Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek binası “İstanbul Sapphire Rezidans”ta bugünlerde farklı uygulamalar yapılıyor. Türkiye’nin en iyi otoparkına sahip binada zemin altı 10 kat, zemin üstü 56 kat yer alıyor. Binanın yüksekliği 236 metreyi buluyor. Binanın tam altında bulunan 4. Levent metrosu sayesinde hiç yürümeden İstanbul metrosuna ulaşabilmek mümkün.
Böylesi güzel bir rezidansta, rezidansların bir bölümü tamamen Boğaz’a bakarken, bir bölümü Kağıthane’ye baktığından, ön ve arka daireler arasında büyük bir değer farkı oluşmuş. Dolayısıyla, binanın ön daireleri satılırken, arka daireleri boş kaldı. Sonuçta, inşaat sahipleri binanın teslime hazır olduğu 2012 yılından beri büyük bir aylık masrafla karşı karşıya kaldılar.
Binanın 36. katında 7 metreye varan tavanıyla harika bir golf sahası bulunuyor. Bu uygulama New York’ta sadece yeni bir rezidansta bulunuyor. Cam altlarındaki mazgalların istenildiğinde açılabilmesi sayesinde, daire balkonları istenildiği kadar hava alabiliyor. Bu haliyle
Tufan Türenç, geçen yıl vefat eden Naim Süleymanoğlu’nun anısına, 1988 yılında yazdığı kitabın yeni baskısını yayınladı. Kitaptaki bütün olaylar ve ayrıntılar Naim’in anlatımına dayanıyor. Naim, dünyanın en büyük haltercisi olmasının yanında, aynı zamanda, bir “Özgürlük Savaşçısı” idi.
Naim 1988 Seul Olimpiyatları’nda Türkiye adına ilk kez yarıştı. 60 kiloda bütün rakiplerini açık ara geçerek koparma ve silkmede 6 dünya ve 9 olimpiyat rekoru kırdı. Sonuçta toplam 342.5 kilo kaldırarak altın madalya kazandı.
“Dünyanın En İyi Sporcusu” seçilen Naim, 1992 Barselona Olimpiyatları’nda koparmada 142.5, silkmede 177.5 olmak üzere toplamda 320 kilo kaldırarak olimpiyat şampiyonu unvanını korudu.
1996 Atlanta Olimpiyatları’nda da aynı başarıyı gösterdi, kendisine ait rekoru kırarak 29 yaşında üçüncü olimpiyat altınını kazandı.
İnsanlık dışı uygulamalar
Naim sporculuğu kadar Bulgaristan’ın insanlık dışı uygulamalarına da karşı çıkarak ve orada yaşayan Türklerin haklarını
Aclan Acar, ekonomi ve iş dünyasının büyük oyuncularına içeriden bakan, sıra dışı başarılarla dolu bir kariyerden süzülen, kurumsal dönüşüm yönetiminde liderlik önerileri sunan, her düzeydeki yöneticiler için başvuru niteliği taşıyan “Tam Zamanı” isimli bir kitap yazdı. Acar, kitabında bazı hatıralarına da yer verirken, deneyimleri ışığında “dönüşüm yönetimi”nin nasıl yapılacağını da anlatıyor. Sektörlerin görünmeyen yüzlerine açıklık getiren bu kitaptaki bazı görüşlere, aşağıda yer verdim. Acar, diyor ki:
“İş yaparken salt para bazlı bakmayı doğru bulmuyorum. Bu yüzden çalıştığım şirketlerle ne sözleşme ne de garanti para pazarlığı yaptım. Seviyemdeki kişiler hangi ücreti alıyorlarsa, o ücreti alarak çalışmaya başladım. Önceliğim, her zaman, en fazla değer yaratacağımı öngördüğüm yerde bulunmak oldu. Yönetimde başarı gösterdikçe gelir seviyem de kendiliğinden arttı. Kamuya göre kat kat yüksek olması kaçınılmaz olsa da, Garanti
ABD Başkanı Trump, beklendiği gibi Senato’da aklandı. Şimdi, ABD’de 3 Kasım 2020’de yapılacak Başkanlık seçimlerine odaklanılıyor. Bu aşamada, ABD’nin küreselleşme politikasına ve çok uluslu anlaşmalara geri dönüş yapması beklenmiyor. Böyle bir politika, ABD’de Demokratların kazanması halinde mümkün olabilecek. Ancak, görülen o ki, Trump, ikinci dönem için Başkanlığa devam edecek.
Başkan Trump, mevcut katı politikasını devam ettirdiği sürece de, ABD’nin ve giderek diğer ülkelerin içe kapandığına; ABD ve Avrupa ülkeleri göçmen politikalarının daha sertleştiğine; ticari gerginliklerin artması sonucu, dünya ticaretinin daraldığına; IMF – Dünya Bankası – Birleşmiş Milletler - NATO - Dünya Ticaret Örgütü(WTO) gibi İkinci Dünya Savaşı sonrası kurumların sorgulanmasının başladığına şahit olacağız.
