2013 yılında ekonomide karşılaşabileceğimiz darboğazları şöyle sıralayabiliriz;
1) Dışa bağımlılık: Borsamızın yaklaşık %70’i yabancıların elinde. Bankacılık sektörümüzün yaklaşık %40’ını yabancılar kontrol ediyor. İhracatın bel kemiği olan otomotiv sektörümüz yabancıların güdümünde. Enerjide dışa bağımlıyız. Özelleştirmeler dışarıdan alınan kredilerle yapılabiliyor. Altyapı yatırımlarının önemli bölümü için de yabancı kaynaklı kredi alıyoruz. Şimdilik oyunu iyi oynuyoruz; ama, birilerinin düğmeye basma riski var.
2) Siyasete bağımlılık: Ekonomideki başarı, siyasi istikrarın sürdürülmesi sayesinde geldi. Ak Parti içindeki çekişmeler, Başbakan ve bakanların yeniden seçilemeyecek olma kuralı, Cumhurbaşkanlığı seçimi, mahalli seçimler gibi politik belirsizlikler, 2013 yılında ekonomideki istikrarı etkileyebilir. Siyasi konularda, yabancıların baskı ve öncelikleri de olabilir. Öte yandan, komşularımızla ilişkiler, savaşa kadar gidebilecek risk unsuru olmaya devam ediyor.
3) Özelleştirmeye bağımlılık: 2012 Aralık ayında yaklaşık 10 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Global para genişlemesini göz önüne alırsak, özelleştirmeleri kazananlar büyük kârlar yapacak. Kamu ekonomisi, özelleştirmeler sayesinde ayakta duruyor. Cari açığın kapatılmasında da özelleştirmeler önemli rol oynuyor. Özelleştirmelerin aksaması durumunda, ekonomide sıkıntı yaşanabilir. Öte yandan, Telekom gibi hatalı ve dışarıya kâr aktarma öncelikli özelleştirmeler sorun yaratıyor. Taşıt muayene istasyonları gibi bazı özelleştirme uygulamaları ise, bu hizmetler devlette olduğu dönemdeki verimliliği ve hizmeti sağlayamıyor.
4) Sermaye, para ve sigorta piyasalarına bağımlılık: Bu piyasaları geliştirmekten sorumlu kurumlar kural koymakla, katı kontroller getirmekle ve çok gelişmiş piyasalarda bile olmayan uygulamaları gündemde tutmakla uğraşıyorlar. Üstelik, kendileri de konularında öncü bir faaliyet içinde değiller. Son tahlilde, yabancıların ülkemizdeki tüm yatırımları ve dışarıdan alınan kredilerle yapılan yatırımlar, istenildiğinde borsa aracılığıyla alınıp satılabilecekken, katı kurallar ve uygulamalar yüzünden artık kimse borsaya açılmak istemiyor. Dünyada mevcut sigortacılık uygulamaları bile, mevzuat eksikliği bahanesi ile kabul edilmiyor.
5) Üretime bağımlılık: Tasarruf oranlarımız düşük; dolayısıyla, yabancı ülke insanlarının tasarrufunu kullanıyoruz. Sanayi üretimimiz arttırılamıyor. Kadın işgücünü üretim sistemimize yeterince çekemiyoruz. İhracatımız üretimden çok ithalata bağımlı, hem ithalatımız hem ihracatımız yükseliyor görünüyorsa da; bu yükselişi, ithal ettiğimiz mallara biraz artı değer ekleyerek ihraç etmekle, sağlayabiliyoruz. Ürettiğimiz malları yeterince kalite kontrolünden geçiremiyoruz. Özellikle, gıda sektöründe aşırı kayıt dışılık var. Satılan gıda ürünlerinin kalitesi, korunması, taşınması, paketlenmesi yeterince kontrol edilemiyor. Aynı kontrolsüzlük, ilaç sektöründe de var. Sağlık Bakanlığı üretilmesine izin verdiği ürünlerin kalitesini denetleyemiyor. Aynı orijinal veya eşdeğer ilacın, yabancı ülkelerdeki kalitesi bile farklı.