Referandum sonrası biraz bocalayan ekonomi, istikrarın yeniden başlayacağı sinyalini veriyor. Fransa’dan sonra İngiltere’de de seçim rüzgarı esiyor. Üstelik, Avrupa Merkez Bankası, genişlemeci para politikasını sürdürüyor. ABD’de ise, ekonomi düzelme eğilimindeyken başkan Trump’ın almak istediği ekonomiyi içe kapatma tedbirleri, ABD borsalarının düşmeye başlaması ile kendini göstermeye başladı. ABD borsalarındaki şirketlerin değerlerinin üzerinde fiyatlandığı tartışılırken, yatırımcılar gelişmekte olan ülke borsalarına yatırım yapmaya başladılar. Tüm gelişmekte olan borsa endeksleri yükseliyor.
İstanbul Borsası ve Türkiye ekonomisi en çok negatif ayrışan borsa ve ekonomi görünümündeydi. Yeni yıla girerken ekonomimizin verilerin gösterdiği bazda ilerleyeceğini, döviz kurlarının düşeceğini ve borsa endekslerinin yükselebileceğini söylemiştik. Bu eğilim referandum nedeni ile gecikti. Şimdi kaybedilen ivmenin yeniden kazanılacağı anlaşılıyor.
Pozitif ayrışma
2016 yıl sonundan bu yana İstanbul Borsası BIST-100 endeksi yüzde 17.8 kazandırarak, enstrümanlar arasında en yüksek getiriyi elde etti. IMF raporu da, global büyüme beklentisini bir miktar yukarı doğru revize etti. Petrol fiyatları haftalık bazda yüzde 5 düştü. Hammadde ve emtia fiyatlarındaki yükseliş trendi hem bizdeki madencileri hem de emtia ihracatçısı ülkeleri sevindiriyor. Bunların hepsi de iyi işaretler.
IMF’ ye göre, 2017 yılında Türk ekonomisi yüzde 2.5 büyürken, enflasyonumuz yüzde 10.1, cari açığımızın Gayri Safi Milli Hasıla’ya (GSMH) oranı yüzde 4.7 ve işsizlik oranımız yüzde 11.5 olacak. IMF, 2018 yılı için bu rakamların hepsinde hafif iyileşmeler bekliyor. Yılbaşından beri Türkiye’nin Reel Sektör Güven Endeksi yükseliyor. Nisan sonunda endeksin daha da yükselmesi bekleniyor. Bu iyileşmelerle birlikte Suriye’deki savaş ve jeopolitik riskler, ekonomimizdeki düzelmeyi yavaşlatabilecek.
Merkez Bankası’nın mart ayında faizleri yükseltme adına geç likidite pencere faizini yüzde 11.75’e çıkarmış olması faizlerin bu ay az da olsa artabileceği izlenimi veriyor. Ancak bana göre bu ay faiz seviyeleri korunmalı. Çünkü, nisanın Kurumlar Vergisi ayı olması zaten piyasadaki likiditeyi nispeten azaltıp, sıkı para politikası tedbirlerine destek verecek.
Mart ayında ihracatımızdaki artışın ithalattaki artıştan fazla olması sayesinde, dış ticaret açığımız yıllık yüzde 10 daralarak 4.5 milyar dolara geriledi.
Bankalarımızın verdiği krediler de tüketici kredilerindeki yüzde 5’lik artış ile birlikte yılbaşından beri yüzde 7 artış gösterdi. Bankalarımız şu anda topladıkları mevduatın üzerinde kredi veriyorlar. Aradaki farkı dışarıdan borçlanarak kapatıyorlar.
Yılbaşı itibariyle cari açığın GSMH’ya oranı yüzde 3.8 oldu. Bu açık sürdürülemez değil. Cari işlemler açığımızın 12 aylık toplamı, şubat ayında 33.7 milyar dolar oldu. Merkez Bankası rezervlerimiz ise, 90 milyar dolar civarında ve yeterli. Rezervler yaz ayları nedeniyle daha da yükselir.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024