girmemiş AB üyeleri de, ödemeleri gereken sermayenin yüzde 3.75’i oranında Key Capital’e katkı yapıyorlar. Yeni üyeler Euro sistemine girdiklerinde, Key Capital o oranda arttırılıyor ve oranlar yeniden yapılandırıyor. Ülkelerin sermaye payları, AB ülkelerinin NCB’leri tarafından ödeniyor. Şimdiki ECB sermayesi, 10.8 trilyon euro civarında.

Euro sistemine bağlı merkez bankaları (ESBC - European System of Central Banks) her türlü finansal bilgilerini, mümkünse anında, değilse en kısa zamanda ECB’ye gönderiyorlar. Gönderilen verilerin zamanında ve bir örnek biçimde ECB’ye ulaşması, ancak Kasım 2010 tarihinde sağlanabildi. ESCB’ler tarafından gönderilen bilgilerin tümü, ayrıca AB Yönetim Kurulu (Counsil) tarafından onaylanmış dış denetçi firmalar tarafından da denetleniyor.

Piyasaya sürülecek para

Piyasaya sürülecek para, kaydi para ve nakdi para (banknot) biçiminde olabiliyor. Her iki operasyon da, ECB ve ESCB üyesi merkez bankaları tarafından gerçekleştiriliyor.

Piyasaya kaydi para biçiminde likidite sağlanacaksa; her ESCB üyesi merkez bankasının piyasadan satın alacağı tahvil miktarı, ECB tarafından belirleniyor. Bu alımların ihale edilme biçimi, sekretaryasının Lüksemburg Merkez Bankası tarafından yürütüldüğü, EPCO (Eurosystem Procurement Coordination Office) tarafından yapılıyor. Bu komiteye, isteyen ESCB üyeleri katılıyor.

Haberin Devamı

Her ESCB üyesi merkez bankası, ECB’nin uygun gördüğü miktarda, kendi ülkesindeki banka, hazine ve özel sektör tahvilini alarak, ülkesindeki kurumlara kredi veriyor.

ECB’nin gelir kaynakları

Yukarıdaki krediler karşılığında ESCB üyelerinin tahsil ettiği faizler, her ESBC üyesi merkez bankasının gelir hanesine yazılıyor. Bu gelirlerden, varsa munzam karşılıklar için ödediği faizi ve kendi kabul edilen harcamalarını düşen ESCB üyesi merkez bankası, kalan kârını ECB’ye devrediyor. Dolayısıyla, her ülke merkez bankasının kaydi olarak piyasasına sürdüğü euro miktarı, ECB tarafından kendisine verilen limit kadar ve verdiği krediler ile satın aldığı tahviller miktarına eşit oluyor.

Devam edeceğim...