Murat SABUNCU
Mustafa Akyıl, Doğu'lu işadamı ve bölgenin TÜSİAD'a üye olan ilk ismi. Geçtiğimiz haftalarda TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan'la birlikte Kıbrıs'a giden Akyıl burada Kıbrıs'lı işadamlarının umutlarını fazlasıyla büyük işadamlarına bağladıklarını görünce onları uyarma gereği duydu. Ne de olsa Doğu'lu işadamıydı ve yıllarca gerek
devlet gerekse büyük işadamları hep yardım sözü vermiş ancak bir türlü sözlerini tutmamışlardı. Bölgesine yatırım yapan ve TÜSİAD'ın bölgeden ilk üyesi olan Akyıl'ın Kıbrıs'taki yaşadıkları ve bölgesindeki malları pazarlamak için kurduğu Güneydoğu Sektörel Dış Ticaret şirketi hayli ilginç.
TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan ve siz geçtiğimiz haftalarda Kıbrıs'a gittiniz. Ve siz büyük yatırımcılar açısından talihsiz bir yörenin, Doğu'nun bir ferdi olarak Kıbrıslılar'a bir nasihat verdiniz.
Daha önceleri işadamlarımız gelirdi bizim bölgeyi dolaşırlardı. Onlar gelirde bir yatırım yapar düşüncesi içine girerdik. Fakat bu umutların hepsi bir hayalkırıklığına dönüşüyordu. Bu vesile ile bir tecrübemiz olması dolayısıyla bu meseleyi Kıbrıs'ta da anlattık. Gün boyu toplantılarda hiç konuşmadım hep sorunları dinledim. Neler yapılabilecek şeklinde. Daha sonra konuşmam söz konusu değilken sayın başkan Muharrem Kayhan konuşma hakkı verdi. Bu şartlarda konuşmaya başladım.
Ne anlattınız?
Kıbrıs'taki arkadaşlarımız TÜSİAD'ı şöyle bir gözle görüyorlardı: TÜSİAD buraya gelip yatırım yapacak, bize imkanlar yaratacak. Ben çok samimi bir şekilde duygularımı dile getirdim. TÜSİAD'ın genel yapısını ve amaçlarını anlattım. TÜSİAD olarak herhangi bir bölgede bir yatırım yapmak gibi bir düşüncesi yok. Kendilerinin beklenti içerisinde olduklarını görüp söyledim bunları. 'TÜSİAD'cılar geldiler hemen burda yatırım kararları aldılar biz de hemen ortaklık kurarız' şeklinde duygular içersine girmemeleri için söyledim bunları.
Peki onların tepkisi ne oldu?
Kıbrıs'ın ekonomisinde kişi başına milli gelir 5 bin
dolar seviyesinde. Gelir seviyesi bu düzeyde olan bir ülke de ordaki işadamları yatırım yapmayacakta bekleyecek Türkiye'deki işadamları gelsin yatırım yapsınlar diye. Bunun bana göre yanlış olduğunu söyledim. Ve kendilerinin öncü olması gerektiğini belirttim. Orada teşvik sistemi yok. İşçi maliyetleri çok yüksek ve ulaşımda çok büyük sıkıntılar var. Şimdi böyle bir ortamda Kuzey Kıbrıs hükümetini zorlamadan hiçbir Türk işadamı bu şartlarda gidip oraya yatırım yapayım demez.
Siz bir Doğulu olarak kendi bölgenize yatırım yapıyorsunuz. Batılı işadamlarından umudunuzu kestiğiniz için mi kendi işimizi kendimiz görelim diye yatırıma geçtiniz?
Aynen bugün olduğu gibi bölgeye heyetler gitti geldi. Ama kimse yatırım yapmadı. Kendi ailemle toplantı yaptım, biz bu bölgede belli haklara sahip aile olduk ve acaba batıya mı gidelim bölgemize mi yatırım yapalım diye tartıştık. İyi ki de öyle yapmışız. Daha sonra bölgede bir heyecan oldu. Ben kendi bölgemde yatırım yapıyor isem ben bu yatırımlardan sonra bölgede bir heyecan oluşuyor ise bu benim için bir gurur kaynağıdır.
Yani siz kendi bölgenize sahip çıkmazsanız size kimse sahip çıkmaz diyorsunuz.
Bir bölgenin kalkınması bölge işadamından geçer. Öncelikle görev o bölgede yaşayan insanlara düşüyor. Ondan sonra bölgeyi terketmiş işadamları o bölgede yatırım yapması lazım daha sonra ise hem yörenin işadamları hatta dünya işadamları o bölgede yatırım yapar. Aksi takdirde ne
Koç gelir ne Sabancı gelir ne bir başkası gelir.
Kendiniz için bir şeyler yaptınız, zengin oldunuz. Bölge ekonomisi için ne yapıyorsunuz?
Güneydoğu sektörel dış ticaret şirketini kuruyoruz. Bölgeden 30 civarında müracat eden firma var. Benim amacım o firmalarla birlikte bölgede yatırım yapan kişilerin mallarını ihracata yöneltmek, kurumlaşmalarını sağlamak, yurtdışında temsil etmek. Tekstil ve gıda pazarlanacak. Diyarbakır merkezi , Ankara ve İstanbul operasyon merkezi olacak.
Bölgenin malını yurtdışında tek elden pazarlayacaksınız. EGS gibi bir model yani.
Evet. İhracatı bilmeyen bölge insanına öncülük yapmaya çalışıyorum. Bölgenin tekstil ve gıda ürünleriyle bir taraftan Irak bölgesine bir yandan da Amerika, Fransa, İtalya, Belçika, Almanya gibi ülkelere gitmeyi hedefliyorum.
Bölgenin pazarlama sorunun halletmeyi hedefliyor anladığım kadarıyla bu şirket.
Fabrika kurmak çok basit. Bankadan kredi alıyorsun makineni alıyorsun o kerdilerle ya da kendi özsermayenle yapacağını yapıyorsun. Ama ondan sonra pazarlama ve kalite çok önem teşkil ediyor. Bölgede bunu yerleştirmeye çalışıyorum.