Yaz rehaveti biterken, dünya ve ülkemiz hem siyasi hem de ekonomik bakımdan yeni gelişmelere sahne olacak. Bizleri oldukça dalgalı bir sonbahar bekliyor. Türk ekonomisinin verilerine bakıldığında, bu yıl sonbahara geçen yıldan daha güçlü girdiğimizi söyleyebiliriz:
Geçen yıl, ekonomideki büyüme güçlü bir şekilde devam ederken, cari açık milli gelirin %10’una yükselmişti. Bu yıl ekonomi biraz soğutuldu; büyüme ile birlikte cari açık da düştü.
Geçen yıl, canlı iç talebi kısıtlamaya yönelik tedbirler ve kurlardaki artışla enflasyon ve faizler artmıştı. Bu yıl, döviz kurları istikrarlı; enflasyonda ve faizlerde artış baskısı yok.
Geçen yıl, ekonomik büyüme ve vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasının katkısıyla, bütçe hedefleri aşılmış, borçluluk gerilemişti. Bu yıl, bütçe açığı biraz artmakla birlikte, tehlike sinyali yok.
2011 sonu itibariyle faiz dışı fazla milli gelirin %1.9’una, bütçe açığı ise %1.3’üne denk gelmekte idi. Geçen yıl, bütçenin finansmanı ağırlıkla iç borçlanma yoluyla yapılmış, iç borç çevirme oranı %85 olmuştu; kamu kesiminin toplam net borcunun milli gelire oranı %22’ye inmişti. Bu yıl, istikrar korundu; hatta iyileşmeler görüldü.
Döviz kuru baskısı yok
Geçen yıl Ağustos ayından itibaren, Merkez Bankası döviz satış ihalelerine başlamıştı. Reel efektif kur endekslerine göre, Türk lirası ortalama %12 değer kaybetti. Kredilerdeki büyümenin hızını kesmek üzere otoriteler çeşitli önlemler aldı. Enflasyon, tüketici fiyatlarında hedefin iki misline çıkarak %10,4’e ulaşmıştı. Bu yıl, bu istikrarsızlıklardan eser yok.
Geçen yıl, işsizlik oranı gerileyerek, %12-13 aralığından %10’a kadar indi. Bu yıl, işsizlik oranı artmadı; hatta düşme eğilimine girdi.
Geçen yıl, dış ticaret hadleri ülkemizin aleyhine gelişmiş, enerji ithalatı 54 milyar $’a çıkmıştı. Bu yıl, petrol fiyatları biraz geriledi ve bu durum cari dış açığın küçülmesinde rol oynadı. Ancak, kışa girerken enerji fiyatlarında artışlar olması olasılığı var.
Geçen yıl, bankalar ve özel sektör yurtdışından net 19 milyar $ kredi sağlamış; brüt dış borçların milli gelire oranı %40’ta kalmıştı. Bu yıl, bankalar kredilerini yenilerken, özel sektör dışarıdan aldığı kredilerin bir bölümünü geri ödedi; özel sektörün dış borç riski azaldı.
(Geçen yıla ait verilerin bir bölümü, Aracı Kuruluşlar Birliği’nin (TSPAKB) verilerinden derlendi.)
Kısacası, ekonomide iyi verilerle sonbahara giriyoruz.