Düzelme eğilimi
Ekonomik faaliyetlerin arttığını gösteren en önemli gösterge, kredilerdeki yükselme eğilimidir. BDDK ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafikler, Türk ekonomisindeki bu
Geçen yıl, belirsiz-liklerin sürdüğü bir yıl oldu. ABD-Çin ticari gerginliği, global ticaret hacmini düşürdü. Merkez bankaları kaçınılmaz olarak, genişleyici para politikası uygulamak zorunda kaldılar. Para politikalarının yetersiz kalması üzerine, tüm ülkelerde maliye politikaları da önem kazandı.
Küreselleşme eğilimi yerini milliyetçi ve oldukça dışa kapalı ekonomi politikalarına bıraktı. Tüm dünyada faizler çok düşük ve ülke enflasyonlarının altındaki seviyelerde belirlendi. Yabancı yatırımlar global ölçüde azaldı ama hisse senedi piyasaları merkez bankalarının sunduğu bol likidite sayesinde talep gördü.
Faiz indirimleri
2019 yılında 49 merkez bankası 71 kez faiz indirdi. IMF, ülkelerin büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize ettiyse de, Türkiye, Rusya, Brezilya, Hindistan ve Meksika ekonomilerinde toparlanma bekleniyor.
ABD-Çin
ABD-Çin ticaret anlaşmasının “birinci faz” bölümü gerçekleşmiş olsa bile, Çin’in önümüzdeki iki yılda
Yeni yıl ile birlikte, ekonomi yönetimimiz “para politikası uygulaması”nda önemli bir değişime gitti. Artık, para politikası; Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası ve kamu bankalarıyla birlikte ve ciddi bir koordinasyon içinde yönetiyor. Bu eşgüdümün sağlanmasında Ekonomi Bakanımızın da önemli katkısı oldu.
Eşgüdüm sayesinde, kamu bankaları hem döviz hem de kredi piyasasına müdahale edip; gerektiğinde döviz alıp satarak istikrarı sağlıyorlar. Borsadaki Swap Piyasası’nı da kullanarak, Merkez Bankamız döviz rezervleri azalmadan dövize müdahale edebiliyorlar.
Öte yandan, para getirebilecek her türlü olanak denenerek bankalara ve mali kurumlara ceza veriliyor. Doğal olarak, devletin bütçe kaynağı ihtiyacı var. Büyük bütçe açığı vermeden ekonomik dengenin kurulması bu biçimde ve doğru olarak sağlanıyor.
Çıpa değişti
Eskiden para politikası uygulamalarında, bütçe dengesindeki “faiz dışı fazla çıpası” kullanılırken; artık, “dış ticaret açığı” ve “cari
Yalnız Türkiye’den değil, herhangi bir ülkeden gerinizde iz bırakmadan kaçmak mümkün. Bu konuda Frank M. Ahearn’ın yazdığı “Nasıl Yok Olursunuz? (How to Disappear?) isimli kitap satış rekorları kırıyor. Kitap, dijital dünyadaki tüm izlerinizi nasıl silebileceğinizi, geriye nasıl yanlış bilgiler bırakabileceğinizi ve iz bırakmadan ülkeden nasıl kaçabileceğinizi anlatıyor.
Kitap, Facebook ve Instagram gibi sosyal sitelerde fazla görünmenin kişilerin hayatını nasıl zorlaştırdığını da anlatıyor. Ayrıca, kitapta isminiz üzerinden nasıl parasal işlem yapılabileceğinin yolları anlatılıyor. Doğal olarak, amaç yanlışlara karşı önlem almak.
Kitabın yazarı, Michael Jackson’un Neverland’de küçük çocuklarla nasıl buluştuğunu, O. J. Simpson’ın banka hesaplarının izinin nasıl bulunabileceğini ve George Harrison’un yatağında ölü bulunmasını araştırmak için tutulmuş olan kişi.
İlk yapılacaklar
Kredi kartıyla yapılan alışverişler, kişinin kolayca takip edilebilir olmasını sağlıyor. Kaybolmak isteyen kişi, normal adres yerine posta kutusu adresi
ABD Başkanı Trump’ın damadı Jared Kushner, bu haftaki Tıme dergisinin kapağını süslüyordu. Dergide kendisi ile yapılan geniş bir röportaj yer aldı. Benim anladığım, bu röportaj, Senato’ya gelen “Trump’ın düşürülmesi (impeachment)” duruşması öncesi, Yahudi oyları toparlama girişimi oldu.
Kushner, her ne kadar Trump için yeni ajanda yaratmadığını ve sadece verilen kararların yürütülmesine yardımcı olduğunu söylese de, İsrail’deki ABD Büyükelçiliği’nin Jerusalem’e taşınmasında baş rolü oynadığı biliniyor.
Kushner’in odası, Trump’ın Beyaz Saray’daki yemek salonunun hemen yanında bulunuyor. Odada, Meksika Hükümeti’nin ABD-Meksika ticaret anlaşmasına sağladığı katkılar dolayısıyla Kushner’e verdiği Aztek Kartalı nişanı da yer alıyor.
İkinci en güçlü kişi
Trump’ın Başkanlık kampanyasını yürüten Brad Paracale, Kushner için “Beyaz Saray’ın içinde ve dışında Trump’tan sonraki en güçlü kişi” tanımlamasını kullanıyor.
Kushner, hep